Siyasal kampanyada ilk olacak…
Sosyal medyanın algı gücü sonunda siyasal partilerin propaganda yöntemini değiştirtti...
Yaşamda bu denli algı gücü yaratan zemini partilerin kullanması kaçınılmazdı.
Siyasal kampanyada ilk olacak, hatta dönüm noktası teşkil edecek ilk adım da AK Parti’den geldi…
Teşkilata mensup 1.5 milyon kişiye, toplu, bölgesel veya bireysel olarak anında ulaşacak işleve sahip Türkiye’nin ilk Sanal Genel Merkezi’ni kurdu…
Bu yapıyı oluşturma fikri de geçen seçim döneminde de propagandadan sorumlu olan Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’a ait…
TEMA AKIŞKAN OLUNCA
Mahir Ünal dünkü sohbetimizde yeni sistemi anlatırken elinden tablet eksik olmayan teenager heyecanındaydı.
Önce bir noktanın altını çizdi:
“Sosyal medyanın devreye girmesiyle ana tema diye bir şey kalmadı, seçimin teması sürekli değişken ve akışkan hale geldi…”
Bu tespiti yaptıktan sonra eski dönem propaganda yöntemini anımsatıp ekledi:
“Eskiden toplum önderleri, kamuoyu araştırmacıları, gazetecilerle tarama konferansları yapar seçim stratejisinin ana temasını belirler ve oradan yürürdük. Ama sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bu yöntem bitti. Sosyal medyanın akışkan zeminine bir de interaktif iletişim eklenince seçimin teması zamana ve zemine göre sürekli değişken hale geldi.”
Buna ilişkin birkaç örnek sıraladı, geçen seçim “#tamam” ve “#devam” anahtar kelimeleri (hashtag) üzerinden yürüyen tartışmayı ve yarattığı etkiyi anımsattı.
“Bu olayda da görüldüğü gibi siyasal propaganda dijital alanda yürüdüğü, akış oradan belirlendiği için orayı yönetmek gerekiyor” deyip nasıl bir model geliştirdiklerini anlatmaya başladı.
YENİ MESAJ PLATFORMU
Öncelikle Sanal Genel Merkez oluşturma kararına varılmış.
Bu amaçla GSM operatörlerinden birinin yarattığı mesajlaşma servisinden panel satın alınmış ve 1.5 milyon teşkilat mensubu kaydedilmiş.
Mahir Ünal gerisini şöyle getirdi:
“Böylece 1.5 milyon teşkilat mensubumuz ile sanal miting yapma, mesajımızı toplu, bölgesel ve bireysel olarak anında iletme ve yapılması gereken söylem ve sloganı hemen ulaştırma imkanına kavuştuk.”
Siyasal propagandanın rakip tarafından takibini engelleyecek mesaj güvenliği de dikkate alınmış.
Operatörden panel alınırken, WhatsApp gibi günlük paylaşımı arşivleme yoluna gitmemesi şartı getirilmiş.
ANINDA TEPKİ
Hatta günlük bilgi paylaşımı ve sloganlar, neye anında tepki verilmesi gerektiğinden, neyi nasıl söyleneceğinin örneğinin gösterileceği video konferans yöntemine kadar farklı unsurlar da panele eklenmiş.
Mahir Ünal, “Bu panel ile 81 il teşkilatımızın en uç noktasına kadar aynı anda ortak refleksi verme imkanını yakalayacağız” dedi.
Bu noktada bir de ayrıntıya dikkat çekti:
“Bu tepkiyi verecek gerçek sosyal ağ kullanıcılarının hepsi de gerçek kişiler olacak, yani sahte isimle kurulmuş (fake) veya sahte hesaplar (boot) olmayacak. Bu da etkiyi arttıracak…”
Türkiye’nin seçim kampanyasında seçim otobüsünden, seçim uçağına geçişi devrim gibi kabul edilmişti.
Ardından gelen video konferans miting de önemli bir aşamaydı.
Bu seçimde yaşanacak dijital kampanya ise bir başka önemli dönüşüm ve değişime imza atacak; aslında geleceğin ilk adımı sayılacak…
***
CHP’de karar günü
Aslında gelecek hafta planlanıyordu…
İYİ Parti ile 21 yerde ittifak kararı alınınca bugüne çekildi…
CHP yönetimi de karar almak üzere Parti Meclisi’ni (PM) bugün için toplantıya çağırdı.
CHP daha önce 7 büyükşehir ve 20 ilde adayını açıklamıştı.
İttifak gereği 10 büyükşehri de İYİ Parti’ye bıraktı.
Geriye kalan 13 büyükşehir ile 31 ildeki adaylarının bir bölümünü daha bugün açıklaması bekleniyor.
Aslında PM öncesi dünkü Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında adaylara ilişkin bir gelişme olur diye bakılıyordu, ancak CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Aday konusunu yarın sabah (bugün) yapacağımız MYK’ya bırakalım” diyerek ötelemiş.
Beklenti İstanbul başta olmak üzere Adana, Antalya, Bursa adaylarının açıklanması yönünde.
“Ankara, İzmir, Mersin ne olur?” diye sordum, “Genel Başkana bağlı. Belki içinden bir ikisini açıklar veya hepsini gelecek haftaya bırakır” yanıtını aldım.
PM’den geçirmekte zorlanabileceği bu illerle ilgili CHP liderinin yetki talebinin olup olmayacağı konusunda da bir veriye hiçbir yönetici sahip değildi.
Ne olursa olsun öyle iller var ki kimi tercih ederse etsin ötekinin isyanına yol açacak.
Aslında geçen seçim dönemlerinde de yok değildi, ancak bu dönem bir de ittifak binince yoğunluğu arttı.
Buna CHP liderinin her kesimden oy alabilecek nitelikte bir isim çıkarma çabasıyla, partililerin “Ne olursa olsun yeter ki bizden olsun” direnişi aşılamayınca, öne sürülen isimlerin de olma olasılığı azaldı.
CHP’de her şey PM’nin tavrına göre belirlenecek.
Ancak seçimden nasıl sonuç çıkacağı da unutulmamalı ki teşkilatın adayın ardında ne denli durup sandığa hangi oranda sahip çıktığıyla ölçülecek…
***
CHP- İYİ Parti’de ilçe pazarlığı
Toplam 21 büyükşehirde uzlaşan CHP ile İYİ Parti arasında ilçeler konusundaki müzakere sürüyor.
Bu pazarlığın da bitip yeniden başlayan ittifak müzakerelerinden farklı olmadığını söyleyebilirim.
Çünkü CHP hem elindeki belediyelerle devam istiyor hem de merkez ilçelerde talebini yüksek tutuyor.
İYİ Parti ise CHP’ye verdiği büyükşehir adayına seçmen desteğinin ancak merkezdeki bir büyük ilçenin verilmesiyle daha rahatlatılacağını belirtiyor.
MERKEZ İLÇE AÇMAZI
Bu da müzakereyi daha da açmaza götürüyor.
Örneğin İzmir’de büyükşehri alan CHP, merkez ilçelerden de vazgeçmek istemiyor.
Denizli büyükşehri bıraktığı İYİ Parti’ye, iki büyük merkez ilçe Pamukkale ve Merkezefendi’den birini terk etmek istemiyor.
Ancak illerde de hiç sorunsuz ilerleniyor…
Fakat burada da bir başka pürüz önlerine çıkıyor…
Örneğin Ankara’da uzlaşı yakalanmış gibi görünüyor fakat büyükşehir adayının kimliği belli olmadığı için bugünden tayin edilen ilçelere adaydan gelebilecek itirazdan çekiniliyor.
OLMAZSA, HERKES ÇIKARIR
Müzakerede karşılaşılan pürüz bununla da kalmıyor.
Örneğin CHP’nin elinde olan Giresun belediyesinin kaderini tayin edecek merkez oylarında geçen seçim İYİ Parti %21.53, CHP ise 21.40 almıştı.
CHP elinde olduğu için devam etmek isterken, İYİ Parti oy oranını gösterip kendisinin de kazanma şansına dikkat çekiyor.
Bu da yol almayı zorlaştırıyor.
Ancak bu kez ittifak görüşmesi kadar ağır ve çözümsüz kalması beklenmiyor.
Muğla Bodrum’da olduğu gibi uzlaşılmayan yerde herkesin kendi adayını çıkarıp yola devam etmesi gibi bir seçenek bulunuyor.