Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Avrupa Konseyi’nin Türkiye’nin denetime alınmasına neden olan raporunun gerekçeleri arasında sayılıyordu.

        Öncesinde de AKPM’nin dolayısıyla da AİHM’nin en önemli danışma organı Venedik Komisyonu’ndan benzer eleştiriler yükselmişti.

        Eleştirinin temelinde uzun tutukluluk süresinin, “tutuklamanın tedbir olmaktan çıkıp, cezalandırma aracı haline geldiğine vurgu” yapılıyordu.

        Darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK ile de yasada 2 yıl olan ve en fazla 3 yıla kadar uzatılabilen tutukluluk süresi, terör suçlarında 5 yıla çıkmış; böylece toplamda 7 yıl tutuklu kalmanın önü açılmıştı.

        AB sürecinin canlandırılması amacıyla 2,5 yıl aradan sonra Reform Eylem Grubu toplantısının da AKPM’nin denetime neden olan konuları gündemin önemli maddeleri arasında yer almıştı.

        ALMANYA’NIN ÖNEMİ

        Şunu baştan belirteyim ki AK Parti iktidarı AB ile sürecini daha dinamik hale getirmekte kararlı.

        AB’nin içinde bulunduğu hem ekonomik hem de diplomatik birçok olumsuzluktan çıkışın manivelası olduğunun da bilincinde.

        Bu amaçla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, BM toplantısının ardından 28-29 Eylül’de gerçekleştireceği Almanya gezisine büyük önem veriyor.

        AB sürecinin sağlıklı işlemesi için Almanya ile yapılacak görüşmede beklentilerin daha netleşeceğine dikkat çekiliyor. Nitekim Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da dün Almanya ziyaretine verilen öneme dikkat çekti.

        “Almanya bizim Avrupa’daki en önemli ortaklarımızdan birdir… Pozitif gündemle gidiyoruz” dedi.

        YENİDEN YAPILANMA

        Son haftalarda ziyarete giden işadamı örgütleri temsilcilerinin aktardığına göre, AK Parti’de de Almanya gezisine ve AB sürecine verilen önemin altı çiziliyor.

        Türkiye’nin varlıklarının daha iyi yönetilmesi için atılacak yeni adımlar ve yapılanmalardan söz ediliyor.

        Türkiye’nin çıkarını koruyarak AB sürecini rahatlatacak her türlü adımdan taviz verilmeyeceğine vurgu yapılıyor.

        Hükümet bu kapsamda sadece ekonomik değil, AKPM’nin denetime almasına neden olan hukuki konularda da adım atma kararlılığında.

        KANUNDA SORUN YOK

        Nitekim, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü dünkü sohbetimizde, “sosyal medya aracılığıyla yapılan kamuoyu baskısıyla hakimlerin sürekli tutuklama yoluna gidiyor olmasına” dikkat çekti.

        Eleştirilerin ağırlıklı bölümünün de bundan kaynaklandığını belirtti.

        “Yoksa tutukluluğu düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nda bir sorun yok” deyip ekledi:

        “Tutuklama yerine, sürekli dile getirdiğimiz gibi adli kontrolü devreye sokarsak muzdarip olmayız. Bütün yaşananlar adli kontrol yoluna gidilmemesinin, kamuoyundan gelen ‘adliyenin ön kapısından girdi, arka kapısından çıktı’ yönlü baskıları tutukluluğu arttırıyor. Bu da sıkıntı yaratıyor…”

        Yıllardır savcılık yaptığı için konunun sahadaki uygulamasına da hakim olan Hakkı Köylü’nün hakimlere şu çağrısı da önemli:

        “Elinizde dosya, delil, hukuk var; sosyal medyaya göre değil, vicdanınıza göre karar verin…”

        ***

        Karamollaoğlu: "Yerelde Millet İttifakı olmaz..."

        Millet İttifakı’nın oluşmasındaki en önemli isim SP lideri Temel Karamollaoğlu olmuştu.

        İYİ Parti’yi ikna etmenin ötesinde, sonrasında Abdullah Gül konusunu gündeme getirmesi, CHP’nin bu sürece katkı vermesini sağlaması dahil birçok adımın atılmasında öncü rol oynamıştı.

        CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ittifak konusunda yapmak istediği birçok adımın kolaylaştırılmasında önemli rol oynamıştı.

        Kılıçdaroğlu da bu tutumundan övgü ile söz ederken o dönemde “Keşke Cumhurbaşkanı adayı olmasaydı da Meclis’e gelseydi; bu dönemde kendisine çok ihtiyaç var” demişti.

        Karamollaoğlu ile dün sohbet ederken geçmişteki etkinliğini anımsatıp, yerel seçimde de Millet İttifakı’nın devam edip etmeyeceğini sordum.

        Yanıtı net oldu…

        “Yerel seçimde, milletvekili genel seçimine benzer ittifak olmaz…”

        Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ile MHP arasında da ittifakın şartlarının oluşmasının zor olacağını ileri sürdü.

        “Onlar olur diyorlar ama bana göre zor, kendileri bilir” deyip, bir noktanın altını çizmekten de geri durmadı:

        “Bizim hedefimiz şu anda aday çıkarmak. Ama partiler arasında dirsek teması bölge bazında olur, o kadar. Onun ötesinde çatıda bir ittifak söz konusu olmaz…”

        Karamollaoğlu, yerel seçimin ana aksının ekonomi üzerine oturacağının da altını çizdi…

        ***

        İYİ Parti'den 35 ile çıkarma

        Millet İttifakı’nın diğer ortağı İYİ Parti’deki bakış da Karamollaoğlu’ndan farklı değil.

        Yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Musavvat Dervişoğlu hedeflerinin her yerde aday çıkarmak olduğunu, buna karşın tabanın sandıkta ittifakını engellemeye de kimsenin gücünün yetmeyeceğini belirtti.

        Seçmenin tabanda kendi ittifakını oluşturacağını, önemli olanın iyi aday göstermek olduğunu vurguladı.

        TABAN İTTİFAKI

        Bu amaçla İYİ Parti bu hafta sonundan itibaren Başkanlık Divanı üyelerinden oluşan 14 gruba ayrılmış temsilcilerle 35 ile ziyarette bulunacağını ve görevden ayrılanların yerine yeni atamaların yapılacağını da söyledi.

        Bu ziyaretlerinde teşkilatın yanı sıra, sivil toplum örgütleri ve bazı akil isimlerle yapacakları görüşmeler sonucu aday tespiti çalışmasında bulunacaklarını da vurguladı.

        CHP’nin de “resmi ittifaka gerek kalmadan vatandaş tabanda birleştirir” bakışı dikkate alındığında, Cumhur İttifakı’nın karşısında yer alan muhalefetin tavrı net:

        “Durumu göre nerede kim güçlü ise vatandaşın ona yönelmesini sağlayacağı taban ittifakı…”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar