Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MÜNBİÇ’te işbirliğinin kapısını aralayan Washington, diğer yandan neden Türkiye’ye ambargo uygulamanın adımını atar?

        Üstelik 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan bu yana, Avrupa’daki müttefikleri bazı zamanlar Ankara’ya karşı farklı tutum gösterirken, onların aksine tutum takınmışken...

        Bütün bunların nedeni olarak değişen ABD yönetimi veya Washington’a yerleşik bürokrasinin farklılaşması gösterilebilir mi?

        Ya da tek başına Rusya’dan alınacak S-400 hava savunma sistemine bağlanabilir mi?

        Rusya Federasyonu Büyükelçiliği Resepsiyonu’nda Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir ile sohbetimiz bu sorular çevresinde gerçekleşti.

        Prof. Dr. Demir, ABD tavır gösterdi diye “Rusya’dan S-400 füze sistemi alımından vazgeçilmesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını” belirtti.

        BİR YOLA GİRDİ

        Konuyu, ABD Senatosu’nun içinde Türkiye’ye karşı ambargo da taşıyan savunma bakanlığı 2019 mali yılı bütçesine getirdim.

        Senatodan çıkan yasanın, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programından tamamen çıkarılmasının yanı sıra Patriot hava savunma sistemleri ile Chinook tipi ağır nakliye ve AH-1 Kobra, H-60 Black Hawk helikopterlerinin satışını da kapsadığını anımsattım.

        Müsteşar Prof. Dr. Demir, senatodan çıkan yasanın izleyeceği süreci anımsattı.

        Buna göre tasarı önce kongreye gelecek.

        Savunma bakanı, dışişleri bakanına danışarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin durumuyla ilgili kongreye kapsamlı bir rapor verecek.

        Bu rapor tamamlanmadan savunma bakanlığı (Pentagon), Türkiye’ye kongrenin iznine tabi herhangi bir silah satışına onay veremeyecek.

        Konferans komitesi diye adlandırılan ortak komisyonda düzenlemelere kavuştuktan sonra Başkan Trump’ın onayına sunulacak.

        Senatodan 10’a karşı 85 oy gibi ağırlıkta geçmiş yasanın Başkan Trump’ın onaylamaması gibi bir seçeneği olabilir mi?

        Müsteşar Demir, şu yaklaşımda bulundu:

        “F-35’lerin teslimini perşembe (bugün) yapacaklarını söylediler. Biz ona inanırız. ABD’de şu an iki el var, bizim için elini sıktığımız diğer el önemli. Biz onunla mutabıkız. Ayrıca da her şey bitmiş değil. Kongre ve başkanın tavrını da bir görmeliyiz...”

        Bu aşamada kaygısını da gizlemedi:

        “Yasaları bir yola girdi, ama dilerim sonuca varmaz...”

        Resepsiyon hareketliliği içinde daha fazla konuşma olanağı da olmadı.

        Ancak dün görüyoruz ki senato taslak yasasına “19 Haziran” tarihi itibarıyla yeni bir ek yapılmış ve “Sınırlama uçağın Türkiye’ye transferini içerir, kâğıt üzerinde sahip olmasını engellemez” denilmiş.

        Bu da gösteriyor ki uçağın Türkiye’ye gelişi, Birinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’den alınan gemilerin Türkiye’ye ulaşamama hikâyesine dönecek.

        MÜNBİÇ’TE DURUM

        Görünen o ki Washington iyi polis, kötü polis oynamıyor; tam tersi açık bir tavır gösteriyor.

        Bütün bunları da gerilimi yükseltmeden devreye sokuyor.

        Münbiç de bunun en açık göstergesi...

        Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dün ikinci devriyeyi gerçekleştirdiğini açıkladığı Münbiç’teki durum, sahadaki gözlemcilerin aktardığına göre daha önce sınırın iki tarafında karşılıklı duran Türk ve ABD askerlerinin yan yana gelmesinden ibaret.

        Münbiç’in içine girilmiş değil, PKK unsurları çıkmış olmakla birlikte PYD/YPG’nin oluşturduğu Münbiç Askeri Konseyi orada bulunmaya devam edecek; Türk askerinin Fırat’ın doğusuna geçmesine de ABD soğuk.

        Ancak ne olursa olsun gelinen nokta hem YPG üzerinde “ABD bizi terk ediyor algısını” yaratması hem de bir adım atılmış olması açısından önemli...

        Devamının gelmesi için ise abartmadan hareket edilmesi gereken hassas bir zemin...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar