Turizmde Çin yılı
CHENGDU
SURİYE sorunu başladığı günden bu yana yalnız Türkiye değil, bütün dünya sıkıntılı sürece girdi.
DEAŞ terörünün Orta Asya ve Avrupa’da yaşattığı sıkıntının Asya’da aşılabileceği varsayılıyordu ki, bu kez Kuzey Kore ve Myanmar sorunu hortladı.
Son iki yıldır dünya turizmi ciddi daralma içinde.
Eğer böyle devam ederse bundan sonraki yıllarda da sürdürülebilir bir turizm sektörü ve buna bağlı maddi, manevi kültürel mirasın korunmasının teşviki kolay olmayacak.
Bu da ülkeler açısından içe kapanıklığı daha da artıracak.
ETİK ANAYASA
Çin’in pandalarıyla ünlü Chengdu kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Kurulu, 3 gündür bu sorunla birlikte “turizmin etik değerleri”ni tartışıyor.
Hatta BM Turizm Etik Anayasası’nı hayata geçirmeye çalışıyor.
Turist karşılayanlar ile gönderen ülkelerin çatışması nedeniyle de çözüm bulduğunu söylemek kolay değil...
Çünkü geçen yılki toplantıda da “2017 Sürdürülebilir Kalkınma Yılı” olarak ilan edilmişti.
Sloganı da “Seyahat, Zevk ve Saygı” olarak belirlenmişti.
Aradan geçen bir yılda sloganda yazılan ne varsa tersi oldu...
Belki de bundan, ülkeler ikili ilişkilerin geliştirilmesiyle karşılıklı turist akışını sağlama yolunda çaba gösteriyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş da bu isimlerden biri; 3 gündür Çin’de genel kurul çalışmasının yanında ikili görüşmeler yapıyor.
Önemli gelişme ise her yıl yurtdışına birçok ülkenin nüfusundan çok daha fazla sayıda, 100 milyon insan gönderen Çin’de, bu sene “Türkiye yılı” kutlanacak.
Yıllardır bir düzene oturması için uğraş verilen Çin’den daha fazla turist gelmesi için 2018’in iyi değerlendirilmesi hedefleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderler içinde en fazla ziyaret ettiği ülke olan Çin’den 2 milyon turisti getirmeye uygun planlama yapılıyor.
Ancak dünyadaki gerilimin kaygıyı artırıp insanların seyahat etme şevkini kırdığı süreçte rakamın 350-400 bin civarında kalması bekleniyor.
Bununla birlikte bir dizi filmin, bir TV programının veya bir önemli kişinin cümlesinin insanları ne derece etkilediği, sayıyı bir anda nasıl patlattığı da ortada.
Şurası bir gerçek ki Çinli turist Türkiye’yi sevmiş; en azından 5 yıl öncesine göre nerede olduğunu ve hangi bölgelerinin kendisinin ilgisini çektiğini biliyor.
Bu da büyük bir avantaj sağlıyor.
Bakan Kurtulmuş, eşi Sevgi Kurtulmuş’la Chengdu’da çay evinde seremoniyi izledi.
GÖNDEREN OLMAK
Bütün bunların yanında Türkiye’nin turizmde yeni bir evreye geçmesi de şart.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş da bu amaçla 1-3 Kasım’da Turizm Şûrası’nı toplayacak.
Şûradan ne çıkar bilinmez, ama 1990’lara göre hazırlanmış Turizm Yasası ile bugünün şartlarını karşılamak zor.
Yani, turisti “karşılayan” olmaya dönük bakış açısıyla hazırlanan yasanın bugün Türkiye’ye turist gönderen zihniyetini de kapsayacak şekilde yeniden dizayn edilmesi gerekir.
Bunun için de iyi bir zemin var.
Örneğin, OTİ Holding yakınlarda TUİ gibi bir devin yarattığı Almanların en önemli tur şirketi Ferein Touristik’i satın aldı.
Başka şirketler de bu yolda önemli mesafe kat etti.
Çin gezisinde sohbetlerimizden çıkardığım kadarıyla Bakan Kurtulmuş da gönderen duruma gelmek için çabalıyor.
Yeni yapılanmanın adımlarını atıyor; Turizm Şûrası da bunun bir parçası...