Terörle mücadele hissiyatla olursa
DİYELİM ki İngiltere’de veya ABD’de yaşıyorsunuz ve otomobilinizle giderken bir polis aniden ateş açıp sizi yaraladı.
Savunmasında da “Otomobilini terörist bir faaliyetle kaldırımda yürüyenlerin üzerine süreceği hissine kapıldım” derse ne olur?
Soru uzun yıllardır yurtdışında yaşayan bir arkadaşıma ait.
Gelişmiş ülkelerde yaşam süren yabancıların psikolojisini aktarmak için iyi bir örnek...
Sadece yabancılar için değil, kendi yurttaşları açısından da son yıllarda başlarına gelebilme olasılığı yüksek bir durum.
Devletler açısından ise DEAŞ ile ortaya çıkan, nerede, nasıl saldıracağı belli olmadığı için önlem alınamayan yeni terör şekli.
Yeni gelişme karşısında daha karmaşıklaştı; çözüm için de veri yok.
Sözünü ettiğim, örgütün bizzat açıkladığı DEAŞ lideri Ebu Bekir el- Bağdadi’nin öldürülmesi sonrası nelerin olabileceğine dönük yeni pozisyon.
LİDER ÖLÜNCE
Şiddet üzerine çalışanlar, terör örgütü liderinin öldürülmesinden çok, yakalanıp hapse atılmasının terörü daha çabuk bitireceğine inanır.
Liderin öldürülmesinin ise terörü yayacağını düşünür.
Örneği İngiltere’den verdik, oradan devam edelim.
“Terör Nasıl Sona Erer” (How Terrorism And/2009) kitabıyla El Kaide’ye ilişkin olacakları önceden tayin eden Audrey Kurth Cronin’in görüşleri, DEAŞ liderinin öldürülmesi sonrasına ışık tutar nitelikte.
Cronin, terörizme, devlet ile terör örgütleri arasındaki iki taraflı mücadele olarak bakmıyor; üçüncü bir tarafının bulunduğunu, bunun da izleyiciler olduğunu vurguluyor.
Asıl korkuyu yaşayanların da devletten çok izleyicileri olduğuna dikkat çekiyor.
Bir terör örgütünün bitirilmesi için de 6 şart öne sürüyor:
“1- Liderinin tutuklanması veya öldürülmesi, 2- Meşru yasal zemine çekilmesi, 3- Hedefine ulaşması, 4- İçeriden çökertme veya kitle desteğini kaybetmesi, 5- Büyük bir güçle yenilmesi, 6- Terörden başka şiddet araçlarından, organize suç gibi başka şiddet aracına dönüşmesi.”
Liderin öldürülmesinin, “onu ölümsüzleştireceği” için çok daha büyük soruna yol açacağının da altını çiziyor.
Masumların da zarar gördüğü için aşırı güç gibi, “lideri öldürmenin terörü yaymak” anlamına geleceğini belirtiyor.
HALEFLER BİTİRİR
El Kaide örneği de bunun için yeterlidir.
Bu açıdan bakıldığında Suriye’de her ikisi de mevcuttu; hatta düzenli ordunun aşırı güç savaşına tanıklık edildi.
Sonucunda DEAŞ terörünün yaygınlaşması, 2012’den bu yana görüldüğü gibi bundan sonra da kaçınılmaz olacak.
Ancak önlenmesinin yöntemleri de yok değil.
Özellikle manevi bağı siyasetten daha güçlü olan örgütlerde liderin ölümü sonrası yerine gelecek sayısının çok olması, önlenmesinin bir yolu gibi görülür.
Belki ilk aşamada tehlikeli gibi algılanır ama örgütün parçalanması açısından da etkili bir yoldur.
Bu açıdan ölümü sonrası yardımcıları İyad el-Ubeydi veya Ayad el-Cumeyli’den birinin geçmesi ihtimalinden söz edilirken, başka isimler de halife olarak ortaya çıktı.
Bu da bir alanda birlik durumundan çıkan DEAŞ’ı uzun vadede bitirme noktasına getirmeye yetti.
Ancak şurası da kesin ki gerisinde bırakacağı acılarla yüz yüze kalmamız bu kadar kısa sürmeyecek.