Siyasal açmazlar
Yeni yoluna bugünden itibaren tam girecek siyasal sistem, baştan belirteyim ancak uygulandıkça düzenini kuracak.
Çünkü nasıl işleyeceğine yönelik geçmiş deneyim olmadığı gibi, geçerli kanunlar, yönetmelikler ve genelgelerle değişen kanunlar arasındaki çelişkilerin nasıl giderileceği de öngörülebilir değil.
Çünkü mevcut yasalar bugüne kadar Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi partiye üyeliğini, hatta genel başkan olabileceğini hiç öngörmemişti...
Ancak bugünden itibaren Cumhurbaşkanı siyasi parti üyesi olacak.
Mayıs’ın 21’inden sonra da genel başkan sıfatını kazanacak. Dolayısıyla protokol listesinden, ceza yasalarına kadar birçok durumda hangisinin geçerli olacağı uygulamayla netleşecek.
Örneğin bazı durumlarda Meclis’teki başbakan toplantılara parti lideri sıfatıyla davet ediliyordu.
Yakın geçmişte bunun örnekleriyle de karşılaşıldı.
TBMM Başkanı’nın, arasında terörle mücadele veya ülkeyi ilgilendiren başka konular da olmak üzere siyasi parti liderleriyle buluşma gereği duyduğu zamanlar da bunlardan biriydi.
Bundan böyle bir ihtiyaç duyulması halinde, Cumhurbaşkanı’nın parti lideri olarak toplantıya katılması gibi bir durum yaşanacak.
Ayrıca Cumhurbaşkanı seçilen parti genel başkanı, milletvekili olmayacağı için Meclis’te de bulunmayacak. İlk genel seçime kadar Başbakan Yıldırım, aynı zamanda TBMM Grup Başkanı sıfatını koruyacağı için sorun çıkmayacak.
Sonrası için ise yeni mekanizmalara ihtiyaç olacak.
PROTOKOL SIRASI
Muhalefet partileri açısından da açmaz çok. Çünkü ilk seçimden sonra TBMM’de anamuhalefet partisi diye bir tanım kalmayacak; yeni Anayasa’daki tanımına uygun olarak “en fazla oy almış birinci ve ikinci parti lideri” deyimine alışmamız gerekecek.
Partilerin protokoldeki yeri de buna göre şekillenecek.
Anamuhalefet olmadığı için muhalefetin de protokoldeki yerinin tayini gerekiyor.
Mevcut protokole göre anamuhalefet lideri, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı’nın ardından dördüncü, Meclis’te grubu bulunan parti liderleri de 14’üncü sırada yer buluyordu.
Bundan sonra Başbakan olmayacağına göre, anamuhalefet 3’üncü sıraya mı yükselecek, yoksa Cumhurbaşkanı yardımcılarının gerisine düşüp 14’üncü sıraya mı kayacak?
UYUM YASALARI
Bir başka açmaz CHP’nin uyum yasaları ile ilgili durumunda yaşanıyor.
Partide bir grup “AİHM’ye dava açmış parti olarak Anayasa uyum yasaları içinde yer almamız kendimizi inkâr olur” diyor.
Bir diğer grup ise “Biz Anayasa değişikliğine de karşıydık, ama Meclis’te ve meydanlarda duruşumuzu gösterdik.
Bu, kabul ettiğimiz anlamına gelmez” yaklaşımını sergiliyor.
Özellikle seçim ve siyasi partiler yasalarındaki düzenlemelerin Anayasa dışında bir durum olduğunun altını çiziyor.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de dün bu görüşü dile getirdi ve “Seçim barajının inmesini yıllardır savunan bir parti olarak bunun dışında kalamayız, daha da aşağı indirilmesi için uğraş veririz” dedi.
Özetle, bilinmezleriyle birlikte, soru işaretiyle dolu birçok şeyin deneyimlenerek düzene konulacağı yeni sürecin kapısı bugün açılıyor.