Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçimin ertesi günü konuşmuş, sonrasında da sessizliğe gömülmüştü.

        Önceki gün telefonda sohbet ederken, “Bir süre çocuklara zaman ayırmak istedim” dedi.

        Ancak yine de gelişmeleri yakından takip ettiğini, arkadaşlarıyla durum değerlendirmelerini yaptıklarını da bildirip ekledi:

        “Türkiye ilk kez siyasette farklı sesler duyabileceğini, farklı seslerin iş yapabilme ihtimalini tartışmaya başladı. AKP bugüne kadar yürütme, yasama ve denetim tekelini paylaşmıyordu. Şimdi bu arayışların var olması bile önemli.”

        Bir süredir liderlerin yaptığı açıklamaları anımsattım ve “Siz nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?” dedim.

        “Erken genel seçim ihtimalini görmüyorum” yanıtını verip ekledi:

        “AKP-CHP koalisyonu denenmeli, hatta zorlanmalı. CHP bu aşamada bir sorumluluk üstlenmeli. Biz makul seçenek koyuyoruz; ciddi bir hükümet programı oluşması halinde bu koalisyonla birlikte çalışmaya ve desteğe hazırız.”

        AK Parti’nin tek başına iktidar olanağının düşük olduğunu da bu aşamada vurguladı.

        ‘NE İÇERİDEN NE DIŞARIDAN’

        Bu sözleri üzerine Ankara’da dile getirilen senaryoyu anımsattım.

        “Öcalan’ın son tahlilde HDP’ye talimat gönderip AK Parti azınlık hükümetine dışarıdan destek verdirmesini sağlama ihtimali nedir?”

        Demirtaş, beklemeksizin yanıtladı:

        “Önce, ‘Öcalan Demirtaş’ı eşbaşkanlıktan alır, onunla yoluna devam etmez’ dediler, olmadı. ‘Seçime parti olarak girmelerine izin vermez’ dediler, bu da olmadı. Dediler, dediler de dediler. Hiçbirinin olmadığını gördüler. Durumumuzu seçim öncesi netleştirdik. Hangi ilkeler içinde olacağımızı koyduk. Bu duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. AKP ile ne koalisyon oluruz, ne de dışarıdan destek veririz.”

        AK Parti’den gelen açıklamalara da dikkat çekti, “AKP sanki seçim yaşanmamış, tek başına iktidardan düşmemiş gibi davranıyor” deyip konuşmasını sürdürdü:

        “7 Haziran öncesi ve sonrası var. Hâlâ o havayı anlamıyor. ‘Siyaseti ben dizayn ederim’ havasında davranıyor. Biz devletin bütün imkânlarıyla her bir olanağını devasa bir şekilde kullanan AKP’ye karşı iman gücüyle mücadele edip halkın desteğiyle geldik. Bunun meşruiyetini tanımayan, başta Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm yaklaşımları doğru bulmuyoruz.”

        ‘CHP İLE OLUR...’

        Bir diğer alternatif olarak “CHP’nin azınlık hükümetine MHP ve HDP’nin dışarıdan desteğinin” konuşulduğunu anımsattım.

        Doğrudan “Evet” demedi, “Bir konuşalım bakalım” yaklaşımını gösterip devam etti:

        “Parlamento bir hükümet ortaya çıkaracaktır. Partiler ortaya ne koyuyor onu bir görelim. Kılıçdaroğlu 14 maddelik ilkeler açıkladı ama yetersiz. CHP azınlık hükümeti de olur, neden olmasın; ama önce ortaya bir şeylerin konulması lazım. Biz herhangi bir partiyi iktidar yapmak için değil, ilkelerimiz için seçime girip buraya geldik.”

        MHP’den HDP’ye dönük sert sözlere de tepki gösterdi; siyasetin nazik üslubunu herkesin benimsemesi gerektiğini vurguladı.

        Seçim sonuçlarıyla ilgili olarak birkaç kez, “Erken seçimden çok toplum koalisyon istiyor, Meclis’ten koalisyon çıkacağına inanıyorum” cümlesini kurdu.

        Koalisyonun ikinci tur sonucunda ortaya çıkma ihtimalini daha yüksek gördüğünü de sözlerine ekledi.

        SURİYE POLİTİKASI

        Suriye, Telabyad ve IŞİD ile ilgili de konuştuk.

        PYD’ye bağlı YPG güçlerinin Telabyad’ı almasını Türkiye’deki seçim sonucuyla ilişkilendirdi.

        “Bu durum seçim sonucunun yansımasıdır. AKP’nin Suriye politikası da bundan sonra baştan aşağı değişir. Temennim, Türkiye’nin Suriye’de çatışan tarafları barış konferansında buluşturmasıdır. Türkiye’nin gücü de buna yeter.”

        Telefon sohbetindeki ses tonuna bakılırsa Demirtaş, gelinen noktadan memnundu.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar