'Kandil, Öcalan'ın sözünden çıkmaz'
ÇÖZÜM sürecinin tekrar hız kazanmasına, Kandil ile İmralı arasındaki söylem farklılığına ve Kobani’ye peşmerge güçlerinin gitmesine HDP nasıl bakıyor?
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun “akil insanlar” ile yaptığı görüşmeden yansıyan haberler dışında kalan sorularıma sakin yanıt verdi.
Davutoğlu ile görüşmesinde, kendisine “1- Türk askeri, 2- Silah yardımı, 3- Peşmerge güçlerinin Kobani’ye gitmesi için üç alternatif önerildiği, kendisinin ise ‘Sadece PKK’nın gitmesine olumlu bakarız’ dediği” iddialarına yönelik haberler konusunda ise telefonun ucundaki sesi bazen titredi, zaman zaman da ani yükselmeler gösterdi.
Üç kez arka arkaya, “Bu iddialar külliyen yalan...” deyip devam etti:
“Başbakan eğer böyle bir anlatımda bulunmuş ise yanlış hatırlıyor. Hem de güven sorunu yaratıyor. Süreç devam etsin diye suskun, sessiz kaldım. Buna rağmen orada konuşulanları aktarmaya zorlamasın. Üzerimden genel seçim hesabı ile algı operasyonu, fırsatçılık yapmasın...”
‘SÜREÇ BENDEN ÖNEMLİ’
Kısa bir es verdi, cümlesini noktaladı:
“Ayrıca, süreç benden daha önemli...” Yapılması konusunda hükümet ile mutabakat sağlanıp bugüne kadar atılmayan adımlar dolayısıyla sürecin hızlı ilerleyemediğini belirtti.
Vardıkları mutabakat gereği, Öcalan ile görüşmek üzere mevcut HDP milletvekillerinin yanına ilave isimlerin konularak heyetin genişletilmesinin kararlaştırıldığını vurguladı.
Hükümet kanadından da benzer açıklamaların geldiğini hatırlattı, “Ama bu konuda bir adım atılmış değil” dedi.
‘BİZDE YOL HARİTASI YOK’
İkinci konunun “HDP, kendisine verilen yol haritasını Kandil’e ulaştırdı” iddiası olduğunu belirtip devam etti:
iddiası olduğunu belirtip devam etti: “Kendilerinin 7 sayfa kadar olduğunu belirttikleri yol haritasının sadece ön sayfasını arkadaşlarımıza şöyle bir göstermişler. Bize yol haritası verilip Kandil’e gidildiği olayı da tamamen yalan, yanlış.”
Sürecin işleyebilmesi için yol haritası üzerindeki tartışmaların şubata kadar tamamlanıp uygulamaya konulması gerektiğini söyledi.
Bunun için de İmralı’ya heyetin gönderilmesi, Öcalan ile müzakere edilip bir mutabakat metninin oluşturulması ve seçim öncesi parlamentodan geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
‘KAPRİS OLAYI DEĞİL’
Demirtaş, takvimin işlemesiyle ilgili vardıkları mutabakatın bu yönde olduğunu bildirip ekledi:
“Bu Öcalan’ın başlattığı süreçtir, biz de oluşan bu kadar güvensizliğe rağmen, bunu gidermek için elimizden geleni yaparız. Bu kapris, küskünlük olayı değildir.”
İmralı ve Kandil’den gelen açıklamalarda yaşanan çelişkilere dikkat çektim.
“Ben bir sorun görmüyorum” dedi. Kandil’den gelen açıklamalarda Öcalan’ın müzakereyi yürütürken, kendilerine ait işlere karışmaması gerektiğine yönelik sözlerin olduğunu anımsattım.
Cümlesi kararlılık içindeydi:
“Kandil Öcalan’ın sözlerinin, dediğinin dışına çıkmaz. Öcalan ne derse Kandil o şekilde devam eder...”
Kobani’ye peşmerge güçlerinin gitmesi konusundaki yaklaşımıyla da konuşmamız noktalandı:
“Bu bizimle alakalı değil, YPG ile Türkiye ve Irak Kürt yönetimi anlaşır, ne karar alırsa biz de destekleriz.”