Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump uzun süredir beklenen “Yüzyılın Anlaşması”nı dün açıkladı. Damadı ve Yahudi lobisinin en güçlü isimlerinden Jared Kushner’in arkasında olduğu planın içeriği aslında kimseyi pek de şaşırtmadı.

        Yanına yolsuzluk, rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi ithamlar dolayısıyla kendi ülkesinde yargıyla başı dertte olan İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu’yu da alan Trump’ın “barış planı” adını verdiği projeyi açıklarken, belki en doğru sözleri “İsrail için çok şey yaptım” ifadesiydi.

        Trump bu ifadesini somutlaştırarak; daha önce Amerikan elçiliğini Kudüs’e taşıdığını, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ndeki İsrail egemenliğini tanıdığını ve kendi deyimiyle “en korkuncu olan” İran ile nükleer anlaşmadan çekildiğini anlattı.

        Trump’ın Filistinlilere “son şansınız” diyerek dayattığı “asrın planı”na göre;

        -Kudüs İsrail’in bölünmez başkenti olacak.

        -İsrail’in güvenliğinden taviz verilmeyecek.

        -Batı Şeria gibi yerlerdeki İsrail yerleşimleri kalıcı olacak ve bu yerleşim bölgeleri İsrail tarafından ilhak edilecek.

        -Ürdün vadisi İsrail’in güvenliği için ilhak edilecek.

        -Filistinliler bu anlaşmayı kabul ederse, devlet “kurabilmelerinin” önü açılmış olacak.

        -1948’den bu yana yerlerinden yurtlarından olan Filistinliler geri dönmeyecek.

        -Filistinliler terörü reddedecek (Yani her türlü silahlı direnişi terk edecek).

        Özetle, yüzyıldır kanayan yara olan Filistin davasını tam anlamıyla bitirme projesi… Belki biraz rasyonel bakanlar için, “malumun ilanı” da denebilir.

        Bundan dolayı “Yüzyılın Anlaşması” isimlendirmesinin hakkını veriyor.

        Donald Trump ve başı derde girdiğinde her fırsatta imdadına yetiştiği yoldaşı Netanyahu’nun “Yüzyılın Anlaşması”nda bahsettikleri Filistin Devleti’nin haritası ise Trump’ın twitter hesabı üzerinden paylaşıldı.

        Merak ediyorum, Ortadoğu’yu yeniden kaosa sürükleyecek ve belki de terörü kışkırtacak bu haritada barış gören var mı? Yoksa gördüğümüz tek şey İsrail işgali mi?

        ABD Filistinlilere, 50 milyar dolar para ve ordusu olmayan, birbirinden kopuk toprak parçaları İsrail tarafından denetlenen, Filistinlilerin kontrol ettiği bir sınırı olmayan, neredeyse toprağı bile olmayan bir “devlet” teklif ediyor desek yeridir.

        Trump yeniden yapılacak seçimler öncesi bir kez daha Netanyahu’ya nefes vermiş oldu.

        Arap liderler ise rasyonaliteye boyun eğmiş görünüyor. Filistin zaten tek başına bu duruma karşı somut bir hamle yapamaz.

        ULUSLARARASI TEPKİLER

        “Yüzyılın Anlaşması” açıklamasından sonra tepkiler de çok hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

        Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas bu plana ‘’ bin kere hayır’’ derken, İslami Direniş Hareketi Hamas ise, “safsata” olarak nitelendirdi.

        Türkiye’den yapılan açıklamada, “Kudüs kırmızı çizgimizdir” denildi.

        Birleşmiş Milletler, konuyla ilgili tutumunun daha önceki kararlarda tanımlandığını ifade etti.

        Avrupa Birliği ise iki devletli çözüme bağlılık istedi.

        İran Dışişleri’nden gelen açıklamada sözde plan “ihanet” olarak değerlendirilirken, İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin danışmanı; “Filistin’de yeni bir intifada beklediklerini” açıkladı.

        Konunun yakın muhataplarından Ürdün ise sözde planın tehlikeli sonuçlara yol açacağı uyarısında bulundu.

        Tabii Beyaz Saray’dan açıklanan plana destek mesajları da vardı.

        Filistinlilerin planın açıklanacağı toplantıyı boykot çağrılarına rağmen katılım sağlayan Birleşik Arap Emirlikleri Washington Büyükelçisi Yusuf El Uteybe destek açıklaması yaptı.

        Toplantıya büyükelçileri vasıtasıyla katılan ve Trump’ın özel teşekkürüne mazhar olan Bahreyn ve Umman’ın bu kararlarını da “destek” olarak okumak yanlış olmaz.

        Filistinliler, Trump ve Netanyahu’nun açıklamalarına karşı Ramallah ve Gazze de sokağa döküldü.

        İstanbul’daki ABD konsolosluğu önünde de protesto gösterisi yapıldı. Muhtemelen bu tarz tepkiler ve gösteriler bir süre devam edecek.

        Peki bütün İslam aleminin ortak sorunu kabul edilen Filistin davasının ölüm fermanı olan sözde plana karşı bu tepki açıklamaları ve protesto gösterileri yeterli olacak mı? Cevabı biliyoruz.

        DÜNDEN BUGÜNE ERİYEN FİLİSTİN

        Filistinliler İngiltere’nin 1937’deki iki devletli ilk çözüm planına karşı çıkmışlardı.

        Yine 1947’de BM’nin Filistin topraklarının yüzde 56’sının Yahudilere bırakıldığı çözüm planını da reddettiler.

        Uzun süren Arap-İsrail savaşları ve Filistinlilerin direnişine rağmen İsrail, Filistin topraklarında ilerlemeye ve her defasında daha fazla toprak almaya devam etti.

        1967 savaşı öncesi sınırları da kabul etmeyen Filistinliler, 1990’lara gelindiğinde bu sınırlara razı oldu. Ama bu sefer İsrail ikna olmuyordu. Suriye’nin Golan Tepeleri’ni işgal etmiş, Mısır ile Camp David’i imzalamış olan İsrail artık ilk başlardaki “Siyonist oluşum” değildi.

        Filistin yönetiminin tanımasına rağmen 1967 sınırlarını kabul etmeyen Hamas bile 2017’de iki devletli çözüme evet demişti.

        Filistinliler her defasında önceden reddettikleri çözüm planlarından daha kötüsüne razı olmak durumunda kaldılar.

        Bir sonraki plan, “devletsiz çözüm” teklifi olacak herhalde.

        Filistin’in Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın sözde Yüzyılın Anlaşması’na tepki gösterdiği açıklamasında sarf ettiği sözler gelinen noktayı çok iyi özetliyor: “Biz felakete razı olduk ancak felaket bizden razı değil. Sayın Trump zaten tarihi Filistin topraklarından kalan yüzde 22’lik kısmın da yüzde 40’ını istiyor”.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar