Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2018 Eylül’ünde Almanya’da minicik çocuklar sıra dışı bir yürüyüşe imza attı. Ellerinde “Telefona değil, bana bak” pankartlarıyla ailelerini protesto ettiler. Anne babalarından daha fazla ilgi bekliyor, akıllı telefonlarına gömülmek yerine kendileriyle meşgul olmalarını istiyorlardı. Eylem, parktaki oyuncakların arasında bitti.

        Cep telefonu ya da akıllı telefon bağımlılığı, kendinizden de mutlaka pay biçebileceğiniz gerçek ve çok ciddi bir bağımlılık. Ama (varsa) çocuğunuzun şikayet etmesiyle değil, bizzat kendi sağlığınız için bu işi bir düzene koymalısınız.

        Bunun için çok sayıda uzman tavsiye veriyor (ki muhtemelen kendileri de aynı durumda), makaleler yayımlanıyor, kitaplar yazılıyor. “Bağlan” bunlardan biri. Psikolog Dr. Mehmet Şakiroğlu ve Dr. Cansel Poyraz Akyol hazırlamış. Bu, sorunlu akıllı telefon kullanımını azaltmayı kolaylaştıracak bir kendine yardım kitabı. Sorunlu akıllı telefon kullanımını tanımladıktan sonra birkaç test ile kendi durumunuzu değerlendirmenizi, kendinize yardım sürecinizi başlatmanızı hedefliyor.

        Böyle self help kitaplarına pek sıcak bakmamakla birlikte içinde faydalı olabilecek, en azından meselenin boyutunu kavramanızı sağlayacak bir içeriğe sahip olduğunu düşünüyorum. Sorundan kurtulmanızı sağlar mı, ondan hiç emin değilim.

        BAĞLAN (Mehmet Şakiroğlu / Cansel Poyraz Akyol / Doğan)
        BAĞLAN (Mehmet Şakiroğlu / Cansel Poyraz Akyol / Doğan)

        “KOLLU MAKİNELER GİBİ”

        İkili, “Biz cep telefonuna hükmedemezsek o bize hükmedecek” diyerek bundan iki yıl önce “Kapat” (Çocukları Sanal Dünyadan Koruma Kılavuzu) adlı kitabı yazmış. Daha sonra çalışmalarını akıllı telefonların sorunlu kullanımına yoğunlaştırmışlar. Günlük ortalama beş saat kullandığımız akıllı telefonların bugünün dünyasının bir gerçeği olduğunu, buna direnmenin hata olacağını ama akıllı telefonlarımızın akılsızca kullanımın azaltılabileceğini söylüyorlar. Özellikle çocukların başka bir tür rekabete sürüklendiği geleceğin dünyasında onları bu süreçten soyutlamanın yanlış olduğunu düşünüyor ve katılıyorum.

        Öte yandan telefonsuzluk kaygısının da ciddi biçimde tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu ortada. Rakamlara bakarsak, akıllı telefon kullanan Amerikalıların en az yüzde 80’i telefona ulaşamamayı düşündüklerinde yoğun bir kaygı hissettiklerini söylüyor. En az dörtte biri, gün boyu telefonlarına en fazla 50 cm uzakta olduklarını söylüyor. Bu kaygılı his arttıkça günlük işlere odaklanma zorlaşıyor, gece boyunca telefonlar açık tutulup sıklıkla kontrol edildiği için uyku kaçıyor.

        Peki bu hastalıklı ilişkinin altında yatan temel sebep ne? Şakiroğlu kumardan örnek veriyor: “Akıllı telefonların cezp edici yanı, kumarhanelerdeki kollu makinelere benzer. Kolu indirdiğiniz anda dönerek ekranda akan simgeler beynimiz için büyük bir kazanma heyecanı ve ödülken, uygun bir sıralamayla durduklarında para kazanmak beynimiz için ikinci ödülü sağlar ve bu etki kolay sönmez. Ders çalışırken aklımıza akıllı telefonumuz geldiği anda bir de iyi senaryo gelir. Bu senaryo ‘Ezgi fotoğrafımı beğenmiş olabilir,’ ‘Eski sevgilim beni tekrar eklemiş olabilir’ gibi iyi ihtimallerdir. Bu senaryolar kollu makinenin kolu indirildiği anda ekranda dönen simgeler gibidir. Beklenen senaryo gerçekleşmemiş ama gerçekleşme ihtimali belirmiştir. Telefonu açar bakarız ve gerçekten de beğenmeler, eklemeler gelmişse, işte bu da ikinci ödüldür. Kolay kolay sönmez ve duyguyu olumluya çevirir. Fakat zamanla telefonu her açış ve karşılaşılan her bir beğeni ve olumlu yorum beynimiz tarafından ödül tepkisiyle karşılanır ve bu ödüle yoğun maruz kalma durumu mezolimbik dopamin sisteminde (ödül yolağı) soruna yol açar. Bu aynı ödülü almak için daha sık akıllı telefonu kurcalamaya, hatta akıllı telefonsuz kalma korkusuna (nomofobi) döner…”

        Bugünlerin en popüler kavramlarından nomofobi. İngilizce “no mobile phobia”dan türetildi. Akıllı telefonu kaybetmek, evde/işte unutmak ya da telefonun şarjının bitmesi kaynaklı sıkıntıya verilen isim.

        12 GÜNLÜK KÜR ÖNERİSİ

        Akabinde, sorunu anlamaya geçiyoruz. Akıllı telefonunuzla ilişkiniz sorunlu mu, bunu öğrenmeniz için 19 maddelik bir liste var ve evetlerinizin sayısına göre durumunuz ortaya çıkıyor. Akıllı telefonumuza bağımlı olmamızdaki kolaylaştırıcı faktörler de anlatılıyor kitapta. Burada öne çıkan nokta, kimlik gelişimi. Çocuğunuzu gözlemlemede de faydalı olabilecek şu bilgiyi veriyor Şakiroğlu: “‘Ben kimim’ sorusuna verilebilecek herhangi bir yanıtın oluşma süreci, kimlik biçimlenmesi olarak adlandırılabilir. Akıllı telefonunuz, gerçek hayatta cevabını oluşturmamız beklenen ‘Ben kimim’ sorusuna alternatif bir cevap yaratabilme sahnesidir. İlkinden memnun değilseniz ikincisinin daha çekici hale gelme ihtimali yüksektir. Ya da ilkini oluşturmak zorlu bir süreçken sosyal medya profili üzerinden ideal bir ‘ben’ oluşturmak daha kolaydır. Henüz kendi kimliğini geliştirememiş bireylerin sanal dünya üzerinden oluşturduğu kimliğe ‘asıl ben’leriymiş gibi sarılması ve gerçek hayatta bir kimlik geliştirmeyi erteleyebileceği ve bu nedenle internet bağımlılığına daha yatkın olacakları düşünülebilir. Bu da 11-19 yaşlar arasını özellikle risk grubunda görmemizin ana nedenidir.”

        Bir kez daha vurgulayalım; bu uygulamalı kitabın amacı, “bağımlılık tedavisi” değil, sorunlu kullanımı azaltma davranışları hakkında kişiye kendi kendine uygulayabileceği bilgiler sunmak. Bu çerçevede kitabın ilk kısmı, bir anlamda teşhis koyma kısmı. Pek çok testle kendinizi ölçme, sorunlu akıllı telefon kullanımınızın arkasındaki mekanizmaları ve gerekçeleri anlama imkânı sunuyor.

        Kitabı ters çevirdiğinizde ise ikinci bir kitap çıkıyor karşınıza. Bu da “tedavi” kısmı diyelim. Yardım önerilerini 12 günlük bir uygulamayla hayatınıza uydurmanızı sağlayacak şekilde hazırlanmış. Şöyle diyor yazarlar: “Birinci kitap diyeceğimiz ilk bölümde sorununuzun farkına varacak, bu sorundan kurtulmak için yapılması gerekenlerin arkasındaki mantığı, bilimsel dayanakları ve mekanizmayı anlayacaksınız. İkinci kitap diyebileceğimiz uygulama kısmında ise 12 günlük bir uygulama kürü bulacak ve gün gün ne yapacağınızı bileceğiniz bir sürece gireceksiniz.”

        Bir gün çocuğunuzu elinde pankartla sokakta görmek istemiyorsanız, göz atın derim.

        REKLAM

        *

        İKİ TAVSİYE

        Beş yüzyıl hüküm süren devasa Roma İmparatorluğu nasıl sarsılıp gücünü kaybetti ve çöküşünde barbar kavimlerin rolü neydi? İngiliz tarihçi tane tane anlatıyor. Tekmeyle seyirciye dalan Cantona iflah olmaz bir asi mi, zor bulunur futbol yeteneği mi? Hayatı skandallarla dolu ismin kapsamlı portresi…

         Barbarların Avrupa’yı İstilası (John B. Bury / Kronik)
        Barbarların Avrupa’yı İstilası (John B. Bury / Kronik)
        Cantona (Philippe Auclair / İthaki)
        Cantona (Philippe Auclair / İthaki)
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar