Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sanki asırlardır devam ediyormuş hissi vermeye başlayan karantinadan mı yoksa uzun yıllar sonra ilk kez babamla bu kadar sohbet etme imkanı bulduğumdan mıdır bilmiyorum bugünlerde işim gücüm çocukluğum!

        Doğrusu çocukluğuma dair pek fazla şey hatırlamıyorum. Sol kolumdaki kırık, birkaç bölük pörçük an, ilkokul son sınıfta çıktığım müsamerede giydiğim çiçekli entari(?), kırmızı okul çantam ve okumayı söktüğümde göğsüme takılan kurdele, bir de dedemlerin evinin yanındaki yazlık sinema... Hepsi bu...

        Daha doğrusu ben, “Üzerine 40 yılın anılarını yığdığım çocukluğumdan geriye, onca çerçöp arasından, ne kalmıştır ki zaten” diye düşünüyordum.

        Oysa babamın cepleri benim çocukluğumla doluymuş!Her gün bir başka anı çıkarıyor.

        Küçükken beslediğim bir kuzum olduğunu öğrendim mesela. Lokumu çok sevdiğim, okula başladığım ilk birkaç hafta derste sürekli uyuduğum, evin bahçesindeki küçük havuza düşüp boğulmaktan komşu kadın sayesinde kurtulduğum gibi daha bir dolu ufak tefek ayrıntı anlattı babam çocukluğumla ilgili.

        Babamın ceplerinden çıkan küçük parçalarla daha önce hiç görmediğim bir puzzle’ı, çocukluğumun resmini tamamlamaya çalışıyorum günlerdir.

        23 NİSAN ERTELENMEZ, GÜNÜNDE KUTLANIR

        Önceki akşam yeğenim Can, babama, face time’da bu 23 Nisan’da arkadaşlarıyla gösteri yapamayacaklarını anlatıyordu: “Dede, bu bayramı evden çıktığımız zaman kutlayabilir miyiz?”

        Babam da Can’a “Bu bayram tam gününde kutlanır ertelenmez sen gösterini evde yap, 23 Nisan’da telefondan bana izletirsin birlikte kutlarız” dedi.

        Karşı taraftan bir “Oley” sesi yükseldi.

        Babam bana döndü, “Sen de 23 Nisan’da müsamereye çıkacaksındiye bir ay bir şiiri okuyarak gezmiştin ortalıkta” dedi.

        Bugün 100. yılını kutlayacağımız TBMM’nin açılışı ile Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla ilgili bir anım olduğunu hatırlamıyordum. Ama babamın çocukluk puzzle’ımın ortasına bıraktığı bu şiir gibi parça beni o günlere, sınıf arkadaşım İsrafil’e kadar götürdü. Beyaz yakalı siyah önlüklerimizle okulun bahçesindeki maçlarımız puzzle’daki yerine kendiliğinden gelip oturdu.

        O sırada kendi kendime “Ben mi şanslıydım yoksa yeğenim Can mı daha şanslı” diye düşünüyordum.

        ÇOCUKLARIN BAYRAM COŞKUSU HT ÇOCUK’TA

        Kurtuluş savaşının en sıcak günlerinde 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 100. yılında, bugün, Can gibi milyonlarca çocuk ilk kez evlerinin salonunda, balkonlarda kutlayacak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kendilerine armağan ettiği bu bayramı.

        1979’da beri her 23 Nisan’da dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye gelip Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülkelerin çocukları ilk kez bu yıl ‘kardeşleriyle’ buluşamayacak. Koronavirüs salgını nedeniyle el ele dünyaya dostluk ve barış mesajları veren çocuklar bu yıl ‘bayramlarını’ ‘evlerden’ sokaklara taşan bir coşkuyla kutlayacak.

        HABERTÜRK.COM olarak yaklaşık bir aydır çocukların evlerin dört duvarı arasına sıkışıp kalan bu coşkusunun sesi olabilmek için çok özel bir sayfa hazırlıyoruz. Bugün HT ÇOCUKsayfasına girerseniz sizde çocukların coşkusuna ortak olabilirsiniz.

        Tiyatrodan masala, müzikten akıl oyunlarına kadar çocuklara dair her şeyin yer aldığı bu HT ÇOCUK özel sayfasını hazırlarken ilkokulda, kürsüde 23 Nisan şiiri okuyan kendimle göz göze geldim.

        Çocukluk puzzle’ımın eksik parçalarından birini, bir bayramı, yerine yerleştirirken babam salondan bağırıyordu: “Nasıl bayram etmez sevinmez insan, 23 Nisan bu 23 Nisan...”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar