Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Oxford, Banbury Road’da bir ressam kadın ve 15-16 yaşında Kosovalı bir gençle aynı evde kalıyoruz. Ev kadının. Akşamları bahçesinde tilkilerin gezdiği –kadının iddiası- 114 yıllık evin çatı katında bir oda benim, bir oda yaz okulu için Oxford’a gelen Kosovalı gencin... Evin duvarlarında, gördüğüm en hüzünlü gözlerle size bakan at tabloları asılı. Kadın at resimleri çiziyor, Kosovalı çocuk otomobil... Odasının duvarlarında A4 kağıtlara çizilmiş daha önce hiç görmediğim modelde onlarca otomobil resmi var.

        
İlk kez bir gencin “Ne olmak istiyorsun?” sorusuna “Otomobil tasarımcısı” diye cevap verdiğini Oxford’da o çatı katında duydum.
Kosovalı genç İngilizcesini geliştirip mühendislik okuyacağını, sonrada bir otomobil markası için yeni modeller çizmek istediğini söylüyor. Hayali Ferrari’ler çizmek. Ama Oxford yakınlarında fabrikası olan Mini için çizim yapmaya da “Hayır” demeyeceğini söylüyor.


        Dün yerli otomobilin dizaynının İtalyan Pininfarina tarafından yapılmasıyla ilgili çıkan, “Bunun neresi yerli ve milli dizaynır İtalyan” tartışmalarını okurken Kosovalı çocuk geldi aklıma...

        
Kim bilir şimdi nerede, ne yapıyordur? 
Belki de bindiğim Alman otomobilinin dizaynını bir Kosovalı yapmıştır;)

        

BİR TÜRK’ÜN ÇİZDİĞİ MERCEDES TÜRK MÜ?

        

Otomobil dizaynı denince aklıma gelen tek isim Murat Günak. Sadece benim de değil ‘otomobil tasarımı’ denilince tüm dünyanın aklına gelen ilk isimlerden biri Günak. Dünyada, “Peugeot’yu gençleştiren, Mercedes’i zarif kılan, VW’yi yenileyen kişi” olarak tanınan Murat Günak’ın modellerini tasarladığı Alman ve Fransız otomobilleri için kimsenin “Neresi Alman, neresi Fransız bunların! Hepsinin tasarımını bir Türk yapmış o zaman Türk'tür...” dediğini sanmıyorum.


        Son yıllarda herkesin dilinde olan Tesla’nın baş tasarımcısı ‘Amerikalı’ Franz von Holzhausen, kariyerinin başında ‘Alman’ Volkswagen için ‘Yeni Beetle’ın tasarımında çalışmış mesela. Ardından ‘Japon’ Mazda’nın konsept otomobili Kabura’nın tasarımına imza atmış.

        
Ne Beetle’ın ‘Alman’lığı’ ne ‘Mazda’nın 'Japon’luğunu sorgulayan var.


        Bu tasarımın ‘evrenselliği’ meselesi sadece otomobillerle de alakalı değil...
 Mesela iPhone, tasarımıyla herkesi kendisine hayran bırakan bu ‘Amerikan’ telefonunun çizgilerinde bir Britanyalının, Sir Jony Ive’ın imzası var.

        Onu gördüğünde Papa’yı gören Katoliklerin verdiği tepkiye benzer bir heyecana kapılan Oray Eğin’in “Hayatımı o seslendirsin” dediği Londra doğumlu Ive’ın imzası olan iMac, iPad, iPod, MacBook, iPhone’a “Tasarımlarını Britanyalı biri yapmış Amerikalı değil” diyen bir Allah’ın kulu çıkar mı acaba?

        

NURİ BİLGE CEYLAN JAPON FİLMİ Mİ ÇEKTİ?

        

Dünyanın önde gelen otomobil devleri için tasarımlar yapan ‘yüzyılın otomobil tasarımcısı’ diye anılan İtalyan Giorgetto Giugiaro’nun çeşitli modellerini ‘çizdiği’ Alman Audi’nin BMW’nin, Koreli Hyundai’nin, Fransız Peugeot’nun, İngiliz Aston Martin’in tasarımcısının milliyeti otomobillerin ‘milli’liğini sorgulatıyor mu?

        Fransız Yves Saint Laurent’in kurduğu, Fransız moda devi Yves Saint Laurent’in baş tasarımcısının 4 yıldır Belçikalı Anthony Vaccarello’nun olması ‘Fransızlığın’ndan bir şey kaybettiriyor mu?

        Ne bileyim Nuri Bilge Ceylan’ın Sony’nin CineAlta 65 kamerasıylaçektiği ‘Kış Uykusu’ filmi için “Japon kamerasıyla çekmiş bu Türk filmi değildir” diyen kimse çıkmaz diye düşünüyorum...

        Daha da abartayım yediğimiz ekmek bile yüzde 100 yerli ve milli değil! Ya piştiği elektrikli fırın ya ambalajı, bazen ununda hatta buğdayında bile ‘yabancı’ izler var...

        
Birçok meselede oldğu gibi yine özü değil şekli tartışıyoruz!


        Otomobil dendiğinde bana göre bu ülkedeki birkaç uzmandan biri olan Fatih Altaylıdün bu konuda nefis bir yazı yazmış. “Artık hiçbir ülkenin otomobili yüzde yüz yerli değil. Önemli olan markanın milliyeti” diyor.


        Otomobilden tekstile, elektronik aletlerden mobilya tasarımlarına kadar birçok ülkenin ‘milli’ markasının tasarımlarını ait oldukları ülkenin milliyeti dışında başka milletlerden tasarımcılar yapıyor. Kimse de o markaların ‘milliyeti’ni sorgulamıyor.

        
Otomobilin ‘tasarımı’ ortaya çıktı... Gayet şık görünüyor...

        Şimdi 'tasarımı' kimin yaptığına takılmadan, Fatih Abi’nin söylediğine daha çok önem vermek gerekiyor bence de: “Her şey nerede ucuzsa veya amaca uygunsa oradan alınır. Parayı kazandıran fikri mülkiyettir. Bence odaklanmamız gereken nokta bu olmalı...”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar