Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seyircisiz oynanan maçların tadı tuzu olmuyor. Bu bir gerçek. Virüs hepimizin öncelikli konusu. Futbolcuların da bundan etkilenmemesi mümkün değil. Oynanan son maçlarda bunu çok net olarak gördük…

        Motivasyon eksikliği yaşayan Fenerbahçe, Konyaspor karşısında galibiyet bekliyordu doğal olarak. En azından taraftar6 maçtır kazanamayan takımdan bir sıçrayış bekliyordu…

        Maçın genel görünümü, Sarı-Lacivertlilerin lige havlu attığının ispatıydı. Öncelikle, çok yavaş oynuyorlar. Mücadele ediyor gibi gözükseler de bunda başarılı oldukları söylenemez. Ne yapmak istediklerini anlamak çok zor. Orta yapmasını beceremeyen oyuncular, şut bile atamıyorlar. Toplam 10 şutun bir teki bile isabetli değil. Koskoca Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu oyun kelimenin tam anlamıyla utanç vericiydi…

        11 oyuncudan bir tane çalım atan yoktu. Kenarlara inip, kaliteli orta, pas alış verişi, savunma arkasına kaçma, top atma, oyunu okuma gibi olması gereken bir tek olumlu hareket izleyemedik…

        Sanki sahada sıradan bir takım vardı. Antrenman maçına çıkmış gibiydiler. İnsaf demek gerekiyor. Hali saha maçı bile olsa, kazanmak için oynarsınız. Sarı-Lacivertlilerin bu kadar duyarsız, isteksiz olmasını anlamak çok zor gerçekten…

        Karşılaşma boyunca doğru dürüst bir pozisyon olmaz mı? Maalesef olmadı. ..

        BİR AN ÖNE TEKNİK DİREKTÖR BULUNMALI

        Maç 11’e 11 oynanırken oyunun hakimi Konyaspor’du. İlk yarıyı önde kapatarak büyük avantaj elde ettiler. Son sıralardan kurtulma mücadelesi veren Yeşil-Beyazlılar kazanmak için büyük mücadele ortaya koydular. İkinci yarı, galibiyeti koruma içgüdüsü ve ardından kırmızı kartlar oyun planlarını değiştirdi. Oyunun bitimine 26 dakika kalan 10 kişi kaldılar. Son 17 dakika ise 9 kişi oynadılar…

        Bu durum karşısında Fenerbahçe’nin gol atmasını beklemek elbette doğaldı. Ancak bunu gerçekleştirecek ne mücadele ne de anlayış yoktu. Fiziksel düşüş ve mental yorgunluk çok net ortada. Sarı-Lacivertli oyuncular bu işi bırakmış. Yazık ki ne yazık. O formayı kime giydirsen, çıkar renkler aşkına oynar. Sanki bu takımı birileri frenliyor. Kötü oyun, kötü sonuç ve vurdumduymazlık giderek yerleşiyor…

        Ersun Yanal’ın istifasından sonra teknik direktör arayışlarını askıya alan yönetimin hata yaptığı ortadı. Bir an önce bu konuyu çözmeleri gerekir. Daha önce de yazmıştık. Gelecek sezon kimle çalışılacaksa hemen göreve getirilmeli. Bu oyucu grubunu motive edecek, bir teknik adama ihtiyaç var. Emre ç alıştırsın demek ve bunu beklemek yanlışın da yanlışı olur. Henüz oyunculuğunu noktalamamış bir oyucunun, hiçbir tecrübesi olmadan bu işe soyundurulması hem oyuncuya hem de takıma büyük yıkım olur. Bunu da alınan sonuçlar ispatlıyor…

        Kalite olarak büyük eksikleri olduğu ortada. Ancak, yine de bir takım olma bilincini yerleştirmek gerekir. Bu bilinci ne yöneticiler, ne de kenarda ki eski oyuncularla yapmak mümkün olmaz. Yönetimin taraftarın sabrını bu kadar zorlamaya hakkı yok. Kriz yönetimini yönetmek da ayrı bir beceridir…

        TEK UMUT TÜRKİYE KUPASI

        Başkan Ali Koç, hiç zaman kaybetmeden olaya el koymalıdır. Olabilirse bu hafta teknik direktör sorunu çözülmeli. Şampiyonluk iddiası bir başka bahara kaldığına göre elde tek kalan kupa. Bu maça kadar uzun bir süre var. En azından sahasında oynayacağı Trabzonspor kupa maçı ile, bir çıkış yakalamak mümkün. Koşulsuz destek veren taraftarın tek beklentisi Türkiye Kupası…

        İşin en iyi tarafı ilk yarı toplanan puanlar. Yoksa, bu görüntü ile yine geçen yıl olduğu gibi düşme hattında anılacaklardı. Fenerbahçe, bu kadar ezik, kötü, beceriksiz bir takım olmamıştı. Bir an önce herkes üzerine düşen görevi yapmalı…

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar