Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kovid-19 ile 5G arasında nasıl bir bağlantı kurulduysa dünya çalkalanıyor. Koronavirüs için müsebbip aranıyormuş da bulunmuş gibi bir durum var. Birisi hayvanlardan geçen bir virüs, diğeri geliştirilmekte olan teknolojik bir ürün. Şimdi bu satırları okuyan ve bu komplo teorisine arka çıkanlar hemen ‘tam da onu kastediyoruz’ yaklaşımı sergileyebilirler. Ama böyle bir sarmalın gerçekle ne kadar ilgisi olabilir?

        Her teknolojik gelişmenin doğal yaşamımızdan bir şeyler götürdüğü doğru, fakat tartışması sokaklara taşan son hadise bu gerçeklerden çok uzak...

        Dünyada binlerce insanın ölümüne sebep olan yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili aylardır komplo teorisi geliştirilip ortaya atılıyor. Çin bu hastalıkla savaşırken Amerika’nın işi deniyordu. ABD bu virüse yakalanınca bu defa Çin’in bu virüsü geliştirdiği teorisi güçlü bir şekilde dillendirilmeye başlandı. Kovid-19’u bilim adamları bile tam olarak tanımakta, durdurulabilmesi için bir projeksiyonu, aşı veya tedavi yöntemlerini ortaya koymakta zorlanınca küresel ölçekte komplo teorileri geliştirilmeye başlandı. Şimdilik bilim adamlarının boşluğunu komplo teorisi uzmanları dolduruyor.

        Tuhaf olan 5G teknolojisinin Kovid-19’a neden olduğuna yönelik asılsız komplo teorilerinin geçen ay ortalarından bu yana giderek yaygınlaşması. Elbette bu hızda gelişip, yaygınlaşması hatta eyleme dökülmesinde Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya platformlarının etkisi oldukça fazla.

        Dünyada, geliştirdiği teknolojilerle 5G’ye en hazır olan ülke Çin, bundan en fazla rahatsızlık duyan da Amerika! Başka komplolara gerek var mı?

        Çin’in teknoloji devi Huawei 5G teknolojisiyletüm dünyaya hizmet verir hale geldi. Avrupa’da bir çok ülkenin telekomünikasyon altyapısında ABD’nin tehditlerine rağmen yer aldı. Ama Amerika, müttefiki G. Kore ve Avrupa’daki Ericsson, Nokia, Samsung, Cisco, Qualcom ve Intel gibitelekomünikasyon şirketleri henüz 5G teknolojisi geliştirmiş değiller. Bu ciddi bir problem.

        Kovid-19’un ilk kez Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmış olması bu şehrin yakın zamanda 5G teknolojisine geçişiyle ilişkilendiriliyor. Hatta virüsün buradan 5G altyapısı olan diğer kentlere yayıldığı iddia ediliyor. Fakat virüs 4G’li şehirlere de, 3G’li kasabalara da hatta Anadolu’da 2G kullanan köylere de yayıldı. Bu iddiayı neresinden tutup, izah etmek lazım!

        Evet, şu an koronavirüs5G teknolojisinin olduğu tüm ülkelere yayılmış durumda. Fakat 5G’nin hiç telaffuz edilmediği 100’den fazla ülke de var.

        Kovid-19’a yakalananlarda nefes darlığı, halsizlik, nezle ve grip semptomları, ateş, göz ağrısı, bulantı ve kusma, ishal, saç kaybı, düşük tansiyon gibi radyasyon zehirlenmesiyle aynı tür ve benzer belirtilerin görülüyormuş. Yaygara bu şekilde, lakin radyasyon zehirlenmelerinde ölüm oranı neredeyse yüzde 100. Etkilenme durumuna göre tablo değişiyor. Kovid-19’da ise ölüm oranı ülkelere, bölgelere göre değişse deyüzde 3-4 seviyelerini aşmıyor.

        Sınırlı ülkelerde, belli noktalarda kullanılan 5G teknolojisinin yaydığı radyo dalgaları üzerinden Kovid-19 yaygınlaştığı ve daha geniş kitlelere ulaştığı iddiasına yönelik epeyce de malzeme üretilmiş. Diğer virüsler gibi protein ve yağ kaplı, genetik materyaller içeren bir partikül. Metabolizması yok. Enfeksiyona neden olmadan da üreyemiyor. Çoğalmak için akciğerlerdeki hücreleri enfekte ediyor. Radyodalgalarıyladağıldığı için mi maske kullanımı yaygınlaşıyor, anlamadım. Bu iddialara insanlar nasıl inanıyor?

        Acaba 5G teknolojisi 4G’den daha fazla radyasyon mu yayıyor? Böylece insanların bağışıklık sistemlerini çökerterek yeni tip koronavirüsün hızla yayılmasına zemin mi hazırlıyor?

        Evet, 5G teknolojisi 3G ve 4G’den daha yüksek frekanslara ihtiyaç duyuyor, doğru. Ancak bu frekans aralıkları bile bilimsel olarak zararlı addedilen oranların çok çok altında.

        Eğer mevzu radyasyon yayan cihazlar, teknolojilerse evlerdeki mikrodalga fırınlar, elektrik süpürgeleri, saç kurutma makineleri, binaların yakınından geçen yüksek akımlı elektrik hatları ve işyerlerinde kullandığımız diğer başka cihazların ciddi radyasyon yaydığı bilinen bilimsel bir gerçek.

        Özetle; iletişim teknolojilerinden yayılan radyasyonlar DNA’mızda ya da organlarımızda hasara neden olamayacak kadar zayıf. Üstelik tüm dünyadaki şebeke operatörleri de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) belirlediği frekanslar üzerinden iletişim sunuyor. Küresel ölçekte regülasyonu, kriterleri olan bir sektör söz konusu.

        Lütfen komplo teorileriyle hareket etmeden, teknoloji üzerinden yürütülen güç savaşlarına dikkat kesilin. Bu tartışmaların havasına girip, “5G istemiyoruz, Kovid-19 yapıyor” propagandasına alet olmayın. Protesto için sosyal medya caddesine veya şehrinizin sokaklarına çıkmayın. Evde kalın, virüs yaymayın.

        Öte yandan, ben de Türkiye için 5G yatırımlarının erken olduğunu düşünüyorum. Şu an 5G istemiyorum. İhalesi için de acele edilmemesi lazım. 4.5G’de olduğu gibi hiçbir kriterine uyulmayacak bir 5G ihalesi yapılacaksa hiç yapılmasın! Uçtan uca yerli teknolojilerimizi, ULAK baz istasyonunu, çekirdek şebekeleri hazırlayalım, geleceğe yönelik bir yol haritamızı da belirleyip öyle 5G ihalesine çıkalım. Acele edilirse ancak yerli teknolojilerin önü kesilmiş, yabancıya göz kırpılmış olur!

        REKLAM

        ***

        Makine sektörü unutuldu mu?

        Yaşadığımız olağanüstü kriz, tahminlerden öteye tedbirler almayı zaruri kılıyor. 3 hafta önceki yaklaşımı, önlemleri bile demode hale getiriyor. Devlet kademelerini daha fazla öngörülüolmaya, beyin jimnastiği yapmaya zorluyor. Koronavirüs sebebiyle açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkınma Paketi” ve “Mücbir Sebep Halinden Faydalanacak Mükellef Guruplar” için şu an yeni yaklaşım gerekiyor.

        Mesela Stratejik Sektör” ilan edilen, nitelikli personelle yılda 20 milyar dolara yakın ihracat yapan “Makine Sektörü”nünpakete alınması, gruplara acilen dahil edilmesi gerekiyor. ‘Kısa Çalışma Ödeneği’nden ‘Makine Sektörü’ faydalanamıyor. Unutulmuş. Ülkemizin üretiminde, ihracatında tartışılmaz katkısı olan bu sektörler ihmale gelmez. Üretime makine üreterek katkı sunan bir sektör zayıflarsa geleceğimiz tehlikeye girmez mi?

        REKLAM

        ***

        Şehirlere acil giriş sorunu!

        Vur denince öldürüyoruz. Koronavirüs sebebiyle mecburen hızlı kararlar alınıyor, kısıtlamalara gidiliyor. Ancak akabinde tedbirler de gerekiyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koronavirüs salgınına karşı açıkladığı son kısıtlamalara ilişkin olarak anında 81 il valiliğine genelge gönderdi. Ve 30 büyükşehir ile Zonguldak için kara, hava ve deniz yolu ile yapılacak tüm giriş/çıkışlar durduruldu.

        Trabzon ve Rize’de ilginç taktiklerle şehirlere girmeye çalışılırken, valiler bazı şehirlere yolları öyle kesmişler ki acil hastaları olanlar bile girmekte zorlanıyor. Erzurum’a girişte oluşan araç trafiği kontrol edilemediği için ilçelerde acil hastası olanlar, görevli seyahat edenler ciddi sıkıntı yaşıyor. Sayın valiler, girişi-çıkışı kesin, kontrol edin, amma velakin ulaşımı kangrene dönüştürmeyin. Vur denince öldürmeyin!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar