Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ne yazık ki korkulan şekilde geldi.

        Sadece bir ayda %13,58 enflasyon üreten ekonomimiz böylece 2021 yılını %36 tüketici enflasyonu (TÜFE) ile kapattı.

        Üretici fiyatları yıllık %68’den %79,89’a tırmandı!

        Çekirdek enflasyonumuz ise %24,25’ten %31,88’e çıktı.

        *

        Enflasyonu ne yukarı çekti dediğimizde enflasyon sepetinin hemen her yerinden kırmızılar fışkırıyor. Bunun Türkçesi, yayılım endeksi olarak da telaffuz ettiğimiz ‘kaç malda fiyat artışı var’ sorusuna cevap veren endeks rekor kırıyor.

        Yani fiyat artışları genele yayılmış.

        Aralarından seçmek gerekirse, görünüm şöyle. Değişimler sadece 1 ayda üretilen enflasyonu gösteriyor.

        Gıda fiyatlarında yıllık artış %44’e varıyor.

        Gıda dışında ise özellikle kura hassas gruplarda sert yükselişler göze çarpıyor. Bilindiği gibi sadece son 4 ayda kur sepeti %60 civarında yükseliş kaydetti. Otomobil, elektrikli ev aletleri, elektronik gibi segmentlerde sert yükselişler görüyoruz.

        Böylece 2003 bazlı enflasyon göstergelerinde rekor kırmış olduk. 1 ayda görülen en yüksek enflasyon, yıllık en yüksek enflasyon ve buna benzer pek çok alt başlıkta rekorlar kırdık.

        REKLAM

        *

        Merkez Bankası tahminlerine baktığımızda, en son 2 ay önce yapılan çalışmada 2021 yıl sonunun açıklanan seviyenin yarısında tahmin edildiğine şahit oluyoruz.

        Orta vadede ise TCMB’nin enflasyonu %5’e çekme hedefi de yerli yerinde duruyor.

        Son yapılan zamların da etkisi ile bu beşlik hedef epeyce uzak görünüyor.

        Kaldı ki Ocak ayında asgari ücret zammı ve etkilerinin pozitif enflasyon katkısı olacaktır. En yalın hesaplama ile asgari ücretten 5 puan kadar enflasyon katkısı görmemiz olası. Diğer köprü, otoyol, harçlar, elektrik, gaz, sigara ve alkol ötv artışı gibi zamlardan da toplam 5 puan civarı katkı görebiliriz.

        Bu bakımdan enflasyonun %40-50 bandına ilk çeyrekte kolayca oturması muhtemel.

        Bundan sonra güçlü baz etkisi ile yavaşlama beklemek makro tahminciliğin gereğidir.

        Gel gelelim, kurdaki belirsiz seyir ve ÜFE’nin hala TÜFE’nin çok üstünde olması ve güçlü ekonomik aktivite yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Ayrıca yurt dışı kaynaklı enerji, emtia, navlun gibi kalemlerde yavaşlama emareleri göremiyoruz.

        Enflasyon beklentileri de hızla bozulmayı sürdürüyor.

        Ekonomik aktörler benzer hızda dövizleşmeyi sürdürüyorlar. Varlık olarak TL karşısında herhangi bir mal, değer ölçme aracı olarak dövizin yeğlenmesi gibi sorunlarımız var.

        Enflasyonun yüksek, dolarizasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek olduğu ortamda kur da yüksek kalır. Daha sonra bu saydıklarım birbirlerini beslemeye devam ederler.

        REKLAM

        Alt alta yazınca enflasyonda hala daha itidalli olmak zorundayız.

        *

        Böylesi bir dönemde 5 puan faiz indirimi yaparak hem kurun aşırı değer yitirmesine sebebiyet verdik hem de fiyatların hayal gücümüzün dışındaki seviyelere varmasına.

        Şimdi enflasyon hedefimizden çok uzak olduğumuz gibi elimizde enflasyonu nasıl düşüreceğimize dair bir plan da yok.

        Sanırım para politikası, maliye ve siyaset kafa kafaya vermeli. Çünkü sorunun çözümü zorlaşıyor, çözüm yükünün dağıtılması ve iş bölümü gerekiyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar