Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Belki de soruyu tersten sormak gerekir.

        Küba, Türkiye’nin ligine mi yükseldi?

        İşim gereği pek çok ülkenin ekonomisini, politikalarını ve gelişmelerini detaylı takip ederim. Kendi ülkem için ve ülkemizdeki şirketler & sektörler için çözümler üretmeye çalışırım.

        Sosyal medyada Küba’nın fert başına gelirde ülkemizi yakaladığının paylaşıldığını gördüm. ‘Sonunda bu da oldu. Sosyalist Küba bile bizi yakaladı’ mealinde serzenişlerle beraber epey mesaj birikmişti.

        Böyle bir şeyin mümkün olmadığını seziyordum ancak işin aslına bakıp sizle de paylaşmak istedim. Keza Küba dünyanın pek çok ülkesinde romantik bir tavırla sevilir ve bir bulutun ardından gelen güneş ışığı gibi sevilir hatta.

        Bu sis perdesini, merak edenler için azıcık aralamak istedim.

        *

        Olayın çıkışı, güvenilir kaynak olarak sayılabilecek çeşitli internet mecralarında iki ülkenin kişi başı milli gelirlerini kıyaslayan grafiklerden başlıyor. Çünkü bu grafiklere göre bizim 8 bin küsür dolarlık gelirimiz Küba’nın da gerisine düşmüş durumda.

        REKLAM

        Buna bakarak da durumumuzun ne kadar kötü olduğu bir kez daha gözler önüne seriliyor.

        Ancak elbette bu doğru değil.

        Büyüme potansiyelimizin son 7-8 yılda neredeyse yarıya indiği, enflasyonumuzun 2 katına çıktığı, kişi başı gelirimizin 10 yıldır ilerleyemediği, milli paramızın reel değerinin en düşük seviyede olduğu ve ekonomimizin kesinlikle yanlış yöne doğru yol aldığı benim de sıklıkla vurguladığım bir paket zaten.

        Benim fikrim böyle.

        Ancak Küba ile aynı lige indiğimizi yanlış bir şekilde savlamak hem sorunlarımızı sulandırıyor hem de bizi konudan uzaklaştırıyor.

        Doğrusu şu.

        Ciddi sorunlar yaşıyoruz ancak bunun için Küba kriterleri belirlemek doğru değil.

        *

        2020 sonunda 8.657 dolar olan kişi başı milli gelirimiz 7 yıldır aralıksız geriliyor. Hatta bu seviye ile 2007 yılına geri dönmüş olduk.

        Dünya Bankası vs gibi güvenilir sitelere bakarsanız Küba da buralarda görünüyor. Ancak tabii ki bu yanlış.

        Hep beraber bu yaza geri dönelim.

        Sokaklarda yoğun protestolar...

        Kübalılar isyan halinde ve herkes ‘açlıktan’ şikayet ediyor. Sosyal medyaya kısıtlama geliyor. Hükümet suçu kısmen kabul ediyor. Ekonomik krizin faturasını kesecek bir yer arıyor halk. Keza ilaç ve yiyecek sıkıntısı çekiyorlar. Üstüne kovid vakalarında patlama var ve devamlı olarak elektrik kesintileri...

        REKLAM

        Ülkeden ABD’ye iltica etmek isterken yakalananların sayısı son 5 yılda 20 kat artmış!

        Bana çok etkileyici bir ekonomi gibi gelmiyor. Sizce de öyle değil mi?

        Küba kovide karşı kendi aşısını geliştiriyor ancak nedendir bilmem vakalarda ciddi artışlar var. Üstelik 11 milyonluk ülkede 8 milyon doza yakın aşı yapılmış.

        Benzin ve elektrikte ciddi arz sorunları yaşandığını haberleştiriyor medya. Eskiden petrolde destek atan Venezuela kendi derdine düşmüş. Elektrik kaynakları da kovid ile uğraşan hastane vs gibi merkezlere devamlı akıtılıyor. Sonuç perişanlık.

        ABD’nin 2017’den beri uyguladığı yenilenmiş ambargo zaten hayatı zorlaştırıyor. Üstüne bir de pandemi. Turizmden başka ciddi geliri yok denecek kadar az ülkenin.

        2020’de %11 kadar küçülmüş. Döviz kıtlığından ötürü kurda baskı var ve enflasyon uçuyor. Tahmin bulmak güç ancak fiyatların %400 arttığını hesaplıyor bilgilerine ulaştığım ekonomistler.

        Püf noktası da burası zaten...

        *

        İkili kur sistemi çoktan patlamış durumda. Fiktif olarak kuru dolara çıpalayan yönetim sonunda pes ediyor. Resmi ve paralel kur 1’e 24 oranında parite oluyor*. Yine de bu kurun en az 3 katı fazla olması gerektiğini (doların 3 kat pahalı olması gerektiğini) savunanlar var.

        Dönüp kişi başı milli gelir hesabına gelelim.

        REKLAM

        Ülkenin ürettiği toplam çıktıyı nüfusa bölüyoruz. Ortaya çıkan sayı kişi başına milli gelir oluyor. Gel gelelim, dolar kurunu düşük alırsak doğal olarak milli gelir uçuyor. Örneğin Dolar / TL’yi 9,73 yerine 4,73 kabul etsek bizim gelirler bir anda zıplayacak.

        İşte Küba da böyle. Gerçek olmayan bir kuru beyan ediyorlar. Toplam çıktıyı o kurla alınca ortaya bu garabet çıkıyor. Fert başına 9 bin dolar geliri olan bir ülkede bu yapıda bir kriz olması zor iş. Oradan da pay biçebilirsiniz.

        Benim hesabımla, geliri birkaç kat şişirilmiş oluyor ülkenin. Tamamen kurdan kaynaklı...

        Olan bu.

        Sosyalist bir ekonomi olan Küba için hayat standartları vs gibi endeksler kullanılabilir. Ancak bu bambaşka bir konu. İşin gerçeği, ülkenin Latin Amerika içinde bile düşük gelir grubunda olduğu.

        Bizle ilgili kısmı tekrarlayalım. Ölçümüz Küba değil. Olmamalı da. Bu bakımdan devamlı yeni örnekler bulmaya gerek yok. Bizim derdimiz bize yeter. Önümüzde daha gerçekçi örnekler var. Romanya, Bulgaristan, Polonya gibi. Buralardaki gelişmeleri kendimize kıyasla geçmeyi ve o performansları aşmayı tartışabiliriz mesela.

        *Ülkede tek reform kur sistemi değil. Devrim sonrasında ilk kez mikro işletmelerin özel mülk olarak sayılmasına da müsaade çıktı. Bir nevi kapitalizmin demo sürüşü başladı. Konu bu olmadığı için meseleyi genişletmedim ancak Küba’da olan bitenler ön-kapitalist ya da sosyalizm sonrası sancılar olarak okunmalı ve milli gelirin artması şöyle dursun, sancılı bir dönüşüm sürecinde ülke.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar