Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bakın, şöyle oldu:

        Amerika -tahminen- uzun vadeli çıkarlarını gözeterek Başkan Trump liderliğinde bir ticaret savaşı başlattı. Kime ne kadar zararı olur tartışılırken bir baktılar ki işin ucu şirketlere dokunmaya başladı. 3 ay içinde S&P 500 Borsa Endeksindeki şirketlerin değeri %18, farklı bir ifade ile yaklaşık 4,7 trilyon dolar eriyince durum anlaşıldı.

        Şirketlerin rahatları bozuldu. Kendilerini fonlayan tahvillerin huzuru kaçtı. Değerleri düştü. ABD gibi, hisse senedi sahipliğinin çeşitli yollarla %80'lere vurduğu, bireysel hisse sahipliğinin ise her türlü krize rağmen %50'nin altına inmediği bir ülkede 'piyasanın' durumu önemlidir.

        Başkan Trump bunları gayet iyi biliyordu. Zaten Temsilciler Meclisini Demokratlara kaybetmişti. %4'lerdeki çeyreklik büyümesi gelecek yıl %2'lere çekilecek Başkan'ın 2020'deki seçimler için iyi bir hikayeye ihtiyacı vardı. O'na göre Fed her zaman Demokrat'tı. Fed Başkanını 'kovmakla' tehdit etti. Danışman kadrosu ise bunun kanunen mümkün olmayabileceğini, mümkün olsa da pozitif sonuç vermeyeceğini aktardılar. Plan askıya alındı.

        İşlerin aksi gittiğini düşünen Hazine Bakanı Mnuchin ABD'deki 6 büyük bankanın yöneticisiyle telefonda görüştü ve hiç kimsede bir likidite sorunu olmadığını teyit etti. Takas problemi de yoktu. Aynı zamanda bankalar operasyonlarını fonlamakta da zorlanmıyorlardı. Bunun üstüne Bakan 'Başkan'ın Çalışma Grubu'nu toplayacağını açıkladı. FT'ye göre '88 yılında kurulan ancak asla ne olduğunu bilinmeyen ve bir araya da gelmeyen bir topluluktu bu. Kısacası, Hazine Bakanı hiç olmayan bir endişe için ülkenin en büyük bankaları ile konuşup hiç olmayan bir problemin var olmadığını teyit etmiş ve bunu kamuoyu ile paylaşıp, olmayan sorun için ülkenin önemli bir finansal organı ile toplantı yapacağını duyurmuştu.

        Görevi devraldığından bu yana Başkan Trump'un birlikte çalışmayı tercih edip ardından ayrılan üst yönetici takımındaki kişi sayısı 40'ı geçti. Son ayrılmayı seçen ise ülkesinin Suriye'den çıkış kararından haber olmayan Savunma Bakanı Mattis oldu.

        Rivayete göre, Türkiye tarafı ile yaptığı görüşmede 'hazırlıklar başlasın, Suriye'den çıkıyoruz' mealinde bir talimat veren Trump Beyaz Saray'daki yeni düzenin de minik bir özetini yapıyordu aslında.

        ***

        Yerelde kurumlar matruşkası şeklinde örgütlenen ve global arenada kural bazlı ticaret, tam rekabet mottosu ile sahneye çıkan ABD için gerek ticaret savaşının getirdiği kuralsız ve tek taraflı tarife saldırısı gerekse de kurumların erozyonu yeni kavramlar.

        Yeni kavramların pratik hayata yansımaları düşük küresel büyüme, artan belirsizlik ve yüksek risk primi şeklinde yansıyor.

        İhracatını artırarak büyümeyi yakalamak isteyen bizler için de kötü haber. Çin gibi eski ekonomisini dönüştürüp geleceğe adapte olmak isteyen ve istikrar arayanlar için de kötü haber.

        Her renk tamam, sıra beyazı boyamaya mı geldi diyenler için: En iyi örnek teoride buydu. Varın gerisini siz düşünün derim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar