Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Partili olabilirsiniz.

        CHP'li olabilirsiniz.

        MHP'li olabilirsiniz.

        BDP'li olabilirsiniz.

        Bir başka partiye mensup olabilirsiniz.

        Bunların hiçbirinden olmayabilirsiniz.

        Apolitik olabilirsiniz.

        Bpolitik olabilirsiniz.

        Bunların da hiçbirinden olmayabilirsiniz.

        Bunların hepsine oy vermiş olabilirsiniz.

        Hiçbirine oy vermemiş de olabilirsiniz.

        Kadın, erkek, biseksüel, homoseksüel olabilirsiniz.

        Aseksüel de olabilirsiniz.

        Çok zengin olabilirsiniz.

        Beş parasız olabilirsiniz.

        Han hamam sahibi olabilirsiniz.

        Dikili ağaçsız olabilirsiniz.

        Suçlu veya suçsuz, güçlü veya güçsüz olabilirsiniz.

        Her şey olabilirsiniz.

        Hiçbir halt olmayabilirsiniz.

        Bunların hepsinin dışında bir şey olabilir veya olmayabilirsiniz.

        Merak ettiğim tek bir şey var.

        Ne olursanız olun, kim olursanız olun, adı MİT ya da BİT fark etmez, bir teşkilatın mensuplarının sizin özel hayatınızı, bankadaki paranızı veya parasızlığınızı, tapudaki varlığınızı ya da yokluğunuzu, telefonunuzu, televizyonda ne seyrettiğiniz ya da neyi ve kimi seyretmediğinizi, internette neye bakıp neye bakmadığınızı, neyi okuyup neyi yazdığınızı, paranızı nasıl harcadığınızı ya da biriktirdiğinizi, eşinizle ve çocuklarınızla, ailenizle ilişkinizi, kısacası hayatınızı hiçbir yargı kararına dayanmadan, hiçbir izne tabi olmadan sadece canı istiyor veya öyle uygun gördü diye izlemesini, kayıt altına almasını ister misiniz!

        Sözde kamu düzeni adı altında tüm yaşamınızı bir röntgen cihazı altında veya bir röntgencinin gözlerinin ve kulaklarının önünde geçirmek hoşunuza gider mi?

        Hele bunu yapanların haksız da olsalar, suç işliyor da olsalar yasalar karşısında korundukları için onlardan hesap soramayacak olmayı içinize sindirebilir misiniz?

        Ya siz bu yasaya ''Evet'' demesi istenecek olan milletvekilleri!

        Sizin hoşunuza gider mi?

        Soruma veya yasaya ''Evet'' demeden önce biraz düşünün.

        Sizin de hayatlarınız aynı röntgencinin dikizi altında geçecek.

        Yarın öbür gün kritik bir anda o röntgen filminin önünüze konularak sizden bazı taleplerde bulunulabileceğini biliyorsunuz değil mi?

        Aday gösterildiğiniz veya gösterilmediğiniz anda başınıza gelebilecekleri kaldırabilecek misiniz?

        Hadi siz kaldırdınız; aileniz, toplum ya da seçmeniniz kaldırabilecek mi?

        Kendi zincirlerinizin anahtarını birilerine teslim etmek için ''Evet'' diye elinizi kaldıracak mısınız?

        Tüm bunlara rağmen ''Evet'' diyecekseniz hiç lafım yok.

        Kendinizi, ''Kızılderilileri köle yapamayanlar Afrika'dan köle getirmişlerdi'' diye savunup gönüllü köleliğe evet diyecekseniz ona da lafım yok.

        Ama şunu da unutmayın.

        Bugün paraleli bunları yapmakla suçlayanlar, paralel dediklerinin bunları yapması için yol verenlerdi ve şimdi ''Çok safmışız'' diyorlar.

        Yarın da bu yasa için ''Salakmışız'' demeyecekleri ne malum.

        O salaklığa ortak olmak mı istersiniz?

        Emin olun bu yasa Türkiye'yi yaşanacak yer olmaktan çıkaracaktır.

        Herkes için.

        Güçlü için, güçsüz için.

        Zengin için, fakir için.

        Kadın için, erkek için, gay için.

        İktidar için, muhalif için.

        İnsan için...

        İŞARET FİŞEĞİ Mİ?

        DÜN İstanbul'un bir semtinde tatsız olaylar oldu.

        Bir partinin seçim turu atan konvoyuna, bir diğer partililer saldırdı.

        Küçük bir arbede çıktı.

        Olaylar fazla büyümeden yatıştı.

        Ama bu bir işaret fişeğidir.

        Seçimi bir demokrasi ve hizmet yarışı olmaktan çıkarır, kendiniz ve seçmenlerinizin bir bölümü için ''ölüm kalım'' meselesi ya da ''var olmakla yok olmak'' ikilemi haline getirirseniz, kürsülerden kin, nefret, hınç ve öç duyguları yayarsanız dün olan dünde, o semtte kalmaz.

        Her yere yayılır, herkesi içine alır.

        Türkiye'de huzur kalmaz, dirlik düzen kalmaz.

        Ancak sıkıyönetim benzeri bir yönetim altında düzene benzer bir şeyler sağlanır ki, belki de istenen budur.

        Ama emin olun sonunda o bile kalmaz.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Ateşin en parlak haline, sönmeye yaklaşırken ulaştığını anladığımız zaman.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar