Gezi'den alınan ders Fındıklı'da sınıf geçirtti
AZ kalsın nurtopu gibi yeni bir ''krizimiz'' oluyordu.
Merdiven krizi.
İstanbul'un Fındıklı semtinde bir sokak merdiveni, orada oturan bir vatandaş tarafından gökkuşağı renklerine boyandı.
Rengârenk merdiven hem çevredekilerin, hem de basının ilgisini çekti.
Kent sokakları aklına esenin aklına estiği gibi renklendireceği, kendi zevkine göre bezeyeceği bir şey değildir ama rengârenk merdiven semt sakinleri başta olmak üzere genelde beğenildi.
Kente hoş bir renk kattığı konusunda çoğunluk hemfikir oldu.
Hatta merdiveni görmek üzere Fındıklı'ya gitmeye başladı millet.
Ortada hiçbir sorun yokken Beyoğlu Belediyesi ekipleri bir gece gelip merdiveni olabilecek en kötü renge, griye boyadılar.
Tatsızlığın, tuzsuzluğun, keyifsizliğin, karamsarlığın, güneşsizliğin, renksizliğin rengine.
Tabii kıyamet koptu.
Neredeyse 2. bir kışla vakası haline dönüştü merdivenlerin griye boyanması.
Tepkiler yükselmeye, neredeyse yeni bir Gezi direnişine doğru gitmeye başladı.
Gökkuşağı merdivenleri yeni bir direniş sembolü olma yoluna girdi.
Kalabalık bir kitle cumartesi sabahı merdivenlerde buluşma kararı aldı.
Ellerinde boyalarla gelecekler, merdivenleri yeniden gökkuşağına çevireceklerdi. İş bu noktaya gelince ortaya çıkması muhtemel tablo da belliydi.
Kalabalıklar merdiven önünde toplanacaklardı.
Tam boyamaya başlarken daha kalabalık bir polis grubu gelecek, boyamayı engellemek isteyecekti.
Kalabalık direnecek, polis gaz bombası ve suyla kalabalığı dağıtmaya kalkışacak, ama polisin hamlesi istenenin tam tersi bir etki yapacak, kalabalık artacak, olaylar Fındıklı'dan İstanbul'a yayılacaktı.
Haber televizyonları arşivlerinde penguen aramak zorunda kalacaktı.
Olaylar tam bu noktaya doğru ilerlerken Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan çok akıllı bir hamle yaptı.
Gece yarısı merdivenlerin olduğu mahalleye gitti.
Mahalle sakinleriyle konuştu, rengârenk merdivenler istediklerine tanık oldu ve belediye ekiplerini çağırarak merdivenleri yeniden gökkuşağı renklerine boyattı.
Eskisi kadar iyi ve içten olmadı yeni renkler belki ama en azından ''ceberrut devlet grisi'' olmaktan kurtuldu merdivenler.
Ve sabah gelip merdivenler önünde eylem yaparak merdivenleri yeniden gökkuşağı rengine boyamak isteyenlere yapacak iş de kalmadı.
Fındıklı'da olan, aslında olması gerekendir.
Ve gökkuşağı merdivenleri, herkesin Gezi'den ders çıkardığının göstergesidir.
Aynı şey çadırların yakıldığı gecenin sabahı Gezi Parkı'nda yapılsaydı...
Ne Türkiye'ye pahalıya mal olan olaylar meydana gelirdi, ne faiz lobisi devreye girecek bir ortam bulurdu, ne de yabancı televizyonlar yayınlayacak Türkiye aleyhtarı bir haber.
Bravo Beyoğlu Belediye Başkanı Misbah Demircan'a...
Bizde önce yapıp sonra sıvamak âdettir.
Demircan ise önce yaptı, sonra kendi temizledi.
Galatasaray kötü demiştim
''GALATASARAY iyi futbol oynamıyor'' diye yazdım ligin ilk haftasını 3 puanla, galibiyetle kapatmışken.
Aman ne kızdılar, ne kızdılar.
Oysa gerçek kabak gibi ortadaydı.
Son iki yılın şampiyonu, sanki yeni kurulmuş bir takım gibiydi.
Yetenekli ayaklar isteyince takım canlanıyor, ama sonra duruyordu.
İşte 2 haftadır görüntü ortada.
Avrupa'nın en iyi forvetlerinden biri Burak, Avrupa'nın tartışmasız en iyilerinden Drogba'ya rağmen ne gol var, ne de doğru düzgün bir pozisyon zenginliği.
Orta sahada oynanan iyi, göze hoş gelen bir futbol da yok.
Ne var?
İki haftada kaybedilen 4 puan.
Terim ise bugünden itibaren Milli Takım'a konsantre.
Takımı derleyip toparlayacak Ali ve Abdurrahim de yok.
Ama Galatasaray artık kurumsal.
Başkanın eşi kura çekiminden dönüşte artık futbol şubesine de bir el atar.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İlkbaharda çiçek açmak için sonbaharda yaprak dökmek gerektiğini anladığımız zaman.