Teşekkürler Veysel Bey
ELEŞTİRMEYİ bildiğimiz gibi teşekkür etmeyi de bilmemiz gerekiyor.
Başta Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na.
Ortadaki haksızlığı, usulsüzlüğü, uyanıklığı, rantçılığı, yetim hakkı yemeyi, milletin servetini talan etmeyi gördü ve gerekeni yaptı.
Dün Habertürk’ün manşetinde Ali Ağaoğlu’nun yasaların etrafından dolanarak nasıl bir çıkar ve rant imkânı oluşturduğunu belgeledik.
Sabahın erken saatlerinde bakanlıktan bir açıklama geldi.
“Sayın Altaylı,
Bugünkü gazetenizin manşetten duyurduğu haber ile alakalı olarak;
Yazınızda dile getirdiğiniz üzere Maslak 1453 Projesi, öncesi ve sonrasında orman sınırları içinde bulunmamaktadır.
Mülga Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 03.06.2008 tarihli oluru ile Fatih Ormanı Tabiat Parkı’na dönüştürülen alan, orman vasfından çıkarılmış bir alan değildir.
Sadece vatandaşlarımızın günlük olarak istifadesine sunulmak üzere temizlik ve diğer hizmetlerin daha sağlıklı yürütülmesi gayesiyle tabiat parkı ilan edilmiştir.
Fatih Ormanı Tabiat Parkı’nın işletmeciliği, yazınızda belirtildiği gibi Mülga Çevre ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 09.12.2009 tarihinde yapılan açık ihale ile Fatih Ormanı B Tipi Mesire Yeri kapı giriş ücreti tahsili ve tesislerin işletmeciliği ile genel saha temizliği işleri ihalede en yüksek fiyatı veren AKC Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi’ne verilmiştir.
İhale şartnamemizde idarenin yazılı izni olmaksızın işletmeci şirketteki hisselerin el değiştirilmesi ve idarenin bilgisi dışında şirkete yeni ortak alınması konuları mezkur ihale sözleşmesinin genel hükümler başlıklı 6. maddesinde;
‘... işletmeci söz konusu tesislerin ve sahanın tamamını, bağımsız bölümlerini veya herhangi bir bölümünü idareden izin almadan devredemez, ortak alamaz, amacı dışında kullanamaz’, ‘... idarenin bilgisi dışında ortak alınması durumunda idare sözleşmeyi fesheder” hükmü yer almaktadır.
Fatih Ormanı Tabiat Parkı’nın orman vasfının kaldırılması ve imara açılması söz konusu değildir.
Yukarı zikredilen devir ve ortak alımı ile alakalı hükümler, işletmeci şirket tarafından ihlal edildiğinden dolayı ihale sözleşmesi feshedilmiştir. Fesih işlemi noter kanalıyla muhatap firmaya bildirilmiştir.
Bilgilerinize sunulur.”
Bu bilgiyi İstanbul’da son kalan ormanlık alanlarda bir nebze olsun nefes alan İstanbullular ve tüm vatandaşlarım adına sevinerek aldım.
Başta Bakan Veysel Eroğlu’na ve bu “rezaleti” bana aktararak en doğru biçimde yazıp sonuç almamıza vesile olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın haysiyetli bürokratlarına teşekkür ediyorum.
Tabii bu meselenin tam olarak kapanması için askıdaki imar planının da geri çekilmesi gerekiyor.
Sayın Eroğlu’nun bu son hamleyi de yaparak İstanbulluların gönüllerini fethetmesini diliyorum.
İşimiz bitmedi
ANCAK Ali Ağaoğlu ile işimiz daha bitmedi.
Bu şehre, bu ülkeye ve insanlarına yaptığı tüm kötülüklerin sonuna kadar takipçisi olacağım.
Geçmişte Uzanlar’la böyle bir mücadeleye giriştiğimde başta kendileri olmak üzere hepsi gülüyordu.
En iyi niyetli okurlar bile, “Yok canım, bu kadarını da yapmamışlardır” diyordu.
Sonunda dirayetli bir hükümet geldi ve Uzanlar’ın yaptığı her şey ortaya çıktı.
Türkiye’yi derinden sarsan batık bankalar skandalında da tüm basın bu bankalardan aldığı üç kuruş reklam uğruna susarken, başta Egebank olmak üzere bu rezaletleri yazdık.
Sonunda ortaya büyük bir felaket çıktı.
Yine İstanbul’un ormanlarını talan eden bir başka ailenin oğlunu, sahtekârlıkla kurtulduğu askerlik görevi için Lice’ye bu köşeden yolladık. Talan edilen ormanlar geri gelmedi ama hiç olmazsa yüreğimiz biraz olsun soğudu.
Ali Ağaoğlu’nun “herkesin içini kaldıran” ve izleyenleri bile utandıran hikâyesi de er veya geç böyle bitecek.
Merak etmeyin.
Tek üzüldüğüm ise onun da arkasında mağdurlar bırakma olasılığı.
Galatasaray kandırıyor
BEN geçen sezon sonundan beri Galatasaray’ın eksiklerine dikkat çekiyorum.
Sezon başından beri de Galatasaray’ın kötü futbolunu yazıyorum.
Spor basını ise büyük ihtimalle Galatasaray’dan pek hazzetmediği için Galatasaray’ı pohpohlayıp duruyor.
Galatasaray çok kötü futbol oynuyor.
Geride yapılan sürekli yan paslarla top hâkimiyeti Galatasaray’da gibi görünse de, oyunda üstün tarafmış izlenimi yaratsa da Galatasaray futbol falan oynamıyor.
Alın Mersin İdmanyurdu maçını.
Böyle bir futbol dünyada kaldı mı?
Daha önce de yazdım bunları.
Topu al, önce bir geri pas, sonra en az 5 yan pas, sonra orta sahaya bir pas... Orta sahada 3 yan pas...
Sonra tekrar savunmaya bir pas... Savunmada iki yan pas...
Sonra.... Sonrası yok.
Çünkü bu arada rakip savunma yerine yerleşmiş, herkes adamını, alanını almış oluyor ve duvar gibi savunmaya karşı hücuma kalkıyorsun.
Sonuç...
Rakibe geçen top ve tüm bunların yeniden başlaması.
Ne hız var, ne çabukluk.
Eboue sahada afyon yutmuş gibi dolaşıyor. Yerine Sabri oynasa daha iyi.
Hızlı tek bir atağı yok.
Hücum oyuncuları depar üstüne depar atıyorlar ama yan pasa şartlanmış takımda bunu gören yok.
Son maçta iki kere gol pozisyonu oldu, ikisi de bu deparlara atılan paslardan ama sadece iki kere.
Ya değişikliklere ne demeli.
Takıma kurtarıcı diye Aydın giriyor.
Yahu Aydın bunca yılda ne yapmış.
Melo yedek. Tamam anlıyorum.
Ama 70. dakikada alınmaz mı, rakip oyunu kilitlemişken ve boş alan yokken Aydın mı alınır, Melo mu?
Sonra basın toplantısında öfke küpü bir Fatih Terim.
Hırsını kimden alacağını bilmiyor, bahane buluyor.
Peki biz hırsımızı kimden alacağız...
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Alkol kontrolü yapan polisler, kullandıkları plastik ağızlıkları yerlere atmadığı zaman.
