Önce işinizi iyi yapın
HABERTÜRK farkını bir kez daha gösterdi.
Gaziantep'teki kanlı eylemi gerçekleştiren bombacının kimliği dün yine sadece Habertürk'te vardı.
Daha doğrusu sadece
Habertürk'ün manşetindeydi.
ilk baskımızı görüp haberi
yürüten bir gazete de iç sayfalarında
minicik olarak şehir baskılarında kullanmıştı, ama o saatte koyabildiği kadarıyla. Hırsızlık malını ne kadar vitrine koyabilirse.
Haberimiz dün öğleden sonra
yapılan resmi açıklamayla
doğrulandı. Açıkçası Habertürk olarak çok eğleniyoruz.
Biz haber yapıyoruz, olayları su yüzüne çıkarıyor, Türkiye'ye duyuruyoruz. Diğer gazeteler ise bizim yaptığımız haberleri, yazdığımız yazıları ele alarak bizimle polemiğe girmeye çalışıyor, bize kendi gazetelerinde, gazetecilik dersleri vermeye
çalışıyorlar.
Sevgili arkadaşlar. Bir ricam var. Madem bu işi bu kadar iyi
biliyorsunuz, neden gazetelerinizi alıp okuyan yok.
Niye 15-20 bin gazete satıp,
bedava dağıttığınız on binlerce
gazeteye rağmen bir etkinlik, bir
habercilik gösteremiyorsunuz. Boşverin bize ders vermeyi.
işinizi yapın.
Yapın ki, Türk medyasına biraz can gelsin, kan gelsin, haber gelsin. Bırakın Habertürk'ü ve diğer
büyük gazeteyi takip edip oradan
ekmek çıkarmaya çalışmayı.
Gazetecilik yapın. Gazeteciliği de "büyük gazeteleri okuyup onları eleştirmek" zannetmeyin.
Elbette eleştiriye açığız.
Ama iyi gazetecilerin eleştirisine.
Başıma ne geldiyse meraktan geldi
MERAK ediyorum.
Şaka yapmıyorum, gerçekten çok merak
ediyorum.
Türkiye, Esad rejiminin devrilmesi için Ahmet Davutoğlu önderliğinde bayrak açtı ya. De ki, başarılı olduk. De ki, gelişmeler tam da Davutoğlu'nun
planladığı gibi oldu.
De ki, Esad devrildi, yerine bizimkilerin yakından tanıyıp bildiği ihvan ya da bildiğiniz adıyla Müslüman Kardeşler iktidar oldu.
Ne olacak?
Ne daha iyi olacak?
Babası öldüğü günden bu yana Beşar Esad "Bizim oğlan" değil miydi?
Saygılı, bizimkileri görünce önünü ilikleyen, ayağa kalkan, terbiyeli çocuk değil miydi?
Bizim bakanlar, Suriye'de sanki kendi memleketlerindeymiş gibi gezmiyor muydu?
Bakanlar kurullarını ortak toplamıyor muyduk?
iki ülke arasındaki ticaret acayip canlanmamış
mıydı?
Türk işadamları Suriye'de kendi ülkelerindeymişçesine iş yapmıyor muydu?
Diyelim ki, Esad yarın devrildi.
Yerine gelen yönetim, diyelim ki, bizimkilerin çok sevdiği ve yakın olduğu ihvan oldu.
Esad'la olduğumuzdan daha mı yakın olacağız
Suriye ile?
Suriye'nin yeni yönetimi, Esad'dan daha mı
saygılı davranacak bizimkilere, bize?
Bakanlar o gün olduğundan daha fazla mı işbirliği içinde olacaklar?
işadamlarımız Suriye'de daha mı rahat iş
yapacak?
Bu soruların yanıtlarını merak ediyorum işte.
Şimdi bu yazıya karşılık şöyle bir yanıt vermeleri elbette muhtemel.
"Tamam aramız iyiydi ama adam kendi halkına katliam uygulamaya başladı. Göz mü yumsaydık?"
Yummasaydık da, bu kadar da düşman olmaya
gerek var mıydı.
Ya yarın Esad gidip yerine "bizim" sevdiğimiz birileri gelse ve onlar da Suriye halkının "başka bir bölümüne" zulmetseler o zaman ne yapacağız?
Yine karşısına dikilip "Bunlar da gitsin, Esad
geri dönsün" mü diyeceğiz?
Beklentimiz ne? Çok merak ediyorum.
Cepteki el kimin bilmezsen
TERÖR örgütünün Gaziantep'teki katliam için "Biz yapmadık" açıklaması, teröristlerin düştüğü
"hazin" durumun göstergesi.
Bu açıklamayı yapan her kimse bence
"samimi".
Ve bu açıklama PKK'nın ne halde olduğunun
göstergesi.
istihbarat örgütlerinin elinde "maymuna
dönmüş" bir terör şebekesi.
Aslında bir anlamda "Ortadoğu'nun aynası".
Kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bir ortam.
PKK, "Biz yapmadık" diyor.
Ama yapan PKK'lılar. Çok açık.
Nasıl oluyor?
Çünkü örgütün içinde müthiş bir Suriye hâkimiyeti var.
25 yıl boyunca Suriye'nin Muhaberat'ı örgütün kılcal damarlarına kadar girmiş, örgüte hâkim
olmuş.
Muhaberat emir veriyor, PKK içindeki Suriye
mekanizması çalışıyor.
Bombalar patlıyor.
PKK gerçeği bu.
Sadece o kadarla kalsa yine iyi.
Muhaberat, Suriye'nin haber alma örgütü. Ama o da sadece Suriye'nin mi?
israil'in, bunca yıldır düşman olduğu Suriye Muhaberat'ının içine sızmamış olması mümkün
mü?
Türkiye'yi destabilize etme görevinin Esad tarafından verildiği mutlak ama MOSSAD'ın buradaki etkisiyle bu emrin iyiden iyiye abartıldığını düşünmek yanlış mı olur!
Ya iran.
Düne kadar PKK'nın iran kolu PEJAK'la
savaşıyordu iran.
Türkiye'nin Suriye'yle arası bozuldu. Dolayısıyla iran'la da bozuldu.
PEJAK, iran'daki eylemlerini bıçak gibi kesti ve
tüm gücüyle Türkiye'ye yüklenmeye başladı.
iran üzerinden hem de!
Hep söylediğim gibi, Türkiye'nin dış politikada yediği hurmaların acısı içeride terör olarak çıkıyor.
Ama Allah'tan bunca dert arasında hepimizi gülümseten şeyler de oluyor.
Bakan Zafer Çağlayan, "Artan terörün nedeni, açıkladığımız teşvik paketi" diyor.
Bu "özgüven"e tebessüm ediyoruz.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Daha kalitesiz bir eşyaya yer açmak için, evdeki sapasağlam eşyayı eskiciye vermediğimiz zaman.