Gönüllü doktorluk
Bazı arkadaşlardan, depremzedelere yardım etmek üzere harekete geçen ve yaşadıklarına canları sıkılan bazı doktorların öyküleri geliyor.
“Bir doktor arkadaşımın yaşadıkları” başlığı ile.
Bu öyküler sosyal medyada da dolaşıyor, görüyorum.
Mesleki olarak bu öykülerin hepsine inanacak halim yok.
Hele hele öznesiz öyküler bende her zaman şüphe ve kaygı yaratıyor.
O yüzden bugün ben sizinle birinden duyduğum, bir arkadaşımın başına gelen bir hikayeyi değil, deprem sonrası kendi yaşadığım bir “Doktor” hikayesini paylaşacağım.
Geçen hafta, depremden üç gün sonra, yurt dışında yaşayan bir akademisyen arkadaşım beni aradı.
“Yurt dışında faklı ülkelerden bir grup doktor ile Türkiye’de gelip, deprem bölgesindeki hastanelerde gönüllü olarak çalışmak istiyoruz. Türkiye’deki prosedürü bilmiyoruz. Bize yardımcı olur musun?” diye sordu.
Bahsettiği doktorlar dünyanın en iyi tıp fakültelerinden birinin mezunlarıydı ve içlerinde tüm uluslardan ve tüm inançlardan doktorlar vardı.
Hemen Sağlık Bakanlığı’nda görev yapan ve pandemi döneminde tanıştığım ve işini çok iyi yapan bir danışman hanımefendiyi arayarak prosedürü sordum.
Konuyu Sağlık Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Selami Kılıç ile görüşmemiz gerektiğini söyledi.
Selami Bey’e kendimi tanıtan ve arama gerekçemi belirten bir mesaj attım.
Anında aradı.
Hemen aradı.
“Fatih Bey, şu anda deprem bölgesinde doktor açığımız yok. Zaten belirli uzmanlık alanlarında doktorlar gerekiyor ve şimdilik yeterince doktorumuz var. Benzer başka talepler de geldi. Biz gönüllü olmak isteyen doktorların isimlerini ve telefonlarını alıyoruz. Eğer gerek duyarsak kendileri ile temasa geçeceğiz. Sizin tanıdığınız doktorların da bize isim ve telefonlarını bildirirseniz, gerektiğinde onları da davet ederiz” dedi.
Ben de bunu yurt dışından gelmek isteyen doktorlara bildirdim.
Onlar da listede sıraya girdiler.
Durum budur.
Bilinsin diye yazdım.
- Bana katlanan herkese teşekkürler6 ay önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?6 ay önce
- Mirası kim paylaşır6 ay önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa6 ay önce
- İçimizdeki İrlandalılar6 ay önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı6 ay önce
- Plan mı pilav mı!6 ay önce
- Kalksa da görsek6 ay önce
- İnce dedikodular6 ay önce
- Oran değil, fark önemli6 ay önce