Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Benzer bir sen ben biz onlar tartışması AFAD ve gönüllü kuruluşlar ile ilgili yaşanıyor.

Bunu da tetikleyen tabii ki siyasetiler.

Oysa gönüller ve AFAD’ın bölgedeki çalışanları birlikte çalışıyorlar.

Zaten AFAD’a yönelik eleştirilerin hiçbiri AFAD’ın bölgedeki çalışanları ile ilgili değil.

Hepimiz biliyoruz ki, deprem kentlerindeki AFAD elemanları, başkaları ne kadar canla başla çalışıyor, ne kadar yoruluyor, ne kadar uykusuz kalıyorsa o kadar çalışıp yoruluyor.

Aralarında hiçbir fark yok.

Aralarında hiçbir çekişme yok.

Onlar da herkes gibi ayazda sokaklarda yatıyor, onlar da günde bir iki saat uyku ile günlerce çalıştılar.

Keza AFAD’ın deprem öncesinde de çok iyi çalışmaları var.

Deprem araştırmaları yapmışlar, son derece iyi raporlar hazırlamışlar.

Yerel yönetimleri, merkezi yönetimi uyarmışlar.

Ellerindeki sonuçları paylaşmışlar.

Deprem ölçümleri için her yeri son derece modern alet edevatladonatmışlar.

AFAD’ın eleştirilen tarafı ne personelin özverisi ne de geçmişte yaptığı çalışmalar.

AFAD’ın eksiği organizasyon.

Deprem sonrası müdahaledeki gecikmesi ve elinde bu müdahaleyi yapacak imkanların kısıtlı olması.

Depremin ilk iki günü gönüllü kuruluşlar olmasa, AFAD’ın müdahale edecek bir hali yok.

Sonrasında var ama ilk iki gün çok yetersiz, çok eksik.

En kritik saatleri, en kritik anları kaçırıyor AFAD.

Zaten eleştirilen AFAD değil, AFAD’ın Afetlere Müdahale Genel Müdürlüğü, yani başında şu meşhur İlahiyatçı’nın, tasavvuf yüksek lisanslı ilahiyatçının bulunduğu birim.

Bu yüzden de ne AFAD’ın sahada çalışan elemanlarının asabını bozun ne de hiç de görevi olmadığı halde insanların yardımına koşan gönüllülerin.

Kızacaksanız illa liyakatsizliğe verilen prime kızın.

Kurtarılamayan her bir canın nedeni o liyakatsizlik.

Başka bir şey değil.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar