Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Sevgili okurlar,

Biliyorsunuz dostum, arkadaşım Celal Şengör, Teke Tek Bilim Programında Hz. İsa ve Hz. Musa’nın yaşamlarına dair hiçbir tarihi kanıtın olmadığını söyleyince, ki bunu hem Yahudi hem de Hristiyan bilim adamları da söyler ve yıllardır tartışır, Diyanet İşleri Başkanlığı konuya müdahil oldu ve hem RTÜK’e şikayet ederek Habertürk’ün ceza almasına sağladılar hem de Celal Şengör hakkında suç duyurusunda bulundular.

Celal’in İstanbul Adliyesi’ne gidip bu suç duyurusu ile ilgili ifade verdiğini de hepiniz biliyorsunuz sanırım.

Bu gelişmeler karşısında dünyanın çeşitli bilim akademileri ve bilimsel kurumları duydukları rahatsızlığı Türkiye’ye en üst düzeyde bildirdiler.

Bu kurumlardan biri de ALLEA yani Avrupa Akademiler Birliği idi.

ALLEA Başkanı Profesör Antonio Loprieno, Türkiye Bilimler Akademisi’ne bir mektup yazarak, bilimin ve bilim adamının bilimsel ifadelerinden dolayı yargılanmasının ne kadar kaygı verici olduğu anlattı.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Veteriner Hekim Profesör Muzaffer Şeker, Loprieno’ya cevabi bir mektup yolladı.

Şeker, Avrupa Akademiler Birliği ve üye akademilere gönderdiği bu mektupta “Koruduğunuz Celal Şengör, Türkiye Bilimler Akademisi’nin kurucu 12 üyesinden biridir ama 2012 yılında istifa etmiştir. Kendisi bir öğrencisini taciz ettiğini itiraf etmiş biridir. Bunu Youtube’dan öğrenebilirsiniz.”

Mektup burada da kalmıyor.

Celal’in bir jeolog olarak din ve tarih üzerinde konuşmaya yetkili olmadığını, bir jeoloğun bilimsel uğraşları arasında din üzerinde konuşmanın bulunmadığı ve haddini aştığını söylüyor ve arkasından da “Şengör sadece Hz. Muhammed’in yaşadığına dair kanıtlar olduğunu söyleyerek anti semitik bir tavır sergilemiştir” diyerek Celal Şengör’ü uluslararası kamuoyunda Yahudi karşıtı olarak tanıtmaya ve olayı başka yönlere götürmeye çalışıyor.

Sonrasında da başında bulunduğu kurumun da bir ALLEA üyesi olduğunu unutarak “Bu Türkiye’nin bir iç meselesidir. Siz buna karışamazsınız” diyerek mektubunu noktalıyor.

Bu utanç verici mektubun bir tek sonucu olabilir.

ALLEA, Türkiye Bilimler Akademisi’nin üyeliğini askıya alabilir.

Hatta üyelikten çıkarabilir.

Merak etmeyin Türkiye temsilsiz kalmaz.

Şimdilik oldukça bağımsız olan ve öyle kalmasını umduğumuz Bilim Akademisi, Türkiye'yi ALLEA'da gayet iyi temsil eder.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar