Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Hıncal Uluç’la ilgili dünkü yazımdan sonra Cüneyt Özdemir aradı.

“Teşekkür etmek için aradım, haklısın” dedi.

Yazımda “Sevgili Cüneyt, Hıncal Uluç hakkında yazdığın çok ağır cümleler içine siniyor mu?” diye sormuştum.

Hiç uzatmadan söyledi.

“Haklısın sinmiyor.”

“Öfke ile yazdım ve yolladım. Okuyunca aslında ben de aşırıya kaçtığımı gördüm ama yollamıştım bir kere. Ve silersem bu kez de başka spekülasyonlar olacağını düşündüm ve silmedim. Uyarın ve bunu yazış biçimine teşekkür ederim” dedi.

Hıncal Uluç ile uzunca bir süredir küs olduklarını, kendisine daha önce de ağır sözler sarf ettiğini ama bu kez Uluç’un durumunu gözetmeden yazarak aşırıya kaçtığını kabul etti.

Cüneyt’in sözlerine hem şaşırdım hem mutlu oldum.

Çünkü Yeni Türkiye’de alışık olduğumuz Cüneyt Özdemir’in hayli kalabalık olan takipçi kitlesine güvenerek bana “Sana ne ulan. Ne yazacağımı sana mı soracağım. Sen kendi yazdıklarına bak” diye saldırması, takipçilerini de bana sövmeye yönlendirmesi idi.

Böylelikle pek az olan gazeteci arkadaşlarımdan birini de kaybetmiş olacaktım.

Medeni bir şekilde “Haklısın” demek bugünün modasına uygun değildi.

Cüneyt modaya uymadı. "Haklısın, yapmamalıydım" dedi.

Dostane bir uyarıya kulak verdi.

“Hata yaptım” demek Cüneyt Özdemir’i hiç de küçültmedi.

Tam aksine büyüttü.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar