Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Doğrusunu isterseniz şaşkınım.

AK Parti’nin iktidarı döneminde Türkiye’nin ve haliyle Türkiye’yi yönetenlerin başına gelmiş en büyük felaketin 15 Temmuz Darbe Girişimi olduğunu düşündüm hep.

Daha doğrusu iktidarın söylemlerinden öyle zannettim.

Hepimize ve özellikle de Batı’ya hep bunu anlattılar.

En ürkek yatırımcıları Türkiye’de yatırıma ikna etmek için yaptıkları yatırımcı toplantılarında “Hain Darbe Girişimi” kitapları dağıttılar.

Her ile bir 15 Temmuz meydanı yaptılar.

50 yıllık Boğaz Köprüsü’nün adını değiştirip “15 Temmuz Şehitler Köprüsü”ne çevirdiler.

Bir ilçeyi darbeye kahramanca direnişinden ötürü “Kahraman” ilan ettiler.

TBMM bombalandı, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bahçe duvarına uzaktan bomba atıldı.

Tanklar yollara çıktı.

Havaalanları kuşatıldı.

Cumhurbaşkanı’nın tatil yaptığı zannedilen otele özel eğitimli askerler saldırdı.

Generaller öldürüldü.

Emniyet müdürleri katledildi.

Darbe girişimi sonrası yüz binlerce kişi işinden atıldı, yargıda büyük temizlik yapıldı, TSK baştan ayağa elden geçirildi.

Yüzlerce subay hala içeride.

Yüzlerce askeri öğrenci hala içeride.

Ve şimdi öğreniyoruz ki, Türkiye’nin AK Parti döneminde karşı karşıya kaldığı en büyük felaket bu darbe girişimi değilmiş.

AK Parti’nin yaşadığı en büyük travma ne darbe ne başka bir şeymiş.

Her şeyin sorumlusu, ülkenin başına gelen en büyük felaket, iktidarın “Medz yeghern”i meğer Gezi olaylarıymış.

Biz de darbe girişimini ciddi ve önemli bir şey zannediyorduk.

Meğer Gezi’nin yanında esamisi okunmazmış.

Gezi'de 8 sivil, 2 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmişti.

Darbe girişiminde ise 150'ye yakın darbeci asker, 300'e yakın sivil öldü.

Buna rağmen Gezi daha fena imiş.

Vallahi şaşırdım.

Hem de çok şaşırdım.

Vardır elbet bir sebebi.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar