Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye, 2021 yılının son aylarında ekonomi yönetimindeki yanlışlar sonucu TL’nin aşırı değer kaybedip, döviz fiyatları aşırı yükselmesi ile oluşan fiili durumu bir ekonomi politikası ile izah etmeye kalkıştı.

        “Çin modeli deniyoruz. Bu yolla ihracat artacak, cari açık hızla azalacak. Bu bir döviz bolluğu yaratacak ve döviz fiyatları düşecek, TL yeniden değer kazanmaya başlayacak.”

        Nasrettin Hoca’nın eşekten düşüp “Düşmeseydim de inecektim” demesi benzeri bir durumdu ama yine de bazıları bu düşme hikayesine inandı.

        2022 yılının başında bu masalı dinledik.

        Ancak ekonomi ciddi iştir.

        Lafla değil, her ne kadar çarpıtsanız da sonunda bir yerden ortaya çıkacak olan verilerle yürür.

        Aralık ve Ocak ayları boyunca inandırılmaya çalışıldığımız “İhracat artacak, cari açık azalacak, dövizi bu yolla düşüreceğiz” iddiası an itibarı ile geçersiz bir iddia haline geldi.

        Ocak ayı verileri netleşti.

        2022’nin ilk ayında cari açık son 4 yılın rekorunu kırarak 7 milyar 110 milyon dolar oldu.

        Azalmak bir yana rekor kırdı.

        Şimdi ekonomi yönetiminden bu yeni duruma ilişkin bir “yeni politika” açıklaması bekliyorum.

        Bakalım bir sefer 2. "Düşmeseydim inecektim" vakasını nasıl anlatacaklar.

        Yoksa sonunda yine Hoca Nasreddin gibi bindikleri dalı kestiklerini anlayacaklar mı!

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Muhteşem vurdumduymazlık

        Muhteşem vurdumduymazlık
        0:00 / 0:00

        Söyleyeceklerime kızanlar olabilir ama kimse kusura bakmasın, söyleyeceğim.

        Biliniz ki, bu ülkenin başına her türlü felaket gelebilir.

        Dilimin söylemeye varmayacağı, parmaklarımın yazmaya cesaret edemeyeceği her türlü felaket.

        Doğal felaketlerden söz etmiyorum.

        Kendi başımıza açabileceğimiz kötülüklerden.

        Bölünmeden, toprak kaybetmeden, ülkenin bir bölümünü yitirmeden, iç kargaşadan ve daha birçok insan yapımı felaketten.

        Hiçbir yere gitmeseler bile çocuklarımızın ve torunlarımızın bizim yaşadığımız gibi bir ülkede yaşama ihtimalinin giderek azaldığını, ne yazık ki, üzülerek görüyorum.

        Niye biliyor musunuz!

        Çünkü toplum olarak muhteşem bir vurdumduymazlığın içindeyiz.

        Ülkenin tarımı bitmiş, tarım konuşan yok.

        Ülke bir oraya bir buraya savruluyor, umursayan yok.

        Dış kontrollü bir cemaatin darbe girişiminden zor kurtulmuş, onun boşluğunu başka cemaatlerin doldurmasından rahatsızlık duyan yok.

        Darbeci cemaat yeniden etkinlik kurmaya başlamış, hop ne oluyor diyen yok.

        Memlekette bütün kurumlar birer bir çökertilmiş, “Bu kurumlar bize lazım olur. Kurumları olmayan devlet olamaz” diye uyaran, uyaranı dinleyen yok.

        Hadi bunlar çok somut şeyler değil yahu kafamıza açık açık vuranı, uyanın diye dürterek tehlikeyi göstereni umursayan yok.

        REKLAM

        Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş “Yakında Suriyeliler çoğunluk olacak Hatay’ı kaybedeceğiz” dedi.

        Herhangi biri değil, belediye başkanı, tüm verilere sahip olan adam.

        Ülke bölünecek, vatan parçası elden gidecek dedi.

        İma etmedi. Açık açık söyledi.

        Kimse tınmadı yahu!

        Kimsenin umuru olmadı.

        Lütfü Savaş çıkıp “Galatasaray küme düşecek” deseydi kıyamet kopardı.

        “Fenerbahçe şike yapmış olabilir” deseydi bir hafta gündemden düşmezdi.

        “Beşiktaş beceriksiz yönetimlerin elinde oyuncak oldu” diye uyarmaya kalkışsaydı yedi sülalesine söverler, bir hafta TT yaparlardı.

        “Bu yıl siyaset Trabzonspor’u kolluyor” dese idi bırakın sokağı, Meclis’te gündem olurdu.

        Ama o “Birkaç seneye Hatay elden gider. Bu Suriyeli göçmen işi bu ülkeyi bitiriyor” dedi.

        Kimse tınmadı bile.

        Ne sokakta, ne siyasette umursayan olmadı.

        Ekmek zammı kadar dertlendirmedi milleti, ülkenin bölünme riski.

        Biliyorum yarın da umursamayacaklar, umursamayacaksınız.

        Belki bir iki zevzek çıkacak “Keh keh keh, Ukraynalı kadın göçmenler çoğunluk olsaydı sesin çıkmazdı” esprisi yapacak.

        Konu kapanacak.

        Bu yüzden diyorum ki, bu ülkenin başına her türlü felaket gelecektir.

        Hiç kimse de “müstahak” değiliz demesin.

        Thodex'in yıldönümü

        Thodex'in yıldönümü
        0:00 / 0:00

        Bir süredir sormayı ihmal ettiğim bir soruyu bugün bir kez daha sorarak, hafızaları tazeleyeyim.

        Thodex vurguncusu Faruk Fatih Özer nerede?

        Birkaç gün sonra bu büyük vurgunun seneyi devriyesini idrak edeceğiz.

        Bu veledin milleti çarpıp kaçtığı günlerde “Yakalanması an meselesi” denilerek yurt dışında baskınlar yaptırılıyor, başta Arnavutluk olmak üzere pek çok polis teşkilatı devreye sokuluyordu.

        Ancak tam Türk işi olarak, kısa sürede iş tavsadı.

        Konu unutuldu gitti.

        Yakalanacak sözleri veren siyasetçiler de defteri kapadılar.

        Faruk Fatih Özer çaldığı yüz milyonlarca dolarla sırra kadem bastı ve unutuldu.

        Şimdi ben de vurgunun 1. yılını idrak ederken soruyorum: “Faruk Fatih Özer nerede?”

        Onun da Çiftlikbank Danası gibi paraları bitirip ya da kur farkından avantajlı duruma geçip teslim olmasını mı bekliyoruz?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Merdi kıptileri övmediğimiz zaman.

        Diğer Yazılar