Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Okuyunca gözlerime inanamamıştım ama bu kadar yoğun tepki de beklemiyordum doğrusu.

Çünkü ne yalan söyleyeyim, bu kadar okunup, bu kadar ciddiye alınacağını tahmin etmiyordum.

Ahmet Hakan Coşkun, son günlerde çok konuşulan Pera Palace dizisini izlemiş ve sonrasında dizinin başrolünde oynayan genç oyuncudan, Hazal Kaya’dan neden nefret ettiğini yazmış.

Yahu bir insanın izlediği bir oyuncudan ya da o oyuncunun rol yapma tarzından nefret etmesi için gerçekten çok ciddi ruhsal sorunları olması lazım.

Bir oyuncu ile kişisel bir ilişkin yok ise, o oyuncu birilerine çok acayip bir kötülük yapmadı ise o oyuncudan sadece oyunculuğu nedeniyle nefret edilebilir mi!

Bu nasıl hastalıklı bir ruh halidir.

Hadi hastasın, için kötü, ruhun sağlıksız, yahu bu durum bir de marifetmiş gibi yazılır mı!

Nefret ettiği kişi de kimseye zararı dokunmamış, kendi halinde, şirin mi şirin bir genç kadın.

Beğenmiyorsan izlemezsin.

Geçer gider.

Nefret etmek ne demek!

Dahası bunu yazmak ne demek?

Ama bu tarz düşünce tam da bu dönemin ürünü aslında.

Bir nefret söylemi her yerde.

Haliyle bu dönemin ürünü gazeteci de aynı söylemde.

Oysa bu dönem bende tam tersi bir etki yaptı.

Kimseden nefret etmiyorum artık.

Yazısını beğenmediğim yazarı okumuyorum.

Televizyonda beğenmediğim yorumcuyu, gazeteciyi dinlemiyorum, izlemiyorum.

Canımı sıkan siyasetçi ekrana çıkınca kanal değiştiriyorum.

Hoşuma gitmeyen diziyi 20 dakikadan fazla izlemiyorum.

Filmden sinemadan çıkıyorum.

Onu yokluğa mahkum ediyorum.

Ama nefret etmiyorum.

Senden ve senin gibilerden bile nefret etmiyorum Ahmet Hakan.

Hatta acıyorum.

Arayı kapatma çabanıza. Gençliğinizde yaşayamadıklarınızı yaşamak için koşturmacanıza bakıp üzülüyorum.

Çünkü siz de biliyorsunuz ki, o ara asla kapanmayacak.

Nefret duygunuzun güçlü olması da bu yüzden zaten.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar