Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Türkiye’nin yüksek teknoloji ve bilgi üreten firmalarından birinin patronu aradı.

“Bana iki kadeh rakı ısmarlar mısın?” diye sordu.

“Emrin olur” diyerek akşam kendimizi bir meyhaneye attık.

Çok eski dostumdur.

Hiç bu kadar moralsiz görmemiştim kendisini.

Nedenini sordum.

“Haklısın. Keyfim yok. Bu yüzden bana rakı ısmarla dedim. Çok üzülüyorum” dedi.

Anlattı.

“Biliyorsun Türkiye’nin en parlak beyinlerini işe alıyoruz. Türkiye’nin en fazla patent üreten şirketlerinden biriyiz. Zannederim master ve doktoralı çalışan sayısı en yüksek şirketiz. Ortalama maaş skalamız da Türkiye’nin çok çok üzerinde. Yurt dışına oyun harici IT teknolojisi ve mobil teknoloji satışında da çok iyi durumdayız. Çin’le rekabet edebilen ender şirketlerden biriyiz.”

“Yani durumunuz iyi. Niye bu kadar canın sıkkın?”

“Canım sıkkın çünkü artık eleman kaybına çare bulamaz olduk.”

“İyi maaş veriyoruz diyorsun.”

“Doğru hala iyi maaş vermeye çalışıyoruz ama yolun sonundayız. Maaş versek de umut veremiyoruz. Ayrıca iyi maaş da veremez hale geliyoruz. Bizdeki beyin gücü çok iyi ve bunu dünya alem biliyor. Şimdi müthiş bir saldırı altındayız. Her gün en az iki üç elemanı kaybediyoruz. Kimi toptan yurt dışına gidiyor, kimi ayrılıp yabancı firma için Türkiye’den çalışmaya başlıyor. ABD’de Mc Donald's çalışanı 3 bin dolar almaya başlamış. Bizim parlak gençlere yılda 100-150 bin dolar veriyorlar. Kurlar böyle olunca bu parayı biz veremiyoruz. Hepsi gidiyor. Bu sadece bizde değil, bilgi veya beceri gerektiren tüm sektörlerde böyle. Yakında burada kimse kalmaz.”

Yani anlayacağınız sadece tıp doktorları değil kaybettiğimiz.

Giderek parlak olan her şeyi kaybediyoruz.

Bunun adına da politika diyoruz.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar