Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Son hatırladığım, iktidar, Kurtuluş Savaşı tanımını değiştirip yerine “Milli Mücadele" kavramını getirmek istiyordu.

Şimdi ise yeniden Kurtuluş Savaşı’na döndüler.

Ancak Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğindeki Kurtuluş Savaşı’na değil, kendi yürüttükleri “Ekonomik Kurtuluş Savaşı"na.

Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu vaziyete uygun gördükleri kavram bu.

Bir kurtuluş savaşı olması için, esir düşmüş olmak, işgal edilmiş olmak gerekiyor.

İyi de bu işgal ve esaret ne zaman gerçekleşti!

Ve biz nasıl oldu da farkında olmadık.

2003, 2004, 2005, 2006, 2007 gayet iyiydi.

2008 teğet geçmişti.

2009, 2010, 2011, 2012, 2013 de gayet iyiydi.

1 dolar 1 TL şarkıları söyleyenler, danışman yapılıyordu.

Güçlü bir iktidarımız var idi.

Her şey kontrolleri altındaydı.

O zaman da, AK Parti iktidardaydı, şimdi de AK Parti iktidarda.

Ne zaman esir düştük, ne zaman işgal edildik?

Niye kimsenin haberi olmadı?

Her şeyin yerli ve milli olmasıyla övündüğümüz bir ortamda kim bu işgalciler?

Havalimanlarımızı, yollarımızı, hastanelerimizi, bankalarımızı, silah fabrikalarımızı, üretim tesislerimizi ne zaman ele geçirdiler?

Etkili ve yetkili iktidarımız nasıl oldu da bu işgalin farkına varamadı?

Nasıl boş bulundular da bu hale düştük?

Arada iktidar falan da değişmedi ki yanlış ellere düştük işgale uğradık diyelim.

Bu kadar tecrübeli, bilgili, donanımlı bir iktidar döneminde bu işgal, bu esaret.

Akıl alır gibi değil.

Ama anlıyoruz ki, olmuş bir kere.

Madem bir kurtuluş savaşı veriyoruz, söyleyin bize işgalciler kim, öğrenelim.

İşin kötüsü elimizde bir rahip falan da kalmadı ki, takas edip vakit kazanalım.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar