Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Birkaç yıl önce dünyanın en pahalı akaryakıtını satın alıyorduk bayilerdeki pompalardan.

Şaka yapmıyorum en pahalı.

2006 yılında 1 litre mazotun fiyatı 2,26 TL idi.

Dolar kuru ise 1,35 TL.

Bir litre mazotun dolar cinsinden ederi 1,6 dolardı.

2012 yılında bir litre mazotun fiyatı 4,5 TL olmuştu. Dolar kuru ise 1,35 TL idi.

Mazotun litresine tam tamına 2,47 dolar ödüyorduk.

Bu dünyanın en pahalı akaryakıtı idi.

Aradan 10 yıla yakın bir zaman geçti.

Bugün mazotun litre fiyatı hemen hemen 7,52 TL.

Dolar kuru ise 8,95. Mazotun litre fiyatı da haliyle 1 doların altında. 0,83 cent.

Bir zamanlar Avrupa’nın en pahalı akaryakıtını satan ülke, ekonomisi o güne oranla çok daha kötüye gittiği halde bugün akaryakıtı en ucuz satan ülke haline geldi.

Şaka yapmıyorum.

Gerçekten petrol üreten birkaç körfez ülke dışında en ucuz.

Peki niye!

Çünkü devlet akaryakıttan alınan vergiyi giderek geriye çekti.

Dolar arttıkça, vergi geriledi.

Bunun adı “subvansiyondur”.

Geçmişte de yapıldı. 1970’lerde de, üstelik de dünya petrol krizi ile sarsılırken Türkiye’de akaryakıt göreceli olarak ucuzdu.

Devlet akaryakıtı maliyetin altında bir bedele satışa sunuyordu.

Satılan her litre akaryakıtta devlet cebinize bir miktar para koymuş oluyordu.

Sürdürülebilir bir şey olmadığı için sürdürülemedi zaten.

1980’de çok büyük zamlarla makas kapatıldı.

Görünen o ki, "Yeni Türkiye, Yeni Türkiye" derken en eski Türkiye'ye, en sorunlu dönemlere gerisin geri dönüyoruz

O gün sürdürülebilir olmayanın, bugün de sürdürülebilir olmadığı aşikar.

Ancak belli ki, iktidar bunu sürdürmek istiyor.

Çünkü akaryakıta yapılacak zammın zaten fırlamış gitmiş; fiyatları daha da uçuracağını, zaten yükselmekte olan enflasyona turbo etkisi yapacağını biliyor.

Bu yüzden de vergiden vazgeçerek enflasyonu tutmaya çalışıyor.

Beyhude bir uğraş ama deniyorlar.

Peki nereye kadar tutabilir!

Muhtemelen 2023’e ya da seçime kadar tutmak isteyecektir.

Tutabilir mi!

Belki tutabilir.

Ama bu tam anlamıyla kanseri ağrı kesici ile tedavi etmek gibidir.

Ağrısı yok diye mutlu olursunuz.

Ama sonunda tedavi edilmeyen hastayı kaybedersiniz!

Burada hasta olan ülke ekonomisidir.

Kaybedilecek olanın ne olduğunu da siz daha iyi bilirsiniz!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar