Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Corona ile mücadelede tüm dünya gibi biz de bir kez daha sınıfta kalmaya hazırlanıyoruz.

Tüm uyarılara, “O kadar da nomalleşmeyelim, dikkatli olmaya devam edelim” çağrılarına rağmen restorandan ibadethaneye kadar her yeri lebalep doldurmaya başlayınca, sokaklarda maske takan sayısı maske takmayan sayısından az olunca sayıların artması kaçınılmaz.

İngiltere, ABD, Fransa, Almanya hızlı bir artışın içinde biliyoruz.

Türkiye de dün sinyal vermeye başladı.

Geçen hafta “Böyle giderse Ağustos ortasında 20 binleri buluruz, sonbaharda başa döneriz” diye yazdım.

Gidişat da bunu gösteriyor.

Dün yine 6 bini aştık.

Sayı size yüksek görünmeyebilir ama artış bir hafta öncesine, hatta bir gün öncesine göre bile yüzde 20.

Aşı olmayanların oranı ise artıyor. Eldeki bol miktardaki aşıya rağmen, aşı olanların oranı bir türlü beklenen artışı göstermiyor.

İki doz aşısını tamamlayanların sayısını 20 milyon olarak verildi dün.

Oysa yüzde 50’yi aşmış olmamız gerekiyordu.

Dün eşimin 2, kızımın ilk doz aşısı için hastanedeydik.

3 dakikada aşılarını olup çıktılar.

Bayram tatilinde de aşılamanın daha da yavaşlayacağı kesin.

Sonuç olarak yine hastalık artacak.

Peki ne yapılacak!

Bazıları kızacak yine ama önlem gerek.

Yapılacak şey belli.

Kısıtlama.

Ama aşı olmamakta direnenlere kısıtlama.

Aşı olmamak elbette insan hakkı.

Ama aşı olmayanların yarattığı tehlikeye karşı toplumu korumak da insan hakkı.

Fransa böyle bir uygulamayı başlattı bile.

İngiltere, ABD önlemleri yeniden devreye sokmaya, belirli mecburiyetler getirmeye başladılar.

Aşı olmayanlara kısıtlama getirmeleri de an meselesi.

Türkiye de sayılar içinden çıkılmaz hale tırmanmadan bunu yapmak zorunda.

Aşı kartı olmayanların;

1. Uçak dahil, toplu taşıma kullanmaları yasaklanmalı.

2. Lokanta ve eğlence yerlerine, kafelere, barlara girmelerine izin verilmemeli.

3. Şehirlerarası yolculuk yapmalarına engel olunmalı.

4. İbadethanelere girmelerine, toplu ibadet yapmalarına izin verilmemeli.

5. Aşı hakkı olduğu ve sırası geldiği halde aşı olmamakta ısrar edenler birden fazla kişinin aynı oda ya da salonda çalışmak zorunda olduğu iş yerlerinde çalışıyorlarsa salgın sonuna ya da aşı oluncaya kadar ücretsiz izne çıkarılmalı.

6. Halkla doğrudan temas halinde olan görevleri ifa edenler de aşı olmamaları halinde ücretsiz izne çıkarılmalı.

Bu önlemleri almadığımız müddetçe bu salgını yenmemiz mümkün olmayacak gibi görünüyor.

Aşı olmamakta ısrar edenler şimdi “Kardeşim bu aşılar riskli. Biz niye bu riske katlanalım” diyeceklerdir.

Peki aşı olanlar eşek başı mı da toplumun faydası için var olduğunu iddia ettiğiniz riski alacaklar ama siz almayacaksınız!

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar