Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çifte standart berbat bir şeydir elbette ama en az onun kadar boktan bir şey daha vardır.

        İki yüzlülük.

        Diyeceksiniz ki: “Biz bunu zaten biliyoruz, sen neden bahsediyorsun?”

        Elbette biliyorsunuz.

        Herkes biliyor da mesele bilmekle bitmiyor.

        Mesela sorayım size: “Sözde kendini savunmak için yaptığını iddia ettiğin bir savaşta çocukları öldürmek kötüdür değil mi?”

        Buna tepki göstermek de bir insanlık görevidir değil mi?

        Peki o zaman bunun nerede yapıldığının veya kimin tarafından yapıldığının önemi var mıdır?

        Tepkiniz buna göre değişir mi ya da değişmeli mi?

        İki yüzlü değilseniz bu tepki aynı olmalıdır.

        O halde meseleyi somutlaştıralım mı?

        Kızmak yok ama.

        İsrail savaş uçakları ve fosfor bombaları Gazze’de sivil-asker, kadın-erkek, çocuk-büyük demeden insanların üzerine atıldığı zaman o çocukların ölümüne tepki gösterilir mi?

        Gösterilir elbette.

        Hem de en üst tondan, Amerika hariç tüm uygar dünya buna tepki gösterir!

        Peki Suudi savaş uçakları, Yemen’de piknikten dönen çocukların üzerine bombalarını bırakıp 50 masum çocuğu öldürdüğü zaman tepki gösterilir mi?

        Sustunuz değil mi?

        Kimbilir belki pek çoğunuzun böyle bir olaydan haberi bile olamadı!

        Çünkü bu çocuk katliamı küçük küçük haber oldu sağda solda.

        Ama buna gösterilen tepkiler hiçbir yerde minik de olsa haber olmadı.

        Çünkü tepki yoktu ki, haber olsun.

        Yahudi İsrail, Müslüman çocukları öldürdüğü zaman bunun adı “Katliam”

        Suudi Arabistan, Müslüman çocukları öldürdüğü zaman bunun karşılığı “Sessizlik"

        Bu iki rezilliğin arasında bir fark var mıdır sizce?

        Bence yok.

        İkisi de katil ülke.

        Zaten hep söylüyorum ha İsrail ha Suudi Arabistan.

        Tek fark şu:

        İsrail ABD’yi yönetiyor.

        ABD Suudi Arabistan’ı...

        ***

        Trump’ın başına gelenler

        Başkan Trump’ın Amerikan adaleti tarafından köşeye doğru itilmesi Amerika’daki aklı başında herkesi mutlu eden bir gelişme.

        ABD’de devlet yapısında büyük bir çöküş olduğu su götürmez bir gerçek gibi görünse de, en azından hala bir “Yargı” var gibi duruyor.

        Türkiye’de ise kimileri Trump’ın başına gelenlere seviniyor, bunu Türkiye’nin lehine bir gelişme olarak görmek istiyor.

        Oysa durum pek de böyle değil gibi.

        Amerika ile ilgili en doğru yorumları yapan ve tahminleri pek de şaşmayan Hakan Akbaş “Tam aksine, Trump’ın Brunson’a şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacı var” diyor mesela.

        Bundan "Türkiye’nin eli güçlenir ve pazarlık daha rahat yapılır" anlamı da çıkarmayın.

        Trump’ın Brunson’ı alma karşılığında Türkiye’nin taleplerini karşılama gücü de aynı oranda zayıflıyor bu arada.

        Trump’ın başkanlıktan düşürülmesi ihtimali de ayrı bir mevzu.

        Sakın kimse “Çılgın gibi hareket eden Trump gider, ilişkileri toparlarız” diye düşünmesin.

        Trump giderse ABD Anayasası gereği yerine Başkan Yardımcısı Pence gelecek ve dönemi tamamlayacak.

        Brunson krizini en üst seviyeye tırmandıran açıklamanın Pence’den geldiğini de unutmayın.

        ***

        Seçmeni umursamıyor

        Trump’un avukatı konuştu ve savcı ile anlaştı.

        Bilinen rezillikler ortaya dökülüp resmiyet kazanmaya başladı.

        Trump’ın geçmişindeki ticari ahlaksızlıklar, defalarca iflas edip milleti dolandırmalar, vergi kaçakçılıkları, seks skandalları zaten biliniyordu ve Trump buna rağmen kazanmıştı.

        Şimdi de siyasi rezillikleri ortalıkta.

        Bu durum Trump’ın başkanlıktan düşürülmesiyle sonuçlanabilir.

        Ya da anlaşıp istifa edebilir.

        Ancak ortada şöyle bir gerçek de var.

        Trump düşürülmezse ve bir dahaki seçimlere partisinin adayı olarak katılmayı başarırsa seçimi yine kazanacak gibi görünüyor.

        Trump’a oy veren kitlenin ortaya dökülen rezillikler umurunda bile değil.

        Üst perdeden konuşmasını, Amerika’nın kaymak tabakası ile kavga etmesini, işlerini ellerinden alan ülkelere haddini bildirmesini seviyorlar Trump’ın.

        Rezillikleri ise umurlarında değil.

        Çünkü rezillik onlara yabancı bir kavram değil.

        ***

        Vermeyen zenci mi?

        Yunanistan, darbe girişimi sonrası Yunanistan’a kaçan darbeci pilota göçmenlik hakkı verince çok kızdı herkes.

        Ben ise çok gülüyorum.

        Ne bekliyordunuz?

        Geri vermelerini mi?

        Verecek olan 2 yıl önce verirdi.

        ***

        Kardashianlar olur mu?

        Türkiye’nin medya ortamı ABD gibi olsa idi eğer, Defne Samyeli ve ailesi yakında milyarder olur paraya para demezdi.

        Çünkü giderek bir “Kardashianlar” durumu ortaya çıkmaya başladı.

        Popüler bir anne.

        Anne ile yarışan popüler olma yolunda kızları.

        Annenin çok ünlü sevgilisi.

        İşin içine yakışıklı bir sporcu bir de müzisyen falan girerse al sana yerli Kardashianlar.

        Muazzam bir reality şov çıkardı ortaya.

        Ürünler, kıyafetler, makyaj malzemeleri müthiş bir pazarlama imkanı.

        Ama maalesef Türkiye’de böyle bir ortam yok.

        Ve Defne Samyeli ile kızlarını şöhreti onlar için gelir değil sorun.

        ***

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Sadece delilere değil, herkese her gün bayram gibi olduğunda.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar