Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Korkunç bir yıl geçirdik.

        Ve yılın son günü yine korkunç olaylarla sarsıldık.

        Bugün “Ne olursa olsun umutlarımızı kaybetmeyelim” diyerek umutlardan bahsederek yılı kapatmayı düşünüyordum ki, hemcinslerim için yüreğim yandı.

        İçim acıyor ya içim…

        Ne yediğim yemekten, ne içtiğim şeyden, ne uyuduğum uykudan, ne bu ülkeden keyif alamıyorum artık.

        Hemcinslerim için içim kan ağlıyor.

        Ve maalesef bu yıl en çok kadın cinayetlerinden bahsettik. Ve yine maalesef artarak çoğalıyor. Asla azalmıyor.

        Evet evet..

        Artarak çoğalıyor.

        Azalacağı yerde.

        Aylin Sözer… Eski sevgilisi tarafından yakılarak öldürüldü.

        Selda Taş… Eşi tarafından başından vurularak öldürüldü.

        Vesile Dönmez… Oğlu tarafından tüfekle vurularak öldürüldü.

        Aynı gün.

        Aynı zamanlarda.

        Vahşice…

        Acımasızca…

        Türbanlı, türbansız. Eğitimli, eğitimsiz.

        Hiç fark etmiyor.

        Kadınlar ölüyor.

        Kadınlar öldürülüyor.

        Bu pislikler kravat taktı diye, mahkemede iyi hal sergiledi diye salıverildiği sürece de bu kadın cinayetleri bitmeyecek.

        Pislikler durmayacak.

        Ben bu yazıyı yazdığım saatlerde ise yine bir pislik hemşireyi gözaltına almıştı.

        Delirmek üzereyiz.

        Devlet büyüklerimiz neden bir şey yapmıyor?

        Hakimlerimiz, savcılarımız neden bir şey yapmıyor?

        Neden, neden, neden!!!

        Allah’ından korkan, artık bu duruma bir dur desin. Bu kadınlar öldürülüyor.

        Kadınları öldürüyorlar.

        Artık hiç bir kadının can güvenliği yok… Ben olduğuna da inanmıyorum…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Şiddet nasıl biter?

        Şiddet nasıl biter?
        0:00 / 0:00

        Önceki gün vahşice öldürülen Aylin Sözer geçen yıl katıldığı bir televizyon programında “Ne büyüklükte bir sorun ile karşı karşıyayız. Okullarda şiddet yaygın mı, yaygınlaşıyor mu?” sorusuna bakın nasıl yanıt vermiş:

        “Çocuklarımız toplumumuzda model olarak öğreniyorlar. Toplumda ne kadar çok şiddet olaylarını gözlemliyorsak o ölçüde çocuklar arasında da yaygınlaşıyor. Çocuklar sadece yetişkinlerden gördükleri değil birbirlerine aktarıyorlar. İşte artık öğretmenlere varan sonuçlar var ve çok ciddi sonuçlar bunlar” diye anlatıyor.

        Ne korkunçtur ki, dekan sorunu tam olarak çözemeden, tam olarak anlatamadan katledildi.

        Sizi bilmiyorum ama benim gerçekten içim acıyor.

        Yarın yeni bir seneye giriyoruz.

        Ama ne fayda…

        Göstermelik bir yüz gülmesi…

        Keyifliymişim gibi saçma hareket halleri.

        “Eh işte yeni yıla giriyoruz. Hadi inşallah daha güzel olur” düşüncesi dışına çıkamıyorum.

        Ve bu kadınlar öldürüldükçe hayattan soğuyorum.

        Virüsün çaresi bulunur.

        Düşünün 100 yıl önce de virüs salgını vardı.

        Düşün sarılık vardı.

        Kızamık vardı.

        Verem vardı.

        O vardı, bu vardı.

        Kanser var, AIDS var.

        Sağlık her şeyden önemli. Ama çareleri var. Tıp var.

        Ama ya cahillik.

        Ya canilik.

        Ya eğitimsizlik!

        Bunların çaresi var mı?

        İlacı var mı? Aşısı var mı?

        Allah aşkına yeter.

        Devlet büyüklerimize haykırıyorum…

        Ne olur şu duruma bir el atın. Öyle cezalar verin ki, artık hiç kimse bir kadına şiddeti düşünmeye bile cesaret edemesin.

        Lütfen…

        Artık bu gidişata bir dur deyin…

        Herkesin sesi çıkması gerekiyor

        Herkesin sesi çıkması gerekiyor
        0:00 / 0:00

        Gerçekten kaçıncı kez bu kelimeleri, bu cümleleri kurdum hatırlamıyorum.

        Ünlüsü-ünsüzü değil.

        Herkesin sesinin çıkması gerekiyor.

        Herkesin bağırması gerekiyor.

        Herkesin isyan etmesi gerekiyor bu duruma.

        Kadın cinayetlerine, kadına şiddete, tacize dur denmesi gerekiyor.

        Bir toplumun en kanayan yarası bu olmalı. Kadınlara taciz, tecavüz, şiddet, cinayet durdurulmadıkça gerçekten bizlere rahat bir gün yüzü yok.

        Diğer Yazılar