Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hadise’yi kıyafetleri nedeniyle 'edepsizlik' ile eleştiren bir kesim var.

        Kıyafet ve edepsizlik!!!

        Ne tuhaf değil mi?

        Oysa ki, edepsizlik insanın beynindedir. Ne kıyafetinde ne de bacak arasındadır. Ama gel gör bizim insanımız bunu anlamak dahi istemiyor.

        Bu mevzulara üç günde bir sarıyor.

        Tekrar ediyor.

        Hadise de bıkmadan usanmadan laf yetiştiriyor. En son “Edepsizlik sizin kafanızda. Edebi, kıyafetle ölçene cahil denir” demiş.

        Haksız mı?

        Değil elbet ama belli ki, kıyafeti, edep ve din konusunda ölçü olarak alanlar için haksız.

        *

        Şimdi böylelerine konuyu nasıl anlatırsın.

        Şöyle ki, ancak ilkokul öğrencisi seviyesine düşerek anlatabilirsin. Bıkmadan, usanmadan her seferinde. Çünkü anlamak istemiyorlar.

        Bakınız Lügat365 kitabında “Edep”in açılımına şöyle:

        “İnsanı utanılacak bir şey yapmaktan koruyan yeti. Mahcubiyet. Terbiye. Güzel ahlak. Usluluk. Ölçülülük. Dilimiz Arapçadan geçmiştir.”

        Düşünün ki, son yıllarda “Mahcubiyet sıfır, terbiye artık yok denecek kadar az. Güzel ahlak bulabilene aşk olsun...”

        Neyse konumuza dönersek bir düşünün.

        Hadise ne iş yapıyor? Şarkıcı, pop star, sahneye çıkıyor, dans ediyor.

        İşinin gereği kıyafetler tercih ediyor.

        Çalmıyor, çırpmıyor, yetim hakkı yemiyor. Başkasının ekmek parasıyla oynamıyor. Kendi işini yapıp insanları eğlendiriyor. Zaman zaman da bazı konularda mahcubiyetini dile getiriyor. Yani mahcupolan insanlardan. Terbiye sınırları çerçevesinde hareket ediyor. Her hangi bir terbiyesizlik sergilemiyor ulu orda. Kimseyi kötü sözle yermiyor.

        Yani “Edepsiz” diyemeyiz.

        *

        Peki Hadise gibi giyinmeyen. Daha tutucu ve kapalı giyinen,“Edepli” gözüken birini düşünün. Son yıllarda çok fazla var aslında. Etrafınıza bir göz atın. Öyle ki, her türlü ahlaksızlığı da yapıyorlar.

        Çalıyorlar, çırpıyorlar, haram yiyorlar, çocukların hakkını yiyor ve yedirtiyorlar. Başkasının ekmek parasıyla oynuyorlar. Çocukları taciz ediyorlar.

        Ve bu kişilere “Edepsiz” denmiyor. Neden bazılarına göre ahlak sınırları çerçevesinde giyiniyorlar da ondan.

        *

        Size de komik gelmedi mi?

        Hadise gibi kıyafetler tercih etmiyorsa “Ahlaklı” mı oluyor bu insanlar yani?

        Hadi canım oradan.

        Gerçekten artık bunu emeklemeye başlayan bir bebeğe sorsan güler sana.

        Yani matematik bu kadar kolay.

        Ama yok bizim insanımıza tek tek anlatacaksın her seferinde.

        Tek tek.

        Bıkmadan, usanmadan.

        Balık hafıza şekli anlayacağınız. Üç günün sonundaher şey sıfırlanıyor. Sonra hoooppp. Yeniden anlat dur.

        Çünkü bu kıyafetle ahlak meselesini defalarca tartıştık. En son Hadise’nin klibi yayından kaldırılmıştı. Yani bitmiyor, bitecek gibi de gözükmüyor.

        Çünkü insanımız sıfırlamayı çok seviyor.

        *

        Kime ne, sana ne!

        Bergüzar Korel, hamile ve çok şeker bir hamile pozu paylaştı.

        Vay!

        Kıyamet koptu.

        Sen misin o göbeği gösteren!!!

        Ayıpppppp. Hamile insan göbek mi gösterirmiş?

        Vay ahlaksız.

        Kendini hoca diyen bir şarlatan da “Hamileler gülemez” diye bir açıklama yapmıştı vakti zamanında.

        Hatta “Hamileler sokağa çıkamaz”, “Hamile bilmem ne yapamaz” diye de uzatmıştı.

        *

        Acaba bu zihniyetler nasıl dünyaya geliyor?

        Kadın dediğin hamile kalır. Göbeği kocaman olur ve sonra bebek doğar.

        Haberiniz var mı?

        Hem göbek sahibi ve eşi bunda bir sorun görmüyorsa sana ne!

        Kime ne!

        Ahlaksız asıl sizsiniz. O göbeğe sadece güzel gözlerle bakılırsa ve güzel düşünceler temenni edilir. Başka bir düşünce ile değil.

        Neyse!

        Kendimizi tekrar ediyoruz sürekli. Bir hamile göbeği görünsün vay. Hemen tartışmalar başlıyor.

        Aynı eleştiriler, aynı sözler.

        Dediğim gibi bizim insanımız üç gün içinde sıfırlıyor hooop yeni baştan sarıyor.

        İlerleme kaydetme becerisi sıfır.

        Kendini tekrar etme durumu gayet gelişmiş.

        *

        Şu ara sayıkladıklarım

        -Hep yemek yesek ama hiç kilo almasak.

        -Hiç savaş olmasa, çocuklar hep gülse. Hep huzur içinde yaşasak.

        -Bir mucize olsa da 90’lardaki o hareketli zamanlara geri dönsek. O konser senin bu konser benim dolaşsak. Gece kulüpleri önlerinde kuyruklar olsa. Boğaz hattında yine eskisi gibi trafik olsa. Eğlence dünyası eskisi gibi olsa.

        -Keşke Sezen Aksu, biralbüm yapsa. Ama böyle eski şarkıları tadında olsa. Albümü hiç bir şarkıyı atlamadan dinlesek.

        -Keşke televizyon kanallarında eskisi gibi birbirinden güzel programlar olsa da neşelensek. Hem öğretici, hem eğlendirici. Okan Bayülgenli, Beyazlı, geceleri izleyip “Bu hafta konuk kim” diye düşünsek.

        -LeventKırca’nın Olacak O Kadar’ı gibi bir eğlence programı olsa.

        Diye diye bitmiyor sayıklamalarım. Yok ben bu mood’dan çıkıyorum. Yoksa ciddi depresyona gireceğim. Sizi de haftanın ilk günü depresyona sokmayayım.

        Sevgiyle kalın. İyi haftalar.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar