Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yönettiği portföyün piyasa değeri 7 trilyon dolar. Fonlarına 185 milyar dolar para yatırılmış. Geçen sene ki karı 5 milyar dolara yakın ve 32 yıllık bir geçmişi var.

        Dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi, BlackRock’tan bahsediyorum.

        Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Larry Fink, müşterilerine bir mektup yazmış ve şöyle demiş “44 yıllık finans tecrübem dahilinde ben böyle bir şey (Koronavirüsün ekonomiye ve piyasalara olan etkisinden bahsediyor) görmedim.

        Fink mektubunun ilerleyen kısmında şunları yazmış:

        “.. Virüs sadece piyasaları alt üst etmedi ya da küresel ekonomiyi resesyona sokmadı. Koronavirüs, küresel piyasalarda çalışan bizim gibi insanların yıllardır büyük bir güvenle sarıldığımız prensipleri de yıktı geçti. Virüs, tedarik zincirine -just in time- ( en hızlı ve çabuk erişimi olan) şirketlere olan güvenimizi de, biz profesyonellerin hava ulaşımına olan bağlılığımız da yanına aldı götürdü. Koronavirüs geride kaldığı zaman dünya çok değişmiş olacak. Düşünme şeklimiz, alışveriş yapma alışkanlığımız, bir araya gelme ihtiyacımız ve seyahat etme sıklığımız değişecek. Kısaca tüketim değişecek, iş dünyası değişecek. Tabii yatırımcının tercihleri de ….”

        Bu satırları okuduktan sonra “Ne var bunda? Bunu herkes söylüyor” diyebilirsiniz. Ancak bunu söyleyen kişinin temsil ettiği kurum dünyanın en büyük yatırım kurumu. Bu ve buna benzer kurumların aldıkları yatırım kararları, müşterilerine verdikleri yatırım tavsiyeleri, sermaye piyasalarına yer alan ve yatırımcıların ilgisini çekmek için bekleyen milyonlarca şirketi çok yakından ilgilendirir.

        Sadece şirketleri de ilgilendirmez. BlackRock ya da benzeri yatırım kurumlarının yatırım kararları, tasarruf açığı olan ve bu sebeple dışarıdan gelecek doğrudan yatırım ya da portföy yatırımı gibi para girişine ihtiyacı olan ülkeleri de yakından ilgilendirir.

        Virüs sonrasını şimdiden düşünmeliyiz..

        Biliyorum, herkes can derdinde. Ülkeler en radikal önlemleri, ekonomilerini durdurmak pahasına alarak, Covid-19 virüsünün yayılmasını engellemeye ve dolayısı ile de daha az can kaybı ile bu salgını atlatmaya çalışıyor.

        Artık 2020’nin ekonomik olarak kayıp bir yıl olacağı da aşikar. Küresel ekonomin, 2009 krizine benzer bir kayıpla yılı kapatacağı hesaplanıyor. Çin ve Asya ülkeleri yılın ilk 3 ayında ağır kayıplar verirken, Batı Dünyası için 2020’nin 2. çeyreği tam anlamıyla bir felaket durumunda.

        Şimdi hesaplar 2021 için.

        Ekonomide toparlanma nasıl geri gelecek? Virüs dolayısıyla merkez bankalarının bastığı o kadar para, ülkelerin 7.5 trilyon doları aşan mali ve finansal paketleri sonrasında, küresel ekonomi de toparlanma “V “ şeklinde mi yoksa “U” şeklinde mi olacak?

        Bu tartışmada benin yerim ne V ne U!

        Büyümenin, spor markası olan Nike’nin amblemindeki gibi, yavaş yavaş artan ve uzun zaman alan bir geri dönüş yapacağını düşünüyorum.

        Ancak konu bu değil!

        Konu; BlackRock Yönetim Kurulu Başkanı'nın ifade ettiği gibi alışkanlıkların ve iş yapma şeklinin değişecek olması!

        Büyüme V şeklinde gelse dahi, koronavirüs tecrübesi sırasında insanların vazgeçebildikleri ya da ikame edebildikleriihtiyaçları ya da alışkanlıklar 2021 ve sonrasındaki küresel ekonominin ve iş dünyasının kodlarını oluşturacak.

        Sadece insanların alışkanlıkları değil değişen öncelikleri de 2021 sonrası küresek ekonominin yönünü belirleyecek. Koronavirüs sonrası insanların sağlık hizmetleri ve gıda tedariki konusunda beklentilerinin çok daha yüksek olacağı aşikar. Buna karşı devletlerin, kitle izleme metotlarınıdaha sık kullanacaklarıve gelişen teknoloji ile "herkesin her yerde takip edildiği" bir sisteme gidileceği de tahminler arasında.

        Bu sebeple ekonomide toparlanmaV mi olacak U mu olacak yoksa L şeklinde mi kalacak diye kafa yormayı artık bir kenara bırakalım.

        Biz virüs sonrası Black Rock YK Başkanı'nın bahsettiği, değişecek yatırımcı tercihlerinin farkında mıyız? Buna uygun bir ekonomi modeli üzerine çalışıyor muyuz? Ona bakalım...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar