Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        IMF sene başından bugüne kadar, 2019 küresel büyüme rakamını 5.kez aşağıya revize etmek zorunda kaldı. Yıl başında yüzde 3.9 büyüme beklediği 2019 yılını 5. Revizyonun ardından yüzde 3 büyümeye indiren IMF, 2009 krizinden beri en kötü yılı geçirdiğimizi resmen ilan etmiş oldu.

        IMF’in 2020 yılı için büyüme beklentisi de şimdiden yüzde 3.5’dan yüzde 3.4’e revize edildi.

        Senkronize yavaşlama ve ne zaman geri geleceği belli olmayan büyüme!

        Gita Gopinath, IMF Baş ekonomisti, içinden geçtiğimiz dönemi tarif ederken küresel ekonominin gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke ekonomisi demeden senkronize bir şekilde yavaşladığının altını çizmiş ve daha vahim gelişmenin de “Büyüme rakamlarında toparlamanın ne zaman ortaya çıkacağının belli olmaması” diye eklemiş.

        IMF “ 4 Büyük” olarak nitelendirilen Çin, ABD, AB ve Japonya ekonomilerinde önümüzdeki 5 yıl içinde büyüme oranlarında iyileşme beklemiyor.

        2019 yılını yüzde 6.1 bitirecek Çin ekonomisinde, 2024 yılında büyüme oranın yüzde 5.5’a inmesi bekleniyor. Trump’ın “yüzde 3 büyüme “isteğine rağmen, bu sene yüzde 2.4 büyüyecek ABD ekonomisi için IMF’in 2024 büyüme tahmini, yüzde 2.1!

        Türkiye ihracatının yüzde 50’sinin yapıldığı AB bölgesinde ise 2019 yılı büyüme rakamı olan yüzde 1.2’nin 2024 yılında sadece 0.2 puan artarak yüzde 1.4’e çıkması bekleniyor.

        Ateşle Oynuyoruz

        Financial Times’in baş ekonomisti Martin Wolf’a göre ekonomi dünyasında oyun kurması beklenen oyuncular (Siyasetçiler, UluslararasıKuruluşlar, Merkez Bankaları vs.) de mevut durumu görmelerine rağmen ateşle oynamayı tercih ediyorlar.

        Wolf’a göre küresel ekonomilerde senkronize gerçekleşen bu soğumanın baş sebebi artan belirsizlik. Ticaret Savaşları, jeopolitik riskler, Trump’ın görevden alınma ihtimali ve Merkez Bankalarının uzun süredir uyguladığı genişleyici para politikalarının çaresiz kalması gibi konular akla ilk gelen belirsizlik unsurları.

        Martin Wolf asıl sorunun 2009 krizinin ardından 10 sene sonra onca yapılan teşvik ve parasal genişlemeye rağmen ekonomilerin senkronize olarak küçülmesi olduğunu düşünmüyor. Wolf’un işaret ettiği nokta, yukarıda bahsi geçen belirsizliklerin ortadan nasıl kalacağı konusunda kimsenin fikrinin olmaması.

        IMF’in tahmin ettiği gibi önümüzdeki 5 yıl Çin’in büyüme oranı yüzde 5.5’lara kadar çekilecekse, bu milyonlarca Çin vatandaşının işsiz kalması anlamına gelecek. Daha önce tarımlar uğraşan ve Çin’in kırsal kesimlerinden yaşarken, şehirlere çalışmak için göç eden milyonlarca Çinlinin hayatlarında ilk defa işsizlikle tanışması anlamına gelecek.

        Önümüzdeki 5 sene, Avrupa ekonomisinde büyüme oranı yüzde 1’lerde dolaşacaksa, göbeğinden Avrupa’ya bağlı Doğu Avrupa ülkeleri bu işin altından nasıl kalkacak? Avrupa ekonomisin lokomotifi Almanya büyümesi yüzde 1’lerin altına inecekse, yüksek borçluluk rakamları ve kırılgan bankacılık sektörleriyle Güney Avrupa ülkelerine kim yardım edecek?

        Negatif Faiz Aslında Perşembe’nin gelişi…

        Avrupa’da daha 5 yıl önce batma noktasına gelmişken, IMF’nin ve AB’nin 150 milyar Euro’luk kurtarma paketiyle ayakta kalabilen Yunanistan, 2 yıllık tahvil ihracında negatif faizle borçlandı.

        Almanya, Fransa, Hollanda hatta İtalya dahi negatif faizle borçlanıyor.

        20 yıllık Alman Tahvilini, 10 yıllık Fransız tahvilini eksi faizle almayı kabul eden bir yatırımcının, IMF’nin yüzde 1’lik büyüme tahmine inancı ne kadardır?

        Martin Wolf’un bahsettiği gibi, küresel ekonominin senkronize olarak soğumasının sebebi belirsizlikler ve bu durum yatırımcıları “ Paramızı koruyalım. Akşam yatağa kafamızı koyduğumuzda rahat uyuyalım” noktasına getirmiş. Kimse yüzde 1-2 faizin peşinde değil. Paralarının başına bir şey gelmeyecekse, 20 yıllığına parayı koruması için üstüne para bile vermeyi göze alabiliyorlar.

        İşin kötüsü IMF’nin senkronize yavaşlama diye tanımladığı bu durum, dünyanın her tarafında sosyal patlamalar, terör, ayaklanmalara ve hatta ülkeler arasında sıcak temasa kadar felaketlere yol açabilir.

        Ateşle oynamamak lazım. Bu işin kazananı olmaz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar