Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan Almanya’da 2018 yılı büyüme rakamı açıklandı. Avrupa’nın en büyüğü, dünyanın ise 4. büyüğü olan Alman ekonomisi, geçen seneyi son 5 yılın en düşük oranıyla, yüzde 1.5’luk büyüme ile bitirdi.

        AB’nin genelinde de benzer bir soğuma var. Kasım ayı sanayi üretim rakamları henüz açıklandı. AB’nin genelindeki daralma yüzde 3.3 ve bu oran 2012’den bir en sert daralmayı işaret ediyor. Sanayi üretiminde Kasım ayında, ülke bazında daralmalar da şu şekilde; Almanya yüzde 1.9, Fransa yüzde 2.2 ve İspanya yüzde 2.6.

        Bu daralmanın sebepleri muhtelif…

        Almanya özelinde konuşacak olursak, 121 ülke arasında en fazla ihracat ve ithalat yapan 3. ülkeden bahsediyoruz. Almanya’nın ihracatının toplam GSYH’sına oranı yüzde 47.

        Dış ticarette 250 milyar Euro (GSYH’NIN yüzde 8’i) fazla veriyorlar. 2017 sonunda 97 milyar dolarlık ihracat ile Çin, Almanya’nın en fazla ihracat yaptığı 3.ülke olmuş. Aynı zamanda bu ülkeden 115 milyar dolarlık ithalat yapmış. Diğer yandan Fransa, Almanya’nın 2. büyük pazarı. Böyle çalışan bir ekonomi için Çin, Fransa hatta Türkiye gibi ülkelerin soğuması çok ciddi problemler çıkarıyor.

        Diğer yanda Fransa ve İspanya’da da benzer bir soğuma var. Ancak bu iki ülke Almanya’ya göre daha az ihracata bağımlı. Fransa’nın toplam ihracatının GSYH’sına oranı yüzde 30, Fransa’nın yüzde 34.

        İspanya’da GSYH’ya en büyük katkı yüzde 66 ile hizmetler sektöründen geliyor. Fransa’da bu oran çok daha yüksek, yüzde 79. Her iki ülkede turizm sektörü hizmetler kategorisinde önemli yer tutuyor. 2018’de turizmde işler iyi gitmesine rağmen, iç büyümede talep kaynaklı yaşanan problemler Fransa ve İspanya’yı zorlamaya başlamış.

        Bundan bize ne?

        Şimdi geldik yazının en can alıcı kısmına…

        Türkiye’nin 2019 büyüme tahmini hükümetin OVP’sinde yüzde 2.3, Dünya Bankası’na göre yüzde 1.6 ve IMF’ye göre de yüzde 0.4.

        Bu tahminlerin hepsinde de ortak nokta “dış ticaretin yukarı çekeceği buna karşı iç talebin düşüreceği” bir GSYH büyüme projeksiyonu.

        2018 yılını 168 milyar dolar ihracat ile bitirdik. Bunun yüzde 51’i AB pazarı.

        Ülke bazında en fazla ihracat yaptığımız ilk 5 ülke arasında 1. sırada Almanya, 3. sırada İtalya, 5. sırada İspanya ve 7. sırada Fransa var.

        Ayrıca bazı sektörler var ki neredeyse göbeğinden AB pazarına bağlı. İhracatımızın yüzde 18’i (31.5 milyar dolar) oluşturan otomotiv sektörünün Türkiye çıkışlı sattığı ürünün yüzde 78’i AB pazarına gidiyor.

        Yüksek katma değerli üretim yapabildiğimiz alanlardan biri, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü. Toplam ihracatımızın yüzde 10’unu (17 milyar dolar) oluşturuyor. Bu sektörün ihracatının da yüzde 71’i AB pazarına.

        İşte AB pazarındaki hızlı soğumanın, özellikle iç tüketim kaynaklı daralmanın net hissedildiği Fransa, İspanya ve İtalya’daki durum bizim için çok önemli. Bunun yanında 2018’de 2. büyük ihracat pazarı haline getirdiğimiz Birleşik Kralık’ın Brexit süreci ile çalkalandığı ve 2019’da da büyüme tahminlerinin yüzde 1’lere çekildiği düşünülürse, durumun önemi daha iyi anlaşılabilir.

        Kurun değer kaybı, rekabetçi üretim ve Gümrük Birliği avantajlarına karşın 2019’un ihracatçı tarafında en sıkıntılı kısmı AB pazarındaki hızlı soğuma olacak. Alternatif pazar arayışı için mutlaka en az AB pazarı kadar rekabetçi olan ABD’nin her türlü dezavantajına rağmen (Gümrük Birliği yok, uzak vs) mutlaka artık radarımıza girmesi lazım.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar