Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya Merkez Bankası geçen hafta 25 baz puan faiz artırarak politika faizini yüzde 7.5’e yükseltti. Merkez Bankası Başkanı Nabiullina “Enflasyon 2019’un ikinci yarısında yüzde 6’ları bulacak (Mevcut enflasyon yüzde 3.1) bu sebeple önümüzdeki aylarda yeni faiz artırımları görebilirsiniz” dedi. Bu arada hatırlatalım, Rusya’nın önümüzdeki sene 98 milyar dolarlık cari fazlası var ve bütçe açığı sadece GSYH’nın yüzde 1’i.

        Geçelim diğer bir ülkeye “Hindistan.” Geçen hafta Hint Rupi’si, ABD Doları karşısında tüm zamanların en düşük değerine geldi . Yılbaşından beri değer kayıpları yüzde 15’e yaklaştı. Bunun üzerine Hint yetkililer “faiz artışının masada olduğunu” ifade ettiler ve Ekim ayını işaret ettiler.

        Okuyucular için yine bir hatırlatma yapalım; Hint Merkez Bankası faizlerini yılbaşından beri zaten iki kez artırmış durumda. Hindistan’da mevcut enflasyon yüzde 5.6. Ülke yüzde 2 civarında cari açık ve yüzde 3.4 oranında bütçe açığı veriyor. Yatırımcılar yılın son çeyreğinde Hint Merkez Bankası’nın yüzde 6.5 olan faizini yüzde 7’ye çıkarmasını bekliyor.

        Şimdi gelelim bizdeki tartışmalara…..

        Bilindiği üzere TCMB geçen hafta 625 baz puan faiz artırdı ve politika faizini yüzde 24’e çıkartı. Böylece mevcut yüzde 18’lik enflasyon üzere 600 baz puan reel faiz öder durumuna geldi. Yukarıdaki iki ülke ile Türkiye’yi reel faiz açısında karşılaştırdığımızda, Rusya'nın 450 baz puanı ve Hindistan’ın 200 baz puanlık reel faizinin bizde düşük olduğunu görüyoruz.

        Türkiye neden Hindistan ve Rusya’dan daha fazla reel faiz ödüyor?

        Bunun ilk sebebi bizim ikiz açık denilen; hem bütçe açığı hem de cari açık vermemiz. Hindistan’da da benzer bir durum var ama orada bu iki açığın toplamı bizden düşük (Not : Hindistan’ın da sert faiz artırımları yapmak ve ödediği reel faizi yükseltmek zorunda kalacağını düşünüyorum) Bu sebeple Türkiye daha yüksek reel faiz ödüyor.

        Diğer sebepte “Dış politika ve Yaptırımlar“ konusu. Aslında bu noktada işi en zor olan ülke Rusya. ABD’nin, İran’la beraber en sert yaptırım uyguladığı ülkelerin başında geliyor. Ayrıca dolar bazlı ne tahvil ihracı yapabiliyor ne de sermaye piyasalarından başka şekilde borçlanabiliyor. Ancak yüksek emtia fiyatları Rusya’nın ticaret dengesini toparladığı için geçen seneye göre daha şanslı. Yine de gelişen ülkelerde artan yatırımcı huzursuzluğunu gören Rusya, korkulu rüya görmemek için önden yüklemeleri faiz artırımlarını başlattı.

        Diğer yandan Hindistan da yüksek petrol fiyatları ve küresel faizlerin yükselmesinin kurbanı. Hindistan’da kura oldukça bağımlı olan enflasyon kıpırdanmaya başladı. Bu sebeple onlar da önlem alıyor.

        Türkiye ‘deki durumu göreceli olarak daha sıkıntılı yapan konu ise “döviz bazlı yüksek seviyedeki özel sektör borçları.” Ne Rusya'da ne de Hindistan'da bizdeki oranda özel sektör borcu var. Bu sebeple bu ülkeler, kurdaki yükselişin makro verileri üzerindeki etkilerini kontrol etmeye çalışırken, biz hem bu etkiyle hem de yüksek kurun özel sektör bilançolarında yarattığı büyük tahribatla uğraşıyor. Bu da maliyetin yükselmesini sebep oluyor.

        İşin özeti bu…

        TCMB’nin cesur hamlesiyle üstümüze bir zırh geçirdik. Şimdi bu zırhı güçlü bir OVP ile güçlendirmemiz lazım. Daha sonra yapacağımız ilk işin reel sektördeki döviz kuru ilişikli bilanço tahribatını nasıl onaracağımızı belirleyip, ilan etmek. İşte o zaman o şikayet ettiğimiz reel faizi düşürebiliriz.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar