Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dolar/TL paritesinin 6.20’yi, 2 yıllık tahvil faizinin yüzde 25’leri aştığı bir noktada normal olarak bütün radarlar bizim üzerimizde. Açıkçası biz de kendi derdimize düştük. Bir yandan TL’nin değer kaybını durdurmaya çalışıyoruz, diğer yandan ekonomi bir anda ani daralma ile karşılaşmasın istiyoruz.

        Ancak küresel piyasalarda işlem yapanlar için konu sadece Türkiye ekonomisi ve piyasalarında yaşanan gelişmelerden ibaret değil. 1997 Asya Krizini, 1998 Rusya krizini hatırlayanlar gelişen ülkelerde Arjantin ve Türkiye piyasalarında en yoğun haliyle hissedilen panik satışların diğer gelişen ülkelere sıçrayıp bir domino etkisi yapmasından endişe ediyorlar.

        Bu sebeple de bir yandan özellikle Türkiye’nin bu süreci nasıl yöneteceğini anlamaya çalışıp bir yandan da diğer gelişen ülkelerin piyasalarını kolluyorlar. Ve son günlerde endişe ettikleri gibi diğer gelişen ülkelerden de “sıkıntılı fiyatlamalar” gelmeye başladı.

        AĞUSTOS AYINDA GELİŞEN ÜLKE KURLARININ PERFORMANSLARI

        Türk Lirası yılbaşından beri yüzde 40, sadece Ağustos ayında ise ABD Doları’na karşı yüzde 20 değer kaybetti. Geçen ayın en fazla değer kaybeden kuru maalesef TL olmuş. İkinci sırada da tahmin edilebilecek bir isim geliyor; Arjantin. Arjantin Peso’su da geçen ay yüzde 13 değer kaybetmiş.

        Şimdi gelelim diğer ülke kurlarına…

        Yüzde 70 kamu borcu olan yüzde 7.5 bütçe açığı veren Brezilya’nın para birimi Real, Ağustos ayında yüzde 10 değer kaybetmiş. Yılbaşından beri Real’de yaşanan değer kaybı da yüzde 22’yi bulmuş durumda.

        Ağustos ayında sert değer kaybeden bir diğer gelişmekte olan ülke kuru ise Rus Rublesi. Ruble’de geçen ay yaşana değer kaybı yüzde 8’i, yılbaşından beri ise yüzde 14’ü bulmuş durumda. Rusya ekonomisi ABD’nin ağır yaptırımları altında büyümekte zorlanıyor. Kurdaki değer kayıpları da bu durumu daha da zorlaştıracak.

        Bir dönem gelişmekte olan ülkeler arasında “sınıfın en iyisi“ olarak gösterilen Hindistan bile Ağustos ayında hırpalanmış durumda. 4 yılının ardından yeniden yüzde 2 seviyesine yaklaşan cari açığı ve aşırı ısınmış ekonomisi ile Hindistan, yatırımcılar tarafından Ağustos ayında cezalandırılmış Hint Ruppi’si geçen ay yüzde 2 değer kaybederken yıl başından beri yaşanan devalüasyon yüzde 8’i bulmuş.

        BULAŞICILIK ETKİSİ

        Piyasaların korktuğu konu “büyük bir gelişmekte ülkede yaşanabilecek krizin diğerlerindeki sorunları da tetiklemesi ve yatırımcıları panikletmesi.” O yüzden de; cari açığı, kamu borcu ya da bütçe açığı yüksek olan ülkelere karşı oldukça mesafeli.

        Ağustos ayından yaşananlar da aslında bu korkunun ön provası. Umarım bu provanın aslını görmemize gerek kalamadan yatırımcılar sakinleşir.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar