Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ABD Başkanı Donald Trump‘ın dünya ile kavgası bitmiyor. Çin’e karşı önce 50 sonra 200 milyar dolara çıkardığı vergi listesini, dün yaptığı bir açıklama ile Çin’den aldığı bütün malları kapsayacak şekilde yani 505 milyar dolarlık bir liste haline getireceğini belirtti. Trump bununla da sınırlı kalmadı ve hem Çin’i hem de AB’yi hedefleyerek “Kur manipülasyonu yapıyorlar. Hem faizlerini hem de hem de para birimlerini aşağıya doğru manipüle ediyorlar” diye tweet attı.

        DAHA ÖNCEKİ DENEMELER HÜSRANLA BİTMİŞTİ

        Trump öncesi ABD başkanlarının da benzer ticaret savaşlarına giriştikleri olmuştu. Örneğin 2002 yılında dönemin ABD Başkanı George Bush, Amerikan demir çelik sektörünü korumak için kısa süreli ithalat vergisi koymuştu. Bu kısıtlı dönemin sonunda ABD’de demir çelik sektöründe 200 binden fazla işgücü kayboldu ve sektör rekabetçilik anlamında ciddi zarar gördü. Bir de ekonomi literatüründe kötü hatıralarla anılan, 1930’da Smoot Hawley kararı ile 20 binden fazla ürünün ABD’ye olan ithalatında vergi konulduğu dönem var. Bu kararın ardından diğer ülkeler de vergi oranlarını artırdı ve dünya ticaretine bu durumun ciddi maliyeti oldu. En sonunda da 1930’larda küresel ekonomide yaşanan büyük buhranla sonuçlandı.

        TRUMP GEÇMİŞİ BİLİYOR MU?

        Zannetmem ki; ABD başkanı Trump daha önceki Amerika kaynaklı ticaret savaşı girişimlerinden elde kalanların ekonomik açısından göz yaşı ve hüsran olduğunu bilmiyor olsun. ABD Hazine Bakanı’nın olası ticaret savaşları sonrasında Amerikan ekonomisindeki tahribatının da yüksek olacağı yönündeki raporları da sanırım okumuştur. IMF’nin geçen hafta açıkladığı “Küresel ölçekte ticaret vergi oranları artacak olursa dünya ekonomisinin 2020’ye kadar her yıl yüzde 0.5 daha az büyüyeceği“ raporundan da haberi vardır. Trump bunlara rağmen ticaret savaşlarında neden ısrarla gerginliği artırıyor? Neden Çin’in yanında bugün attığı tweet’te görüldüğü üzere AB’yi ekleyerek cepheyi genişletiyor?

        Bu soruların cevaplarını tam olarak bilmiyoruz.

        Ama şunu net olarak ifade edebilirim ki ticaret savaşları hikayesinde işler daha da kötüleşmeden kimse geri adım atmaya razı değil. Ülkelerin ithal vergilerini hızla artırdığı, savunma harcamalarının ticaret miktarları ile karşılaştırıldığı, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumların bile varlığın sorgulanmaya başlandığı bir ortamda ekonomik bir mucize beklemek mümkün değil.

        En kötü ihtimal 1930’ların tekrarı yani küresel ekonomide topyekün bir çöküş ve sonrasında şiddetin arttığı bir dünya. Daha itidalli bir yaklaşım ise büyük güçlerin bir noktada “Tamam, yeter !” demesi .

        Bu ihtimal için ABD açısından daha doğrusu Trump‘ın rezervi sanırım belli “Önce diğerleri benim şartlarımı kabul edecek.” Diğerleri bunu kabul edecek mi?

        Zor günler önümüzde….

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar