Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu hafta sonu Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde (TİM) olağan genel kurulu var. 4 yıl boyunca görev yapmak üzere, TİM başkanı, sektörler konseyi ve denetim kurulu seçilecek. Mevcut başkan Mehmet Büyükekşi, 2008 yılında bu göreve seçildi ve kesintisiz olarak 10 yıldır yapılan seçimleri kazanarak bu göreve devam etti.

        Bugün yapılacak seçimlerde ise 3 aday var: TİM Başkanvekili ve Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçılar Birliği Başkanı Tahsin Öztiryakiler, eski TİM Başkanı ve Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi Oğuz Satıcı ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle.

        Seçime 3 adayla girilmesi, rekabetin yüksek olması güzel. BloombergHT ekranlarında ağırladığımız 3 adayın da iddialı projeleri var. Ümit ediyorum ki bu rekabetten Türkiye ekonomisi kazançlı çıkacaktır.

        İhracat rakamlarına gelince... 2008’de yıllık ihracatımız 132 milyar dolarmış. 10 sene sonra, 2017 sonunda ise 157 milyar dolar olmuş. Aslında 157 milyar dolar rakamına daha önce 2014’te ulaşılmış. Fakat sonraki 2 yıl yaşanan pazar kayıpları ancak bu sene, yeniden 157 milyar dolar seviyesinin yakalanmasını sağlamış.

        İlk tespitimiz şu olsun: “Son 10 yılda Türkiye ekonomisinin ortalama büyüme hızı yüzde 5.4’ken, ihracatın artış hızı sadece yüzde 2 seviyesinde kalmış.”

        2008 yılında Türkiye ihracatının, dünya ticaretinden aldığı pay, binde 8 (yüzde 0.81) ve ihracatımızın ortalama kg başına birim fiyatı 1.5 dolar seviyesindeymiş. 2017 sonunda ise dünya ticaretindeki payımız binde 9’a (yüzde 0.90) çıkarken, ortalama kg başına birim fiyatımız 1.36 dolar seviyesine düşmüş.

        İkinci tespiti de şu şekilde ifade edelim: “Daha fazla ama daha ucuza ürün satmaya başlamışız.”

        En çok ne ihraç etmişiz?

        Türkiye ihracatının dünyada 1 numara olduğu ürünler şunlar: Mermer ve traverten, sentetik iplik, inşaat demiri ve profil, dokuma halı, kadın gömleği. İkinci sırada olduğumuz ürünler ise makarna, yatak örtüsü, çamaşır kurutma makinesi.

        Sektörel bazda ihracat birim fiyatı olarak en pahalı satabildiğimiz ürün 720 dolar/ kg ile mücevher. Ancak orada yoğun bir ihracat söz konusu değil. Arkasından en iyi fiyatı yakalayabildiğimiz sektör, toplam ihracatımızın yüzde 10’unu yaptığımız ve 14.9 dolar/kg fiyatla ürün satabildiğimiz hazır giyim ve konfeksiyon.

        Toplam ihracatımız içinde 28.5 milyar dolarlık payı ve yüzde 28’lik oranıyla birinci sıraya oturan otomotiv endüstrisinde ise ortalama birim fiyat 6.95 dolar.

        Diğer yüksek ortalamayla ihracat yapabildiğimiz ana sektörler ise 3.69 dolar/kg fiyat ve 6.8 milyar dolar hacimle demir ve demir dışı metaller, 3.85 dolar/kg fiyat ve 10.5 milyar dolar hacimle elektrik-elektronik sektörü ve 8.1 milyar dolar hacim ve 4.6 dolar/kg satış fiyatıyla tekstil ve hammade sektörü.

        Türkiye ortalaması altında satış yaptığımız ana sektörlerde ise 11.5 milyar dolarlık ihracat ve 0.65 dolar/kg fiyatla çelik sektörü, 16 milyar dolar ihracat ve 0.88 dolar/ kg birim fiyatla kimyevi maddeler sektörü geliyor.

        Sadede gelelim...

        AB’nin toplam ithalatının yüzde 1.3’ünü, ABD’nin yüzde 0.36’sını yapabiliyoruz. Bu sene muhtemelen 170 milyar doları zorlayacağız. Bunlar güzel ve etkileyici rakamlar. Ama son 10 yıldaki ihracatta kazanımlarımızın önümüzdeki 10 yılda da aynı seviyede gitmesi bize yetmez. Sadece miktar artışından bahsetmiyorum. Mutlaka Ar-Ge yoğun, katma değer üretebildiğimiz alanlara geçmemiz şart.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar