Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye’nin kuzeyindeki askerlerini çekeceğini vaat eden ancak bu sözünü tutmayan ABD, Yunanistan’daki askeri pozisyonunu güçlendirmeye çalışıyor. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo önümüzdeki 10 gün içinde Atina’ya gelip yeni anlaşmalara imza atacak. Ankara ile Washington arasında gerilen diplomatik ilişkiler süreci ile birlikte, ABD Irak’ta ve çevre ülkelerde yeni ve güvenli üsler arayışında.

        Aslında bunlar bir anlamda Türkiye’ye de alternatif nitelikte. Örneğin Suriye’den çekilme kararı verdiklerinde Ürdün’deki hava üssünü genişleteceği belirtilmiş, hatta bunun Adana’daki İncirlik üssüne alternatif olabileceği dile getirilmişti. Ürdün dışında Katar’daki üssünü genişletirken Erbil, Kerkük, Felluce’de de yeni üsler kurdu.

        Şimdilerde Doğu Akdeniz sularında hararet yükselirken Yunanistan’a konuşlanması planlanan yeni ABD askeri üssü başka bir anlam kazanıyor.

        Washington ile Atina arasındaki güvenlik anlaşması, detayları henüz net olmasa da yansımaları çok boyutlu olacak. Zira Suriye’de küresel ve bölgesel tüm oyuncuların dikkat kesilmesi gereken bir dönem artık başlıyor. Ancak Doğu Akdeniz’deki siyasi ve askeri hareketlilikle birlikte ABD’nin Yunanistan’daki pozisyonunu güçlendirme hamlesi en çok da bizi, Türkiye’yi ilgilendiriyor.

        Zira bundan sonra artık İngilizce makalelerde Türkiye-ABD arasındaki askeri ve siyasi ittifaka atfen ‘longstanding NATO allies’ yani ‘uzun yılların NATO müttefiki’ ifadesine rastlayamayabiliriz. Çünkü ABD’nin alternatif arayışları Türkiye’ye yüklenen anlamı başka ülkelere dağıtmaya çalıştığını gösteriyor. Bir nev’i bu hattaki ağırlık dengesini değiştiriyor.

        TEKNİK MÜZAKERELER TAMAM SIRA İMZADA

        Yunanistan ve ABD teknik ekipleri arasında yapılan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’na (MDCA) yönelik yeni düzenlemelerle ilgili müzakereler tamamlandı. Diplomatik kaynaklarımla yaptığım görüşmelere göre 2,5 ay süren müzakereler süresince Yunan tarafından asıl sorumluluğu ve koordinatörlük rolünü Dışişleri Bakanı Nikos Dendias üstlenmişti. Yeni anlaşmanın süresi belirtilmiyor çünkü ucu açık bir anlaşma. Diğer taraftan feshedilmesi durumunda, iptal edilmesi öngörülüyor.

        Aldığım bilgilere göre, iki ülkenin teknik ekipleri dün nihai metin üzerinde anlaşmış. Söz konusu metin resmen, Yunan Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo tarafından önümüzdeki günlerde imzalanacak.

        Atina’daki yeni hükümet ile Washington arasındaki oluşturmaya çalıştığı “olumlu kimya ortamı” epey önce, Dendias’ın göreve başlamasından kısa bir süre sonra Washington’da Pompeo ile görüşmesinden beri belliydi aslında.

        Atina’nın bir taraftan Türkiye ile sorunlarını aşmak üzere Türkiye ile temaslar yürütürken diğer taraftan Doğu Akdeniz’de gerginliği daha da tırmandıracak şekilde ABD ile yürüttüğü müzakereler yürütmesi dikkat çekici. Bölgesel siyasette Ankara’ya mesafe koyulurken Atina’nın stratejik önemi ise planlı bir şekilde artırılıyor.

        SÜRPRİZ: ATİNA’DAKİ MUHATAPLAR PKK-SEVER

        Medyadan uzak bir ortamda yürütülen Atina-Washington müzakerelerinin teknik ağırlığını, Genelkurmay Başkanlığı yetkililerinden Tümamiral Dimitris Kavulakos ve Tuğamiral Mihalis Naum’un yardımıyla Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Themistoklis Demiris, Siyasi Müdürü Kiriakos Lukakis ve Dışişleri Bakanlığı hukuk bölümü üstlendi. Bahsi geçen bu isimlerin ortak özelliği ise Doğu Akdeniz meselesini üstlenen ve sürecin birinci dereceden takipçi ve Türkiye karşıtı isimler olması. Daha ileri gidecek olursak terör örgütü PKK’nın Yunanistan’daki kamplarını bir dönem yöneten isimler olması.

        Aldığım bilgilere göre, ABD ile Yunanistan arasındaki yeni anlaşmayla ilgili üç alternatiften oluşan küçük bir liste üzerinde mutabakat sağlanmış. Bu alternatiflerden birisini seçen Atina, bunu Amerikalılar tarafına açıkladığı ifade ediliyor.

        Bu mutabakata göre Amerikalıların Dedeağaç (Aleksandrupolis) limanın da faaliyetlerinin çerçevesi de çizildi. Ayrıca Marathi/Suda rıhtımındaki çalışma şartlarıyla ilgili açıklamalar yapıldı. Bununla birlikte Yunan toprağında; Yunanistan’ın ortasındaki Yunan üsleri ve askeri kamplarında yüksek teknolojili tesislerin inşası güvence altına alındı.

        ABD’nin bulunduğumuz bölgede Türkiye’de konumunu korurken çeşitlilik arayışına gitmesi dikkatle izlenmesi gereken bir konu. Yunanistan gibi küme düşmüş bir oyuncuyu Akdeniz’de karşımıza çıkarmaya çalışıyor. Bu arayışların sebebi olarak Washington-Ankara hattındaki Suriye gerginliği ve anlaşmazlığı olarak görülebilir ama bu gerginliğin temeli 2003’te Irak’ta yaşanan malum çuval krizine gidiyor.

        Bu nedenle şunu tartışmalıyız: ABD kapasite mi artırıyor, yoksa çaktırmadan Türkiye’nin ağırlığını - kendince riskli görüyor olabilir – başka yerlere dağıtarak risk yönetimi mi yapıyor?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar