Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılın ilk Grand Slam turnuvası Avustralya Açık Djokovic ve Serena’nın şampiyonluğu ile sona erdi. 15 günlük üst düzey tenis eğlencemizi hiç bu kadar büyük bir katılımla yaşamamıştık. İlk hafta kadınlarda; İvanovic, Kvitova, Kerber, Halep gibi favorilerin sürpriz yenilgileri. Erkeklerde Federer’in daha önce 10 kez karşılaşıp hiç yenilmediği İtalyan Seppi’ye yenilerek elenmesi. Milli tenisçimiz Marsel İlhan’ın geçen yılın şampiyonu Wawrinka ile eşleşmesi ve ilk turda turnuvaya veda etmesi. Ve daha bir çok neden, bizi yılın ilk tenis şölenindeki keyiften alıkoyamadı. Bu arada, Türk tenisiyle ilgili önemli bir gelişme de bu hafta yaşandı. Cumhurbaşkanımız’ın Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Osman Tural’ı Danıştay’a atamasıyla boşalan koltuğa olağanüstü seçimle Cengiz Durmuş geldi. Dahası Cengiz Durmuş’un çok kısa bir sürede tüm camiaya hakim olması, ayrıştırıcı olmaktan uzak, enerjik ve muhalif düşünenleri şaşırtacak kadar yapıştırıcı yapısıyla tek aday olarak başkan olması çok ama çok önemliydi. Tenis maçlarını 15 yıldır televizyondan yorumluyorum. Tenis programlarına konuk oluyorum. Bugüne kadar ülkemde böylesi bir ilgi ile ne karşılaştım, ne de duydum. Beni bu Avustralya Açık’ta şaşırtan şey, ne Serena’nın 33 yaşındaki en yaşlı 3. tenisçi olarak şampiyonluğu, ne de Djokovic’in 8. Grand Slam şampiyonluğunu Boris Becker ile kazanması. Beni en çok etkileyen şey; Türk tenisseverlerin tenis maçlarına olan ilgisi. Biz sevgili Ulaş Can ile bu ilgiyi Avustralya Açık öncesi bir turnuvada Sharapova-Ivanovic yayınında yaşadık. Bu maça 987 adet mesaj geldi. Bu olağanüstü ilgiyi yayın sırasında şaşkınlıkla karşıladık. Bir ara Ulaş’ın yayın esnasında ‘‘Yağmur gibi mesaj yağıyor. Ne yapayım’’ diye kocaman gözlerle bana baktığını gördüm. Sports TV’nin yaptığı araştırmada tenis futboldan sonra en çok izlenen ikinci spor branşı olmak üzere. Bu rakamlar ve ilginin interaktif yoğunluğu Türkiye’de tenise olan ilginin dünyadaki gibi olağanüstü bir hızla büyüdüğünün kanıtı. İstanbul’un en uzak semti Esenyurt’ta olmasına rağmen İstanbul Cup Tenis turnuvasına toplamda 25 bin seyircinin gelmesi. Finalin dolu tribünlerde oynanması. Önceki yıllarda Championships turnuvasında Sinan Erdem’in 100 bin tenisseverle ağzına kadar dolması, çok ama çok önemli bir detaydır. Günümüzde futbolda yaşanan seyirci ilgisizliği ne kadar olumsuzluk yarattıysa tenisteki bu ilgi de o kadar olumlu bir spor atmosferi yarattı. Ve ülkemde artık aynı dünyada olduğu gibi milyonlarca tenis meraklısı, tenis yayınlarıyla sağlıklı bir şekilde ama çılgınca büyüyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar