Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Gelecek için Cuma” eylemleriyle Avrupa’yı ayağa kaldıran ve binlerce öğrenciye okul kırdırdığı için bir kısım siyaseti de kızdıran iklim aktivisti Greta Thunberg, İngiltere’nin Plymouth Limanı’ndan Amerika kıtasına doğru yola çıkalı 15 gün olmuştu, Avrupa medyası büyük bir heyecanla günbegün takipteydi, ancak Amerikalılar kızın varlığını, New York’a varınca öğrendi. Oysa Atlas Okyanusu'ndaki yolculuğu sosyal medya hesabından paylaşmıştı Greta.

        Davos’tan Brüksel’e, Katowice’deki iklim konferansından Fransız Ulusal Meclisi’ne rüzgar gibi esmişti Greta. Ancak Amerikalılar mevzuyla yeni tanıştıkları için de sosyal medyada epey geyik döndü. Kimi, uçağa binmeyi reddeden kızın, yelkenli yarış teknesi Malizia II’yle karbonsuz yolculuğunu içtenlikle alkışlarken, bir sosyal medya geleneği olarak kuşku besleyenler elbette oldu: “Yoktur öyle karbonsuz giden yat” diye kestirip attılar.

        Ama benim favorim, birkaç kullanıcıdan gelen pratik çözüm önerisi: “BM iklim zirvesine katılacakmış. Skype’la bağlanabilirdi. O zaman çevre sorumluluğuyla gerçekten enerji tasarrufu olurdu.” Doğru da, o zaman maksat hasıl olmazdı, medyada da hemen hemen hiç yer almadığı için tek bir Amerikalının ruhu duymazdı kızın gelişini. “Bilime kulak ver” sloganıyla Amerika’ya da açılan iklim aktivizminin pazarlama stratejisine uymazdı. Ama bu PR serüveni çok mu başarılı oldu, orası şüpheli.

        Başkan Trump’ın iklim değişikliği yazan medyayı “fake news”, “halk düşmanı” diye payladığı, küresel ısınmaya dair daha çok şüpheci görüşlerin yer aldığı ortamda, New York’un liberal sol siyaseti bile farkına varamadı Greta’nın. New York Limanı’nda küçük bir topluluk kızı karşılamaya gelmişti, ama mesela Demokratların ilerici kanadından New York’lu Kongre üyesi Alexandria Ocasio-Cortez konuyla alakalı değildi. Oysa, tüm ABD’yi kapsayan “New Green Deal” başlıklı çevre-altyapı programıyla büyük gürültü koparan ve muhafazakar kesimin şimşeklerini üzerine çeken ta kendisiydi.

        “MİNYATÜR VİKİNG”

        ABD’de siyaset ve ana akım medya bir yana, internet medyası Avrupa’da"uçuş utancı" diye yeni bir akım yaşandığını ve bunun Greta etkisiyle İsveç dilinden alınan kavramla “flygskam” diye anıldığını yazdı. Böylece Greta haberi sosyal medyada tez yayıldı. Yorumlar şöyleydi:

        • Bunlar gelirken okyanusa kimbilir ne kadar çöp atmıştır.
        • Hiç gerek yoktu, çünkü global ısınma ve iklim değişikliği diye bir şey de yok. Dünyanın işi bu, soğur ısınır, soğur yine ısınır ezelden beri.
        • Ne yani, tatile giderken okyanusu yelkenliyle mi geçelim?
        • Karbon fiber teknenin üretimindeki enerji israfı ve çıkan zehirden haberiniz var mı?
        • Greta, biliyorsun Amazon yanıyor ve Trump’ın tepkisi ortada, bu aptallara anlat çok geç olmadan.
        • Aferin sana, boy band ve reality şov meraklılarıyla fenomen özentilerinden iyidir.
        • Bu kız kullanılıyor. Kimdir bu maskaranın sponsoru…

        Kimileri kızı kahraman ilan ederken, “Minyatür Viking” diye isim takanlar da oldu. Daha çok Avrupalı kullanıcıların Greta’ya yönelik nefret söylemine bakarak, “İnsanların 16 yaşındaki akıllı bir kızı bu kadar tehdit görmesi ne tuhaf” diye merak edenler de haksız değildi. İş dünyası ve siyaset alemine “IPCC’nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) araştırmaları, insan eliyle gelen iklim değişikliğinin sonuçlarını gösteriyor. Bize değil, bilime kulak verin. Artık harekete geçme zamanı” diye parmak salladığı için özellikle Fransa’daki sağ siyaset tarafından “duygu diktatörü” yaftası yapıştırılmıştı. Hele Fransız filozof Michel Onfray, kızı “silikon kukla” ve “ifadesiz suratlı siborg” diye niteleyerek uzun bir makale kaleme almış, “Henüz 16 yaşında bilim adına konuşmak arsızlıktır. İnancını yaymak için korku iklimi yaratıyor” demişti. Ve kadın düşmanı olmakta suçlanmıştı. Onfray ise feminist olduğunu iddia ediyor.

        Greta’nın memleketine uçakla döneceğine dair bahislere de girildi. Gerçekten de nasıl döneceği belli değil. Okuluna bir yıl ara verdi, Amerika macerası aylarca sürecek. Greta 23 Eylül’de BM İklim Zirvesi’ne katılacak, ardından nispeten düşük karbonlu tren ve otobüs yolculuğuyla Şili’nin başkenti Santiago’ya geçerek aralık ayındaki iklim konferansında da sahneye çıkacak.

        AMERİKA’DAN AVRUPA’YA ŞİLEPLE DÖNEBİLİR

        Sosyal medyada bir de Malizia’nın mürettebatına “Yürrrüüü, karbon ayak izini görelim” tadında laf atanlar vardı ki, gerçeğe çok yaklaştıkları söylenebilir. Çünkü Vendee Globe yarışı için imal edilen IMOCA 60 model yelkenli teknenin Alman skipper’ı Boris Herrmann ile Malizia yarış takımının patronu Pierre Casiraghi, Greta’yı ABD’ye karbon ayak izi bırakmadan ulaştırdılar ama Avrupa’ya uçakla geri dönecekler. Prenses Caroline’in oğlu Casiraghi’nin teknesi güneş panelleri ve su altı türbinleri sayesinde sıfır emisyonla seyrediyor. Aynı zamanda laboratuvar işlevi de görüyor; özel CO2 sensörleriyle okyanuslarda karbondioksit ölçümü yaparak verileri bilim insanlarıyla paylaşıyor.

        Ayrıca yelkenliyi Avrupa’ya geri götürmek için de beş kişilik bir ekip ABD’ye gitti. Alman medyasındaki hesaba göre en az yedi kişi Atlantik aşırı uçuş yaptı, yapacak. Amerika’ya yola çıkılırken, Plymouth’a akın eden gazeteciler, TV ekipleri ve PR uzmanlarının da oraya koşarak gitmedikleri kesin; onların uçak yolculukları da hesaba katıldı. Greta, teknede kendisine eşlik eden babası Svante Thunberg ile uçak yolculuğu yapsa daha tasarruflu olacaktı. Atlantik aşırı tek uçak yolculuğunun iklime 1800 kiloluk karbondioksit etkisi oluyor.

        “Greta, şileple Amerika’ya gitse daha iyi olmaz mıydı?” diye soruldu. Skipper Herrmann’ın sözcüsü, “Dönüş yolculuğu için bu seçenek de düşünülüyor” cevabını verdi. Herrmann da eleştirilere karşı şöyle dedi: “Önemli olan niyettir; artık siyaseten bazı şeylerin değişmesi gerekiyor. Bizim uçak yolculuğu yapmamız, Greta’nın New York’a sıfır emisyonla geldiği gerçeğini değiştirmez. Biz bir yarış takımıyız, bu dönemde antrenmanlar için tabii ki uçmak zorundayız. Sorarım size, birey olarak tamamen sıfır emisyonla yaşamak mümkün mü?”

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar