Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Almanın şöhreti bize yabancı olabilir ama kendi müzik ve sanat evrenlerinde şöhretler işte. Twitter’ın sahte hesaplara karşı geçen temmuzda başlattığı savaşta mutlaka onların da takipçi kayıpları olmuştur. Malum, Kim Kardashian gibi profili kabarık şöhretlerin, milyonlarca takipçi satın aldığı söylentileri arasında, Instagram ve Twitter sahte hesapları silip duruyor. Daha üç gün önce Twitter’dan yeni bir salvo daha geldi. En fazla etkilenenler arasında 861 bin takipçi kaybıyla Katy Perry başı çekiyor. Temmuzdaki temizlik harekatında da 3 milyon takipçisi düşmüştü. Justin Bieber’ın da öyle. Ama ne gam, ikisinin de 100 küsur milyon takipçisi var. Hanesinde milyonu aşan kayıpları olanlar Barack Obama, Oprah Winfrey, Kim Kardashian, Ellen DeGeneres şeklinde uzayıp gidiyor.

        Takipçi sayısının özellikle şöhretler için statü sembolü olduğu ortamda Almanya’da aşırı sağ eğilimli kullanıcılardan kurtulmak için “beni takibi bırak” kampanyası başlatıldı. “Laut gegen Nazis” adlı Hamburg merkezli Nazi karşıtı grubun inisiyatifiyle, ülkenin eğlence, spor, sanat, siyaset dünyasından şöhretlere ve sıradan kullanıcılara da, “unfollowme” etiketiyle kampanyaya katılma çağrısı yapılıyor. “unfollowme.org” sitesine giriyor ve sağ popülist partilerin haznesinde bulunan söylemlerden hangisine itirazın varsa, ona uygun bir afiş seçiyor ve kampanyaya dahil oluyorsun. Yabancı düşmanlarına, ırkçılara, göç karşıtlarına, homofobiklere ve her türlü ayrımcıya "seni çevremde istemiyorum" diyorsun. İşte bu da klibi...

        “DÜŞ YAKAMDAN”

        Özellikle müzik aleminin ünlüleri için bir meydan okuma bu. “Laut gegen Nazis” grubundan Jörg Menge şöyle açıklıyor: “Takipçi sayısının kanaat önderleri ve şöhretler için başarı göstergesi olduğu bir zamanda ‘unfollowme’ demek önemli bir işarettir. Çünkü takipçi kaybetmek, başarı grafiğinde düşüş demektir. İşte bu da katılımcılarda verdiğimiz mesajı daha güçlü kılacaktır.”

        Mesela sosyal aktivist çıkışları bilinen “Die Fantastischen Vier” grubunun solisti Smudo, Twitter’da topu topu 134 bin takipçisi var ama Almanya’da yüksek profilli tabakadan. “Neo-Nazi yürüyüşlerine katılıyorsan, beni takibi bırak” diyerek dalıyor ortama. Bu hip-hop grubu “Fantastik Dörtlü” 2015’de kaçak göçmen akını patlak verdiğinde ayaklanan aşığı sağcılara, sığınmacıları konsere davet ederek cevabını yapıştırmıştı.

        "Sığınmacıların boğulması umrunda değilse, beni takibi bırak..."

        Irkçı rakipçilere “yakamdan düşün” diyen diğer bir ünlü de, rapçi Sido. Türk asıllı rapçi Savaş’la 1.5 milyon takipçili “Royal Bunker” ikilisini oluşturan Sido “Yabancılardan nefret ediyorsan, beni takibi bırak” diyerek katıldı kampanyaya. Kool Savas da Instagram'dan verdi mesajını: "Sağ görüşlüleri, ne gerçek hayatta ne de sosyal medyada görmek istiyorum..."

        ProSieben kanalında “Late Night Berlin” programını yapan talk show’cu Klaas Heufer-Umlauf, şarkıcı Johannes Oerding ve St.Pauli futbol takımının başkanı Oke Göttlich gibi öne çıkan başka isimler de var.

        Ama esas olarak bir hip-hop/rap bereketi var kampanyada. Fas kökenli Alman rapçi Namika da “Hicab yasaklanmalı diyorsan, beni takibi bırak” sloganıyla katılıyor. Asıl adı Hanan Hamdi olan Namika’nın Twitter’da takipçi sayısı sadece 12 bin ama olsun, şarkıları çok güzel. İşte mutluluğa umarsız bir hasreti ve kimlik arayışını anlatan son albümü "Que Walou"dan aynı adlı parça. Şarkının bir kısmı Berberi diyalektinde; “Que Walou” da o ağızda “hiçbir şey için” demekmiş.

        FAŞİSTLER Mİ, KOMÜNİSTLER Mİ?

        Sanat ve eğlence dünyasından ünlüler “beni takibi bırak” deyince alkış alıyor ama bazı kullanıcılar kampanyayı eleştiriyor. Aşırı sağ zihniyetin sosyal medyada tecrit edilmesini amaçlayan bu hareketin toplumdaki yarılmayı daha da derinleştireceğini ileri sürüyorlar. "Karşıt siyasi görüşleri savunanlar arasında iletişim koparsa, kanaat önderlerinin sağ kesim üzerindeki muhtemel hoşgörü etkisi de ortadan kalkar" diyorlar. Böylece "unfollowmenot" etiketiyle "beni takibi bırakma" dalgası da hasıl oluyor. Diyaloga açık olduklarını söyleyenler bu yolu izliyor.

        Ancak iş siyasete gelince diyalog eğilimi ve hoşgörünün zayıf olduğu hemen görülüyor. Hamleyi beğendirmek kolay olmuyor. Avrupa Parlamentosu’nun eski Başkanı ve Sosyal Demokrat Parti SPD’nin seçim kaybedene kadar kısa dönem lideri Martin Schulz da takibi bırak kampanyasına katılınca tartışma çıktı.

        “Sağcıların gösterilerine katılıyorsan, beni takibi bırak” sloganını seçen Schulz; “Naziler, 6 milyon Yahudi kadın ve erkeği katletti. Dünyayı yasa ve enkaza boğdu. Neo-Nazilerle yürünmez. Bunu anlamayan beni takip etmesin” diye yazdı. Bu sözler üzerine her kesimden hücuma uğradı Schulz.

        Sadece Yahudileri anarak diğer Nazi kurbanlarını görmezden gelmekle suçlandığı gibi, Yahudilerin de tepkisini çekti. Avrupa Parlamentosu başkanı olduğu dönemde Filistin Lideri Mahmut Abbas’ın Avrupalı milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmayı “ilham verici” diye nitelediği gerekçesiyle. Sadece Abbas’a yönelik takdiri nedeniyle değil, SPD’li bazı politikacılar İsrail’i “apartheid rejimi” diye nitelediği için de Schulz suçlamaların hedefi oldu. Kimisi de, SPD’li Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın katıldığı Berlin’deki ırkçılık karşıtı yürüyüşte cihatçıların da bulunduğu iddiasıyla Schulz’a yüklendi.

        Ancak en ilginci; komünistlerin Nazilerden daha fazla insan kıyımından sorumlu olduğu şeklindeki iddiaydı. “Komünistler 100 milyon insanın ölümüne yol açtı. Radikal solcularla da yürünmez. Bunu anlamayan, beni takip etmesin” yazmıştı biri. Çok da destek buldu; “Stalin, Demokratik Alman yönetimi kaç kurban aldı haberin var mı? Aşırı solcularla yürünmez…” tepkileriyle.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar