Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen akşam kızım doğum günü pastasını üflerken öyle içim ısındı ki, fotoğrafını Instagram’a post ediverdim. O dakika “çocuk fotoğrafı sosyal medyada paylaşılmalı mı” muhabbeti başladı masada. Çocuk dediysem benim kızım yetişkin de, küçük çocuklardan bahsediyoruz. Deniz Akkaya’nın başına geleni anlatıp, çocukların özgür iradesi dışında paylaşılan fotoğraflarla onların geleceğini etkileyecek profiller oluşturulduğundan ve web ortamındaki tekinsiz insanlar ve tehlikelerden dem vururken kızımla kardeşim bana “Dur bakalım” dedi.

        Sosyal medyada özellikle şöhretlere, özellikle de kadın şöhretlerin yaşına başına, dış görünüşüne saldıran habis varlıkları hatırlatarak “hırsızın suçunu” yüzüme çarptılar. Haklılar. Buradaki mesele “çocuk fotoğrafı paylaşılmalı mı” meselesi değil. O da çok tartışılan evrensel bir gerçeklik olmakla birlikte Deniz Akkaya vakasında, kızı Ayşe’ye saldıran kötücül varlığa ve benzerlerine odaklanmak gerekiyor.

        https://www.instagram.com/p/BnOUffDnM0m/?taken-by=denizakkayaofficial

        Olayın seyri şöyle... Deniz Akkaya gözlerinin içi parlayan Ayşe’nin fotoğrafını paylaşıp “Gülmek dünyanın en güzel şeyi, mutlu pazarlar” notunu düşüyor. Ve gülmekten nasibini almamış bir kadın ‘Dişlerin görüntüsü bozuksa bu kadar gülmek güzel mi bilemedim’ yorumunu taslıyor. Akkaya “Sorsan Müslüman ama çoluk çocuğa bile böyle acımasız, böyle şekilse!” diye tepkisini dile getiriyor.

        Kadın mesajı siliyor ama iş orada kalmıyor. Başka bir kullanıcıyla ”Silmemin sebebi muhatap olmamak canım, kötü bir şey demedim yani görünen köy kılavuz istemez çocuk diye görmezden gelemem” diye yazışıyor. Deniz Akkaya bu satırları paylaşıp altına; “Ya pislik mahlukat hala pislik saçıyor! Yahu biz senin kötü kalpli halini görmezden gelelim dedik ama olmuyor. Bir yok olun defolun şu ülkeden yaa!” yazıyor.

        REKLAM

        SOĞUKKANLI OLACAKSIN

        Deniz Akkaya hesabında fotoğrafa yapılan 20 bini aşkın yoruma baktım, Ayşe’nin ay parçası gibi yüzüne sevgi sözcükleri kadar, o habis kadına karşı haklı bir öfke ve nefret mesajları da var. Çirkin yorum silinse bile, savunma yorumları o pırıl pırıl fotoğrafın altındaki yerini koruyor. Üstelik çok akılcı yorumlar da değil; yani ortodonti tedavisinin faydalarından bahsedenler bile çıkmış ki, bu da küçük Ayşe’ye yapılan saldırıyı besliyor. Yorumu yapan kadının “anneliğine tükürenler”, havladığını ileri sürenler de cabası.

        Sosyal medyada provokatif amaçlı trollerden de kaynaklanan nefret dili ve bu tür saldırılar karşısında nasıl davranılması gerektiğine ilişkin uzmanların analizleri ve tavsiyeleri var.

        * Hakaretamiz saldırılarda bulunanlar, sizin yüzünüze asla söyleyemeceği şeyleri söyleyen kişilerdir. Bunlar genelde başkalarının umursamadığı etkisiz elemanlardır, dikkat çekmek, kendince önemsenmek için kötücül yolu seçerler. Onları çok da önemsemeyin; onlar sahte, siz gerçeksiniz.

        * Soğukkanlı olun, aynı karşılığı verip onun seviyesine inmeyin. Hisleriniz incinmiş, çok öfkelenmiş olabilirsiniz ama hemen eyleme geçmeyin. Stresten arınmak için kendinize zaman tanıyın. Güvendiğiniz yakınlarınıza da danışın. Daha sakin kafayla yanıtınızı verin. Ya da tamamen görmezden gelin.

        * Eleştiriye açık karşılık vermeyin… Sizin cevabınızı da aynı şekilde saldırgan bulanlar çıkabililir, tartışma ortamında daha fazla incinebilirsiniz. Haklı olduğunuz halde hücuma uğramak da var. Çünkü kötücüller yalnız değildir. Hele şöhret sahibiyseniz.

        * Sosyal medyadaki hakaretlere karşı açılan kampanyalara katılın. Eğer ülkenizde öyle bir kampanya yoksa inisiyatif alın, siz başlatın.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar