Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merkez Bankası’nın enflasyon raporunda yılın ikinci çeyreğinde yüksek oranda gerçekleşen kredi artışının temmuz ayında reel anlamda düşüşe geçtiğine dikkati çekmiş ve bunun bir grafiği de yer vermişti. Konuyu cuma günü “Faiz düşük kredi bolsa finansa erişim niye kıt” başladığı ile işlemiştik.

        Zaten zorunlu karşılık getirerek, şarta bağlayarak kredileri sınırlandıran kurumlardan biri BDDK ise diğeri Merkez Bankası idi. Ortaya çıkan son durum ise para bol, faiz düşük ama finansmana erişim idari kararlarla sınırlı.

        Nitekim aynı gün İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) meclis toplantısına katılan Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile sanayiler arasında krediler ve para politikası üzerine tarihi bir diyalog ve tartışma yaşandı.

        FİNANSMAN KOŞULLARI SIKI, KREDİ İMKANLARI DAR

        ➔Haziran ayı itibariyle reeskont kredisi kullanmak için döviz gelirinin yüzde 40’nı Merkez Bankası’na, yüzde 30’unu bankalara satma zorunluluğu getirildiğini ve izlenen bir ayda döviz satın almama taahhüdünün şart koşulduğunu belirten İSO Başkanı Erdal Bahçıvan bu kararların ihracatçının kaliteli finansmana erişiminin zorlaştığını, kur zararına yol açtığını ve ciddi anlamda operasyonel yük getirdiğini anlattı.

        REKLAM

        ➔Erdal Bahçıvan şunları söyledi: “Sanayimiz, üretim ve ihracatı için gerekli hammadde ve ara malını ithal etmek ve yatırımları hayata geçirmek için, dövize ihtiyaç duymaktadır. İhracattan elde edilen gelirin çok büyük bölümünün bu alanlar için harcandığını, sanayimizin hiçbir zaman dövizden gelir elde etmeyi amaçlamadığını, ancak üretim ve ihracatını sürdürebilmesinde bu döviz gelirinin hayati önem taşıdığını özellikle vurgulamak istiyorum.”

        ➔Haziran sonunda TL cinsi kredi kullanımına döviz varlığı sınırı getiren BDDK adımının kredilere ulaşımı daha da zorlaştırdığını kaydeden İSO Başkanı Erdal Bahçıvan finansman koşullarının sıkılaştığı ve kredi imkanlarının daraldığı bugünlerde, sanayicinin durumunu “zincirleme reaksiyon halinde gelişebilecek ödeme risklerine işaret etmesi bakımından endişe yaratıyor” diye tanımladı.

        ➔Dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve riskleri anlatan Bahçıvan “Sürecin bu şekilde devam etmesi halinde başta yakın gelecekteki ihracat ve üretim rakamları olmak üzere, ekonomiyi olumsuz etkileyecek birtakım gelişmelerin arifesinde bulunduğumuzu üzülerek belirtmek istiyorum. İhracat pazarları bozulurken sanayici finansman desteğinden mahrum bırakılmamalı” dedi.

        KREDİYLE DÖVİZ ALIYORSUNUZ

        Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ise meclis toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

        ➔ “Bu kadar krediden şikâyet edilmesini ciddi şekilde konuşmamız gerekiyor. Uzun süredir Eximbank kredileri sıfır faizli. Faiz artışlarına rağmen aşağı yukarı herkes sıfır faizle kredi kullandı ve döviz aldılar. Bunları konuşacağız.

        ➔İhracatçımız Merkez Bankasını eleştirmek yerine bankalara gidecek, bu kaynağı alacak. Kaynağı Merkez Bankası olan para orada duruyor. Alma hakkı da sizin.

        ➔Yüzde 12 ile ihracatçı şu an bir yıl vadeli ihracat kredisini tüm bankalardan ve Eximbank’tan kullanabilir. Kim kullanamazsa ben takipçisi olacağım. Bu kadar şikayeti anlamıyorum. Gideceksiniz, alacaksınız.

        ➔Merkez Bankası kaynaklı 3 ay yüzde 10 ile para veriyoruz. 3 ay yüzde 10 ile kullan, dövizi alma, 3 ay sonra döviz al. Yüzde 10 ile sadece kur korumaya yatırsan, yolunu da söyleyeyim size, 7 puan fazla faiz getirirsiniz hiçbir şey yapmadan. Ancak döviz hastalığı var. Herkes döviz alma yolunda. Kimse dövizi bozmuyor.

        REKLAM

        Krediyi çekip döviz alırsanız, araba alırsanız nasıl enflasyonla mücadele edeceğiz? Kredileri bu yüzden durdurduk.

        1 trilyon verilmiş kaynak var ama herkes şikayet ediyor. Nerede bu para?

        ➔Sanayici yatırım için verilen düşük faizli krediyle döviz alıyor. Enerji faturası 17.8 milyar dolardan 50 milyar dolara çıkarken, firmalar bu dönemde (24 Şubat'tan hazirana kadar) bankacılık kesiminden kredi kullanarak 55 milyar dolarlık döviz aldı. Kredilerin nereye gittiğine siz karar verin. Ucuz krediyle döviz alanların listesi var elimizde.

        STOK TARTIŞMASI

        ➔Şahap Kavcıoğlu'nun "Faizleri düşükken iş adamımız bunu farklı kullanıyor. Alıyor parayı döviz alıyor. Korkunç stok yaptılar. Bu kadar stok niye bu sene yapılmış?" sözlerine Bahçıvan'dan tepki geldi.

        “Stok acaba sanayicinin envanterinde niçin duruyor?” diye sorarak araya giren Bahçıvan, Kavcıoğlu’nun sözlerine şu yanıtı verdi:

        “Stoku doğru analiz etmezseniz başka yere gider. Kendisini enflasyondan korumak isteyen sanayiciyi o kapsama sokarsanız tehlikeli bir bakış açısına dönüşür. Türk sanayicisinin üretimi ve tedarikini stok mantığıyla ele alan bir merkez bankası anlayışı başlayacak olursa bu aramızdaki görüşün çok ciddi bir kutuplaşmaya gittiğini gösterir.

        ➔Bu stoku şirketinde farklı nedenlerle taşıyan sanayiciyi itham altına alırsak Türk sanayicisine haksızlık yapmış oluruz.

        ➔Tedarik sıkıntısı olan bir dünyadan geliyoruz, bir hafta sonra hangi malı bulacağınız belli değil. Stok noktasında hiçbir Türk sanayicisi piyasayı istismar etmek için bunu kullanmamaktadır. Üretimin akışkanlığı için bu stoklar yapılmak zorunda.

        ➔Öyle bir dünyadan geliyoruz ki iki ay üç gemi beklediğimiz oldu. Hiçbirimiz stok yapmaktan memnun değiliz. Burada takdire dönecek olan başarımız, piyasayı speküle edecek boyuta getirilirse büyük haksızlık yapılmış olur.”

        REKLAM

        NE KADAR KREDİ O KADAR KUR ARTIŞI

        ➔Başkan Kavcıoğlu İSO’daki konuşmasında bu yılın ilk yarısında kullandırılan reeskont kredi miktarını 11.1 milyar dolar olarak açıkladı. Rakam geçen yılın aynı döneminde 9.3 milyar dolardı. Kredi kullanan şirket sayısı ise 2.199’dan 4.476’ya yükseldi.

        ➔Buradan da şirket başına kullanılan kredinin geçen yıl 4.2 milyon dolardan bu yıl 2.1 milyon dolara indiği dikkati çekiyor. Reeskont kredilerinin şirket başına yarı yarıya azalması yakınmaların başında geliyor.

        ➔İstanbul Sanayi Odası’ndaki tartışma, bol para ve ucuz faiz politikasının, üretim ve ihracatın ucuz finansmanı veya yeterli finansmanını sağlayamadığını gösteriyor.

        ➔1 trilyon liralık kredi artışının bir kısmı doğrudan bir kısmı dolaylı döviz alımına ve hammadde ithalatına gitmiş. Para ne kadar bollaşmış, krediler ne kadar büyümüşse döviz talebi o kadar artmış ve kurlar yükselmiş. Olayın enflasyon ayağı da başka bir boyutu.

        Bu sarmalla başa çıkamayan kamu kuruluşları da kredileri kısıtlama yoluna gitti. İhracatçının da, ihracatçı sanayicinin de kredisi kısıtlandı. İşi oraya kadar vardırdık, tartışmanın nedeni bu.

        ➔Halbuki ihracat artışı daha kritik hale geliyor, hastaya ilaç yetiştirenin yol parasını kesmemek gerekiyordu. Çünkü ilaç yetişmezse belli ki hastanın durumu kötüye gidecek.

        ÇÖZÜM, SORUNUN KENDİSİ HALİNE GELDİ

        ➔Eylülde yürürlüğe konulan düşük faiz bol para politikasının hedefi, ucuz kredi ile üretimi ve ihracatı destekleyerek cari fazla vermekti.

        ➔Aradan geçen 3 çeyrekte ihracat ithalat artışına bir türlü yetişemediği gibi, aradaki fark giderek artıyor.

        ➔Enerji fiyatlarında öngörülemeyen yükseliş bunun bir nedeni olsa da, sonuç pek değişmiyor. Cari açıkla birlikte döviz ihtiyacı büyüyor. Ortaya konulan ucuz kredi politikasını da fiilen yürürlükten kaldırmak durumunda kalıyorlar.

        ➔Üstelik TL ile tasarruf edenlerin çok yüksek reel kayıplara uğramasına, Türk Lirası’nın feda edilmesine ve yüksek enflasyona rağmen böyle bir sonuçla karşılaşıyoruz.

        Ucuz kredi diye çıktığımız yolda döviz pahalı, mallar pahalı, konut ve araba çok pahalı hale geldi. Ucuzlayan tek şey TL ve TL ile ücret alanlar oldu. Çözüm 9 ayda sorunun kendisi haline geldi.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar