Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yılda iki kez yayımlanan Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu’na göre Türkiye’de hane halkı tasarrufları TL dışında büyüyor.

        Döviz, altın, hisse senetleri, tahvil ve bono, yatırım ve bireysel emeklilik fonlarının dahil olduğu finansal varlıklara elbette reel varlıkları eklemek gerekiyor.

        ➔Bu kısım Finansal İstikrar Raporu’nda yok çünkü gayrimenkul, otomobil, yat gibi dayanıklı tüketim malları birer reel varlık. Yatların kamuya açık izlenebilir fiyatları yok. Ancak yat almak isteyenlerin 2023 ve 2024 yılları için sıra beklediği biliniyor.

        ➔Otomobil olsa yeni satış rekorları kırılacak ama çip ve parça yokluğundan dolayı yeterince üretilemiyor.

        ➔Gayrimenkulde ise izlenen konut fiyatları mart ayı itibariyle yıllık yüzde 110 arttı. Yine tapu kayıtlarından hem konut hem konut dışı gayrimenkul satışlarının tüm zamanların en yüksek düzeyine çıktığını not etmek gerekiyor.

        VARLIKLAR 1 YILDA %60 ARTTI

        ➔Hane halkı finansal varlıklarına ilişkin Merkez Bankası’nın tablosu bitişikte yer alıyor. Geçen yılın ilk ve üçüncü çeyreği ile bu yılık ilk çeyreği rakamlarına göre şu tespitler yapılabilir:

        ➔Hane halkına ait finansal varlık toplamı geçen yılın mart ayında 2 trilyon 691 milyar lira iken, bu yılın mart ayında 4 trilyon 310 milyar liraya yükseldi. Bir yıllık artış yüzde 60.1. Mart itibariyle bir yıllık tüketici enflasyonu da yüzde 61.1. Enflasyon düzeyinde bir artış söz konusu.

        REKLAM

        ➔Bir yılın en büyük artışı son altı ayda gerçekleşti. Bu dönemde finansal varlık büyümesi yüzde 42.1 oldu.

        ➔Büyümeye en güçlü katkı döviz mevduatından geldi. Altı ayda döviz mevduat hacmi yüzde 60 arttı. Artış mutlak artıştan değil, kur artışından kaynaklandı.

        ➔En son sütunda altı aylık büyümenin yıllıklandırılmış oranları yer alıyor. Toplam finansal varlık artışı yüzde 102’yi buldu.

        DÖVİZ VE ALTIN DEVALÜASYONLA BÜYÜDÜ

        ➔En yüksek artış yüzde 162.7 ile kıymetli maden deposu yani altın mevduatında. Ancak buradaki artışın altının TL karşısındaki yükselişinden kaynaklandığını ekleyelim. Çünkü dolar bazında altın mevduatı 31 milyar dolardan 30.1 milyar dolara indi.

        ➔İkinci en yüksek oranlı artış yüzde 155.4 büyümeyle döviz mevduat hesaplarında. Ancak buradaki mutlak artış sadece 1 milyar dolar ve yüzde 1’e bile denk gelmiyor. 109.3 milyar dolardan 110.3 milyar dolara artış var. Yüzde 155’lik büyüme devalüasyondan kaynaklanıyor.

        ➔Buradan şu sonuca varılabilir ki, döviz ve altın bazında gerçek anlamıyla bir büyüme yok. TL ifadesiyle yüksek büyüme var. Dolayısıyla bütün kazanç devalüasyondan geliyor.

        ➔Türkiye’de hane halkı tarafından en yaygın kullanılan finansal araç mevduat. Burada büyüme döviz mevduatında.

        TL mevduatında ise son bir yılda büyüme yüzde 38.6 ile aynı dönemin yüzde 61.1’lik enflasyonunun oldukça altında.

        ALTERNATİF ALANLARDA NE VAR?

        ➔Tahvil bonolarda yüzde 133’lük büyüme meydana geldi ama miktar 107 milyar lira ile sınırlı.

        Alternatif alanlarda daha anlamlı büyüme ise yatırım fonlarında. Yüzde 131’lik yıllık artışın karşılığında ulaşılan 480 milyar liralık büyüklük söz konusu.

        REKLAM

        ➔Hisse senetlerinde bir yıllık büyüme yüzde 44 ile düşük düzeyde ama altı aylık büyümenin yıllığı yüzde 130’a denk geliyor. Buradaki büyümenin önemli kısmı değer artışından kaynaklanıyor. Hisse senetlerinin GSYH’ya oranı ise yüzde 4.4 ile uzun vadeli seviyesinde.

        ➔Finansal varlıkların çıkan sonuç ise döviz ve altında olanların kendilerini enflasyondan korurken, hisse senedi, bono ve tahviller ile yatırım fonları gibi alternatif alanlara yönelenler de durumu kurtardı.

        Tablonun kaybedeni ise TL mevduat sahipleri.

        BORÇLANANLAR KAZANIYOR

        Asıl kazananlar ise TL ile kredi kullananlar oluyor yani borçlananlar.

        Ancak hane halkı borçlarını bu dönemde büyütemiyor. Ya ödeme zorluğundan ya da bankalar kredi açmadığından. Yoksa düşen alım gücü karşısında ihtiyacı yok demek olası değil.

        ➔Bitişikte Merkez Bankası’nın hane halkı finansal yükümlülüklerini içeren tablosu yer alıyor. Hane halkının toplam borçları varlık yönetim şirketlerinin alacakları dahil olmak üzere geçen yılın mart ayında 937 milyar liradan bu yılın mart ayında 1 trilyon 138 milyar liraya çıktı.

        Artış yüzde 21.4 ile aynı dönemin yüzde 61.1 enflasyonun yaklaşık üçte bir düzeyinde kaldı. Reel anlamda küçüldü.

        ➔Zaten borç hanesinin hemen yanında borcun GSYH’ya oranı yer alıyor. Bu oran yüzde 17.5’tan bir yılda yüzde 14.6’ya indi. Hane halkı borcu reel olarak azalıyor. Tabi ki toplam büyüklük olarak. Doğal olarak borçlanmaya dayalı tüketimin giderek azalmış olması lazım.

        ➔Borçların düşük olması şüphesiz iyi bir durum. Ancak faizlerin negatif düzeyde bulunması dikkate alınınca borçlanmada en avantajlı dönemi hane halkının iyi kullanamadığı ortaya çıkıyor. Hane halkı mevduat yapıyor, sisteme para koyuyor ama borç artışına, kredi artışına gerçek anlamıyla katılamıyor.

        REKLAM

        ➔Borçlanmayı ise kurumlar ve şirketler yapıyor. Avantajlarını bu kesim kullanıyor. Nitekim şirketlerin finansal yükümlülüklerini karşılama güçleri de, karlılıkları da artıyor.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar