Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaklaşık 3 yıl sonra İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) fiziki yapılan aylık meclis toplantısına katıldım. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin sanayicilere ne mesaj verdiğini dinledim. Toplantının yapıldığı Odakule’nin salonu İSO’nun 70. kuruluş yıldönümü nedeniyle geçmiş faaliyet fotoğraflarıyla süslenmişti. 20 yıl, 30 yıl hatta 38 yıl önceye kadar gittim.

        Mesleğe başladığımın ilk yılında ANAP iktidara yeni gelmiş, ekonomide reformları arka arkaya yapıyordu. İyi bir rüzgar yakalamıştı. Başbakan Turgut Özal olsun, ekonomiyle ilgili bakanlar olsun, hatta başdanışman olan Adnan Kahveci nerede konuşuyorsa büyük ilgi oluyordu. Salonlar dolup taşıyordu.

        38 YILDA NE DEĞİŞTİ?

        Turgut Özal da Başbakan olduktan sonra 1984’ün ilk aylarında İSO’ya geldi ve yeni dönem için sanayicilere sonraki yıllarda hafızalara kazınan şu mesajı verdi: “Yatınızı katınızı satın, sermayenize katın.”

        ➔ Çünkü kayıp bir 10 yılın ardından 1980’li yıllar iş yapma, büyüme ve atılım yapma zamanıydı. Türkiye’nin dövize ihtiyacı vardı ve bu nedenle ekonomisini dışa açıp rekabete hazırlanıyor ve ihracatı öğreniyordu.

        ➔ Bunun için de sanayinin güçlenerek büyümesinin finansmanı önem kazanıyordu.

        REKLAM

        ➔ Sanayiciler denileni ne ölçüde yaptı, belirlenmesi oldukça zor. Ama sanayi büyüdü, ihracatı da öğrendi ve belli bir rekabet gücü de kazandı. Bu sırada şirket borçları büyüdükçe büyüdü.

        O dönemde borçlar ile özkaynakların oranı yaklaşık yarı yarıya şeklinde dengeli bir durumdaydı. Son yıllarda ise özkaynağın oranı yüzde 30’a inerken, borcun oranı yüzde 70 düzeyine çıktı.

        ➔ Aradan 38 yıl geçtikten sonra aynı salonda yine sanayiciler ile Kabine’nin ekonomi kaptanı vardı. Bu kez Meclis Başkanı olarak kürsüde İbrahim Bodur’un yerine kızı Zeynep Bodur Okyay vardı.

        -Özsermaye eksikliği veya aşırı borçlar konuşulmadı. Ama yine gündemde dönüşüm vardı. Sanayinin dönüşümü, yeşil dönüşüm, yatırımlar, enerji fiyatları, kredi maliyetleri, yeni kredi paketleri, faizler ve döviz kuru gibi konular gündeme geldi.

        BAKAN NEBATİ: İLK ÇEYREKTE BÜYÜME %6-7 GELEBİLİR

        Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati İSO meclisinde şu mesajları verdi:

        ➔ “100 milyarı ihracatçılara, 50 milyarı turizmcilere olmak üzere 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanı sağladık. Söz konusu krediler, ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı yatırımlara aktarılacak. Bunlar arasından yerli makine ve teçhizat yatırımları öncelik olacak.

        ➔ En az 3, en çok 10 yıl vadeli olarak kullandırılacak bu kredilerin maliyeti yüzde 9'a kadar inebiliyor. KOBİ'ler için 250 milyon lira, KOBİ dışı için 1,5 milyar lira limit öngörüldü.

        Kur korumalı mevduatın katkısıyla döviz kurunda istikrar sağladık. Dövizde yüksek oynaklıklar gündemimizden çıktı. Önümüzü görüyoruz.

        ➔ Sanayi üretimi iki ayda yüzde 10,7 arttı, ilk çeyrek ihracatı yıllık bazda 235,6 milyar dolara yükseldi. Şubatta işsizlik yüzde 10,7'ye geriledi. Bu öncü göstergeler büyümenin 2022'nin ilk çeyreğinde yüzde 6-7 oranında gerçekleşeceğine işaret ediyor. Çarklar dönüyor, işler iyi.

        REKLAM

        3.2 MİLYAR DOLARLIK İKLİM FİNANSMANI

        Dünya ekonomisi çalkantılı ve zor bir dönemden geçiyor. Doğalgaz fiyat artışından özellikle sanayicimiz etkilendi. Fiyatları yeni yılda artırmamıza rağmen Ocak-Mart döneminde sanayicilerin kullandığı doğalgaza hala yüzde 28 sübvansiyon sağladık.

        2021'de 148 milyar vergi iadesi yaptık. Asgari ücreti vergi dışı bıraktık. TRT payını kaldırıldık.

        ➔ Ülkemiz sanayide çok cömert desteklerle sahip. 2021 yılında İstanbul'da yatırım teşvik belgesi yüzde 16 arttı. Sizleri, daha fazla yatırım yapmaya Türkiye'de üretilmeyeni üretmeye davet ediyorum.

        Yeşil dönüşümde şirketlerimizin küresel rekabetçi yapısını koruyabilmeleri için, büyük yatırımlar gerektiğinin farkındayız.

        ➔ Yeşil dönüşümde yatırımların finansmanı amacıyla uluslararası kuruluşlarla çalışıyoruz. Önümüzdeki üç yılda 3,2 milyar dolarlık iklim finansmanı sağlayacağız."

        ENFLASYON UZUN SÜREBİLİR

        ➔ Toplantıda konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, Rusya-Ukrayna savaşının yeni bir belirsizlik dalgasını oluşturduğunu belirterek "Savaşla birlikte gıda ve enerji başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki artış eğilimi daha belirginleşti. Bu gidişatın önümüzdeki dönemde büyüme görünümünü zayıflatması kuvvetle muhtemel" dedi.

        ➔ Erdal Bahçıvan, sanayinin yeni yatırımları gerçekleştirebilmesi için dönemsel ve belli koşullara bağlı karlılığa değil sürdürülebilir bir karlılığa ulaşmasının büyük önem taşıdığına vurgu yaparak, şunları kaydetti:

        REKLAM

        ➔ “Dünyadaki enflasyonist ortam, yurt içinde ise beklenti kanalı ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma düşünüldüğünde yüksek enflasyonun uzun bir süre daha bizimle beraber olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Bu bağlamda ortaya konulan çabaları desteklemekle beraber, enflasyonu kalıcı olarak düşürebilmek için daha fazla gayrete ihtiyaç olduğunun altını çizmek istiyorum."

        TÜRKİYE KAZANAN OLABİLİR

        ➔ Küresel değer zincirlerinde önemli bir dönüşüm süreci yaşandığına vurgu yapan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan şu ifadeleri kullandı:

        ➔ “Teknolojik rekabet, iklim değişikliği ve küreselleşmenin geleceğine ilişkin tartışmaların yönlendirdiği bu dönüşüm, pandemiyle oldukça hız kazandı. Küresel şirketler yoğun bir şekilde tek tedarikçiye bağımlılıklarını azaltmaya ve tedarikçilerini farklılaştırmaya çalışıyor.

        ➔ Bu amaçla üretim merkezlerini hedef pazarlara yakın alternatif lokasyonlara kaydırmaya, yerli üretimi teşvik etmeye ve tedarik sürelerini kısaltmaya çabalıyorlar. Daha sağlam ve yeşil tedarik zincirlerinin altı çiziliyor.

        Küresel değer zincirlerinde kartlar yeniden dağıtılırken bu sürece hazırlıklı olan ülkeler oyunun kazananı olacak. Hiç şüphesiz Türkiye, uygun coğrafi konumu, genç nüfusu, üretim kabiliyeti, dinamik özel sektörü, vasıflı ve rekabetçi iş gücü, uluslararası serbest ticaret ağları ve güçlenen altyapısıyla bu süreçte öne çıkan adaylardan biri.

        ➔ Küresel değer zincirlerindeki yeniden yapılanmanın gerisinde kalmak istemiyorsak bu değişimi iyi anlamak ve hızlı aksiyon almak durumundayız. Bu bağlamda çevreye duyarlı, sürdürülebilir, teknoloji odaklı, yeteneklerin ve verimliliğin öne çıkarıldığı bir üretim modeline geçmemiz gerekiyor.

        ➔ Böyle bir üretim modeli, ekonomimizin temel sorunları olan ithalata bağımlılığın azaltılması ve yapısal cari açığın önlenmesinde de hayati bir rol oynayacaktır."

        38 yıl önceki ve dünkü konuşmalardan çıkardığım ise üretimin tıpkı hayat gibi dinamik olduğu, sürekli değiştiği ve kendini yenilemesi gerektiğidir. Değişimin, yenilenmenin, dönüşümün sonu yok.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar